2024’ün En iyi 20 Metal Albümü
Merhaba.
Bir yıl daha geride bırakırken 2024, Metalperver için son 4 yılda en az içerik ürettiğim yıl oldu ne yazık ki. Özel hayatımdaki sorunlardan cenazelere, ruh hali dalgalanmalarından bilgisayar bozulmalarına varan çeşitli sebepler sayabilirim tabii ama günün sonunda metal hala tutunacak en sağlam dal hayatımda. O yüzden çok yazamadıysam da bolca dinledim. Lafı uzatmayacağım, fakat albümlere geçmeden hemen önce Metalperver’in devamlılığı için okur desteğinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyor, 2025’te daha aktif olacağıma inandığım PATREON üzerinde de ufak tefek desteklerinizi bekliyorum. Bir çayınızı içerim siz de isterseniz.
2023’e kıyasla çok daha zengin ve verimli geçen 2024’te albüm çeşitliliği ve kalitesi dolayısıyla liste hazırlamakta zorlandığımı itiraf etmeliyim. Yine de şöyle bir bakınca ağırlığın death/black metal albümlerinde olması, piyasa eğilimlerinin de iyice değiştiğinin bir göstergesi olabilir sanki. 2021’de senenin en iyisi seçtiğim IOTUNN ne yazık ki bu sene biraz geride kalması, Thrash tarafında MAYHEMIC ve HELLBUTCHER dışında elle tutulur bir şey çıkmaması –JUDAS PRIEST olmasa heavy metal da keza benzer bir durumda olacaktı- gibi faktörleri de düşününce listemin tür konusunda çok zengin olduğunu söyleyemeyeceğim. Dede dede mecralar hala gidip CRYPT SERMON‘a yılın albümü ödülü veriyor ama bunlar bana biraz ölmekte olanın son can cekişmeleri gibi geliyor. Güzel albüm tamam da, yok daha neler.
Listede sadece tek bir albümün kritiği yok, diğerlerinin hepsine mavi bağlantılara tıklayıp/dokunup ulaşabilirsiniz. Eksik kritik de en kısa sürede eklenecek.
Gelelim 2024’ün En İyi 20 Metal Albümü listemize:
20. NECROPHOBIC – In the Twilight Grey
19. IHSAHN – Ihsahn
Bence aynı zamanda senenin en radar altı kalan albümlerinden bir tanesi. Ihsahn fazlasıyla şöhretli bir figür ama nedense bu albüm -hiç de fena sayılmayacak 5 haneli dinleme sayılarına rağmen- bizim buralarda çok ilgi görmedi. Ben düzenlemelerini, progresif caz esintilerini, senfonik görkemini, Ihsahn’ın kendine has hırlamalarını çok sevdim ve bir kez daha bu liste sayesinde dikkat çekmek istiyorum kendisine.
18. KANONENFIEBER – Die Urkatastrophe
17. NECROWRETCH – Sword of Dajjal
16. INTER ARMA – New Heaven
15. BRODEQUIN – Harbinger of Woe
14. BYTHOS – Cthonic Gates Unveiled
13. SPECTRAL WOUND – Songs of Blood and Mire (kritik eklenecek)
12. BENIGHTED – Ekbom
Özellikle yılın ilk yarısında en çok dinlediğim albümlerden biriydi Ekbom. Sene sonuna doğru azman davulcu Kevin Paradis’in ayrılık haberiyle üzdülerse de Benighted 2024’ün en cevval death metal işlerinden birine imza attı. Sadece pata küte çalmak değil üstelik, vokalist Julien’in psikiyatri merkezinde çalışması ve orada karşılaştığı vakalardan aldığı ilham, mevzuyu hayli ürkütücü ve rahatsız edici noktalara da çekiyor. Merak ettiyseniz kritiğe mutlaka göz atın.
11. HIGH ON FIRE – Cometh the Storm
10. DVNE – Voidkind
9. BORKNAGAR – Fall
Borknagar hakkında herkesin hemfikir olacağı tek bir cümle kuracaksak o da herhalde metal dünyasında özgün, kendine has işler yapan ender gruplardan biri oldukları. Black metali pagan/folk/viking köklerine ulaştırırken progresif yollara başvuruyorlar, bazen bilmediği mantarı yiyip ormanda koşturan vikinge dönseler de çoğunlukla özel, sağlam albümler çıkarıyorlar. Fall da bence grubun son dönemindeki en güçlü albüm. Sırf o harika vokal melodileri için defalarca dinlenir.
8. DÖDSRIT – Nocturnal Will
7. VITRIOL – Suffer & Become
Boynundaki gerdanlık Kyle Rasmussen’e + kaç bonus veriyor bilmiyorum ama Vitriol artık gözardı etmesi mümkün olmayan bir death metal grubuna dönüştü. Yazıyı kurcalarsınız zaten ama, şu videonun son bölümündeki solo sonrası sweep kısmı haftada en bir defa açıp izlediğimi ve dinlediğimi belirteyim yine de. Seni hayvan seni.
6. JOB FOR A COWBOY – Moon Healer
5. DJEVEL – Natt Till Ende
Black metali 90’lardaki kök gruplarla keşfetmiş, bugün tüm o değişikli black metal gruplarının savunuculuğunu yapsa da o altın çağın, İskandinav ekolünün, buz gibi atmosferin hastası bir dinleyici olarak Djevel ile kurduğum gönül bağı çok ayrı bir seviyede. Listedeki pozisyonu bir nepotizm durumu getirmesin tabii akıllara. Djevel, 90’larda çıksa bugün klasik olarak kabul edeceğimiz harika black metal albümleri yapıyor ve bunu çok temel bir yerden, hem müzik, hem atmosfer hem de ruh bakımından 90’lar Norveç’inden sapmadan yapıyor. Mükemmel bir üçlemeye mükemmel bir final. İyi ki varsın Djevel.
4. JUDAS PRIEST – Invincible Shield
Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse albüm bazında 2024’ün en büyük olayı buydu. Firepower gibi kitleleri yeniden Judas Priest saflarına çeken bir mıknatıs etkisi yaratması beklenmiyordu belki ama kariyerinin 55. yılındaki dev Judas Priest markasının ne yapacağı büyük merak konusuydu. Hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde çıkarıp vurdular masaya, bunu daha minnoş bir şekilde ifade edemeyeceğim valla. Bu sene nihayet canlı da izledim (hem de İstanbul’un yarı fiyatına, çok daha keyifli bir ortamda) ve orada da bunun sadece bir masabaşı başarısı olmadığını gördüm. Dedemler çalıyor, dedem söylüyor. Bravo Judas Priest.
3. PANZERFAUST – The Suns of Perdition IV: To Shadow Zion
Panzerfaust’u da biraz konuşmak gerekecek, çünkü onlar Djevel’in aksine çok daha modern fikirlerle bezeli, black metali kutsalın suratına tükürmenin yanısıra çok daha felsefi tartışmalara, mizantropi idealarına temel oluşturması için de kullanıyor. Kanadalı grubun The Suns of Perdition tetralojisi, kusursuza yakın bir finale kavuştu. To Shadow Zion bir yandan müziğiyle baş döndürürken bir yandan da insanı düşünmeye, araştırmaya, kurcalamaya sevk ediyor. Sırf bu seri yüzünden 3 adet kitap aldım mesela. Böyle akıllı black metalin de tadı başka oluyor.
2. ULCERATE – Cutting the Throat of God
Eğer aşağıdaki albüm çıkmasaydı yılın albümü ödülü 2020’de olduğu gibi yine Ulcerate‘e gidecekti. Yeni Zelandalı grubu dinlemeyen, kurcalamayan death metal dinleyicisi ne kaybettiğinin farkında bile değil ama onlar sessiz sedasız isimlerini death metal tarihine kazıdılar bile.
1. BLOOD INCANTATION – Absolute Elsewhere
Şimdiden milyonlarla ifade edilen dinlenme sayıları, Metacritic gibi bir sitede bile yılın en iyi 3. albümü seçilmesi vs. gibi daha elle tutulur şeyler bir yana, death metalin ne kadar geniş bir çerçevede ele anılabileceğini kanıtlayan enfes bestelerle ekstrem metalin sınırlarını genişletmesi bile Blood Incantation‘ı bu yüzyılın en büyük death metal gruplarından biri yapmaya yetiyor. Hidden History of the Human Race üzerine bir başyapıt daha koymayı nasıl becerdiler, hala tam çözebilmiş değilim ama Absolute Elsewhere, açık fikirli metalciyi bambaşka alemlere götürecek bir seyahat biletini elinde tutuyor. Efendim? Ne demek ben Sumerian Progressive Electronic Atmospheric Interdimensional Psychedelic Annunaki Death Metal sevmiyorum? Saçmalamayın kuzum.
Ben epey memnunum bu seneden. Ihsahn ve Nile bilhassa çok mutlu etti. Biraz da yorumlarla benim liste de şöyle:
1- Nile – The Underworld Awaits Us All
Bir önceki albüm bir tık hayal kırıklığıydı. İçinde çok güzel şarkılar da vardı ama istediğim Nile eziciliğini bulamamıştım. Nile’ın kendine has ingilizcede “ridiculous” denebilecek birtakım hareketleri var, Stelae of Vultures’un soloları esnasında ritim gitar dahil bütün enstrümanların birbiriyle yarışması mesela. İşte ben Nile’ı böyle anlar için dinliyorum. Bu albüm bu konuda çok tatmin etti beni. +George Kollias belki de hayatının performansını sergiliyor. Albümün en zayıf şarkıları yine Brian’ın yazdığı 3 şarkı bence (önceki albümde de Brian’ın şarkılarını sevmiyordum). Bu üç şarkıdan ikisini genelde atlıyorum dinlerken, kalan haliyle kusur bulamadığım bir albüm. Umarım Narcotic Wasteland da en kısa zamanda yeni albüm çıkarır da kafamda yarıştırırım.
2- Replicant – Infinite Mortality
Bu senenin en iyi keşfi benim için. Önceki albümü de dinlemiştim ama fazla ısınamamıştım. Infinite Mortality bayağı olmuş. Planet of Skin’in clean gitarları olsun Pain Enduring’in groove’u olsun muazzam albüm.
3- Ihsahn – Ihsahn
Das Seelenbrechen’den beri en iyi Ihsahn albümü bence. Genelde çok sevilmemesine rağmen Das Seelenbrechen’in gizemli karanlığına hastayım ben. Arktis müzikal olarak çok iyi albümdü ama o gitar müziği olayını Ihsahn’ın ruhaniliğine çok yakıştıramıyorum. Amr’dan aklımda kalan tek bir şarkı bile yok. Bu albümle Ihsahn kendi karakterine çok iyi bir geri dönüş yaptı. Sözleri dahil albümde sevmediğim tek bir an bile yok. Hubris and Blue Devils ve The Promethean Spark Ihsahn best of’u yapılsa listeye girebilecek şarkılar. Ihsahn’ın Emperor’un bestecisi olduğunu düşününce tek başına bu bile yeter.
4- Horna – Nyx – Hymnejä yölle
Düz black metalin iyi yapıldığında başka hiçbir şeye ihtiyaç duymadığını gösteren harika bir albüm.
5- Forndom – Moþir
Listenin iki metal dışı albümünden biri. Neofolk / dark folk deniyor galiba bu türe. Kemanlı memanlı nordik müzik. Kemanda Wachenfeldt ve Wombbath’tan Thomas von Wachenfeldt var hatta. Virtüöz oğlu virtüöz bir müzisyen.
6- Hauntologist – Hollow
Kapağı gibi bir albüm. Çok başka yerlere götürüyor insanı. Grubun ismi Mark Fisher referansı mı bilmiyorum ama öyleyse eğer çok yerinde bir referans.
7- Vitriol – Suffer & Become
İlk dinlediğim zamanlarda muhtemelen yılın albümü olur benim için diye düşünmüştüm. Müzikal olarak tam bir başyapıt. Dinlemek istediğim kadar dinlemememin en büyük sebebi olan prodüksiyonsa çok mu iyi çok mu kötü bilmiyorum. Scaring the Hoes’dan bile daha kulak düşmanı bir prodüksiyon yapmış Dave Otero. Bu isim kasıtlı olduğunun ispatı, metal archives’ten bakıyorum, Archspire’dan Scour’a Cattle Decapitation’a ne yaptığını çok iyi bilen bir isim. Fakat Suffer & Become’ın öyle bir prodüksiyonu var ki bir paragraf yazı yazıp albümden tek kelime bahsetmedim.
8- Brodequin – Harbinger of Woe
Yorumsuz.
9- Oranssi Pazuzu – Muuntautuja
Mestarin Kynsi’ye göre biraz daha direkt, bir tık daha basit ve katmansız ama yine de çok iyi. Bu sene Brat ve Muuntautuja hanımla ortak sevdiğimiz albümler oldu.
10- Svdestada – Candela
Epey underrated bir albüm. Dinlese sevecek çok kişi var bence. Ciğer söken post hardcore etkili black metal.
11- Monte Penumbra – Austere Dawning
İzlanda.
12- Ulcerate – Cutting the Throat of God
Linç yemeyi göze alarak yazıyourm (Leviathan meşaleleri hazırlıyor şimdi): Ulcerate benim için Everything is Fire’la başlayıp Shrines of Paralysis’le bitti. Sonrası yine çok iyi de öncesinin 10da biri kadar bile sevemedim. Yine de Stare into Death’ten çok daha sevdim bu albümü.
13- Deus Mortem – Thanatos
Kosmocide > Thanatos. Kosmocide black metal ruhunu tek bir saniye bile kaybetmiyordu. Thanatos müzikal olarak çok daha zengin bir albüm, direk grunge rifiyle açılması bile albümün niyetini gösteriyor. Yine de Kosmocide’daki beni çok heyecanlandıran o ruhani atmosfer Thanatos’ta bir tık eksik.
14- Defeated Sanity – Chronicles of Lunacy
Yorumsuz (2).
15- Charli XCX – Brat
Hanım sağolsun bu sene normal insan müziği dinledim epey. Brat bestecilik, şarkı sıralaması, catchylik olarak çok iyi bir albüm. Özellikle kapanış şarkısına hastayım.
16- Spectral Voice – Sparagmos
Önceki albümlerini dinlemeye üşenmiştim ama geç olsun güç olmasın, Spectral Voice’in süründüren death metaliyle tanışmış oldum.
Nile muhtemelen doğru dürüst dinlemiş olsam ilk 20’ye alacağım grup olacaktı ki aslında Vile Nilotic Rites çok hype noktada da bırakmıştı beni ama aradan 6 sene geçince Nile’dan uzaklaşmışım herhalde biraz. Vakit bulursam kurcalayıp yazmayı istiyorum.
Replicant’da da tam tersi bir durum var bende, Malignant Reality’i bayağı sevip Infinite Mortality’i dümdüz bir ifadeyle dinledim her seferinde. Çalışmadı bende.
Bu sene death/black adına gerçekten iyi geçti. Convulsing ve Saidan isimlerini anmış olayım ben de. Güzel liste hocam, elinize sağlık.
Sonunda birileri bu 2 ismi zikretti
Ben Saidan’ı Korhan abinin Tek Atış paylaşımından keşfetmiştim, hakkını yemeyelim. Convulsing’in çok sallanmaması ilginç ama gerçekten
Mükemmel bir liste. SPECTRAL WOUND’un neden bu kadar hype’landığını ise anlayamadım gitti. Baya baya ortalama bir bm albümü bence.
Teşekkürler. \m/
Benim bu yıl dinlediğim en dinamik black metal albümlerinden biri Songs of Blood and Mire. Uzun uzun inceleyeceğim elim rahatlayınca ama old school / modern dengesi, parça parça başka bir klasik black metal prensibinin merkeze oturtulduğunu görmek, alttan alta verilmiş rock’n’roll paçozluğu, kaydındaki çiğlik, vokalindeki efekt vs. derken bayağı pro. bir iş bence.
Bir de bazen kültürel farklılıklardan dolayı da bazı albümlerde çok ayrışabiliyoruz. Coğrafya kader muhabbetine girmeyeceğim ama bazı gruplar, albümler neden K.Amerika’da ya da Avrupa’da yere göğe sığdırılamıyorken doğuya gittikçe etkisini kaybediyor (tam tersi de olabiliyor) diye bakmak lazım. Spectral Wound black metalin kök kültürü bağlamında çok doğru iş yapıyor bence. Canlı performanslarını da gördükten sonra “bunlar yürür” demiştim, öyle de olmasından dolayı mutluyum açıkçası.
Gayet hoş bir seneydi bence de. Ulcerate ve Blood Incantation albümleri son senelerdeki başyapıt eksiklerini tamamladı benim gözümde. Fazla metal dinlediğim bir yıl olmadığı için bazı albümler eksik olabilir. Puanlara çok takılmayın biraz sembolik biraz da puanlamak hoşuma gidiyor haha.
1- Ulcerate- Cutting The Throat The God (100)
Stare Death’le benim gözümde aynı kalitedeler. O yüzden rahatlıkla tam puanı yapıştırdım gitti.
2- Blood Incantation-Absolute Elsewhere (96)
Progresif death metal dersi. Bir iki eksiği olsa da son yılların en iyi prog-death albümü diyebilirim.
3- Judas Priest- Invincible Shield (92)
4- Selbst- Despondency Chord Progressions (90)
5- Job For A Cowboy – Moon Healer (90)
6- Spectral Wound- Songs of Blood and Mire (89)
7- Feind- Ambulante Hirnamputation (89)
8- Dissumilator- Lower Form Resistance (89)
Feind’le birlikte senenin en underrated albümü. Voivod, Vektor tarzı thrash seven kaçırmasın derim.
9- Panzerfaust- The Suns of Perdition IV: To Shadow Zion (89)
10- Seth – La France des maudits (89)
11- Deus Mortem- Thanatos (88)
12- The Black Dahlia Murder- Servitude (88)
13- Dödstrit- Nocturnal Fire (88)
14- 200 Stab Wounds -Manuel Manic Procedures (88)
15- Ihsahn- Ihsahn (87)
16- Horna – Nyx (Hymnejä yölle) (87)
17- Kanonenfieber- Die Urkatastrophe (87)
18- Mayhemic- Toba (86)
19- Iotunn- Kinship (85)
20- Opeth- The Last Will and Testament (85)
Feind dayakşör bir şeymiş, iyi keşif oldu.