Bütcher – 666 Goats Carry My Chariot
Merhaba.
Metalin en sevdiğim, en saf bulduğum ve dinlemekten en keyif aldığım hallerinden biri, bu haltın en büyük otoritelerinden biri kabul ettiğim (etmeyenin de aklına tüküreyim) Fenriz Hoca Efendi Hazretleri’nin de favorisi olan speed metaldir. Ne kadar etli butluysa o kadar iyi bir davul, cazır cuzur gitarlar ve adının hakkını verecek bir tempo ile hiç bitmeyen bir gaz ile insanın içindeki umursamaz serseriyi açığa çıkaran bu müziğe bayılırım. Tabii ben bu düz halinden ziyade bir miktar da şeytanilik ekleyip vokali de mümkün olduğunca kirletme taraftarıyım; günün herhangi bir anında dinleyip coşabileceğim o leş, o köp-pek metalin formülüne ulaşmış oluyoruz bu şekilde.
Efendim Bütcher, kuruluşu 2002 görünse de demo günlerinin sonunda dağılmış (2007) ve ancak 2014’te yeniden toplanabilmiş, sonra da vakit kaybetmeden albümler yayımlamaya başlamış bir speed metal topluluğu. 666 Goats Carry My Chariot, Belçikalı ekibin 2. stüdyo albümü ve şeytani bir savaş lordunun savaş arabasını ağızlarından köpükler saçarak çeken iblis keçilerin sonsuz enerjisini bizlere aktarmaya çalışıyor kabaca.
Son dönemin parlayan yıldızı ENFORCER‘ın speed metal coşkusunu, black/thrash türünün en testisli temsilcilerinden DESASTER gibi isimleri ve tabii ki en derinde, en kökte MERCYFUL FATE‘i duyabileceğiniz albüm, yeni hiçbir şey sunmamakla birlikte 80’ler retro gaz metalini sevenler için bulunmaz nimet tadında. Tabii black metal tarafının ilk dalga gruplardan geldiği uyarısını yapmak gerek ki yanlış beklentiye girilmesin.
Böyle bir işte şarkılardan bahsetmeye çok gerek yok. Kimi zaman thrash, kimi zaman speed metale yakın duran coşkulu bir ana rifin etrafında, birkaç keskin viraj dönüp yeni yollara sapan bestelerden oluşuyor tüm albüm. Tabii detayları kurcalamak isteyenler için BATHORY‘den DARKTHRONE‘a, EXCITER‘dan MASTERS’HAMMER‘a ve NWOBHM’in ilk günlerine uzanan upuzun bir referans kataloğu da açık duruyor öylece. Kurcalaması size kalmış.
Bir tek dokuz dakikalık epik isim parçası 666 Goats Carry My Chariot hakkında konuşmak istiyorum özellikle: Yukarıda zaten adını andığım viking/black metal efsanesine saygı duruşu tadındaki girişinin ardından çok basit bir rif ve orta tempo ritmiyle ele geçiriyor şarkı insanı. R. Hellshrieker hayvanının kirli çığlıkları ve beklenmedik KING DIAMOND öykünmeleri muhteşem bu parçada. Ayrıca R. Hellshrieker (rumuza gel), çeşit çeşit vokaliyle albüme de büyük derinlik katıyor zaten. Neyse şarkıya döneyim: 6. dakika civarındaki soloyu ve arkasındaki gitarı bir dinleyin ve yaklaşık otuz saniye sonra, kahkahalar eşliğinde grubun kendinden geçişine bir tanık olun. Bu çılgın atılan kısmın son rifi artık o kadar MERCYFUL FATE ki (Satans’s Fall)… Bilmiyorum ya, bence bu 80’ler gazı müthiş ve eğer albümde olan bitenlerin farkına varabilecek donanıma sahipseniz Bütcher’den keyif almamanız olanak dışı.
İlk dinlemede biraz sabun köpüğü gibi görünecek ve denizdeki diğer balıklardan çok da farklı tınlamayacak belki ama şarkılara girdikçe, prodüksiyonu fark ettikçe açılıyor 666 Goats Carry My Chariot. O şüşko davullar ve bas gitar nasıl dağılıp gitmiyor, anlamıyorum mesela. Neredeyse gürültüye dönüşecek seviyede ikisi de ama bir şekilde birbirlerine yapışıp şarkılara gereken karanlığı ve 80’ler analog retro atmosferini vermeyi başarıyorlar. Son dönemde çok dikkat çeken CRYPT SERMON, ENFORCED gibi INTEGRITY, POWER TRIP ve SPIRIT ADRIFT gibi isimlerin albümlerini miksleyen Arthur Rizk, burada da kusursuz bir işe imza atmış. Prodüksiyon koltuğunda da DESTRÖYER 666‘dan tanıyıp sevdiğimiz Paul van Rijswijk var… Nasıl, taşlar oturdu mu yerine?
Kısacası çok çok kaliteli olmakla birlikte aynı zamanda fazlasıyla niş bir iş 666 Goats Carry My Chariots. O yüzden de albümden tam manasıyla keyif alabilmek için bu türe ve geçmişe dair belli bir birikim şart gibi. Biraz da bu sebeple puanına çok takılmayın ve genel olarak Bütcher’i överken veya yererken biraz temkinli olun. Temkinli olmak demişken, evde oturuyoruz değil mi hala?
Aradığım orta tempo şeytaniliğini tam olarak bulamadım ama Viking Funeral başta olmak üzere bazı parçalar yer yer bu tadı vermedi değil.
İsim şarkısı dışında çok yok, evet. Viking Funeral’ın tempo düşene kadarki rifleri ne kadar Aura Noir değil mi bu arada?
Bu albüm yetişmedi ama çok iyiymiş. Zamanında dinleyebilseydim yılsonu listeme girerdi.