Abbath – Outstrider
Merhaba.
Geçtiğimiz yıl yayımlanan Northern Chaos Gods sonrasında IMMORTAL ve ABBATH cephesinde hamle sırası Demonaz ve Horgh ikilisinden Abbath’a geçmişti hatırlayacağınız üzere. İlk albümünü 2016’da, kendi adıyla yayımlayan ve olumlu tepkiler alan Abbath da bizleri çok bekletmedi ve geçtiğimiz Cuma günü itibariyle ikinci albümü Outstrider‘ı ortamlara saldı.
Burada dikkatimi çeken ilginç bir konu var: Northern Chaos Gods, ilhamını büyük oranda Pure Holacoust gibi direkt ve patlayıcı Immortal albümlerinden alırken Abbath, Outstrider ile All Shall Fall‘un ve At the Heart of Winter‘ın ayak izlerini takip etmiş. Albümden yayımlanan ilk şarkı Harvest Pyre‘da açıkça hissediliyordu ama albümün genelinde de hafif hafif bu havayı solumak hoş bir sürpriz oldu. Bunun haricinde ise Outstrider, bolca heavy metal etkilenimleri taşıyan ve çoğunlukla marş temposundaki bestelerden oluşan, artık müziği dışında hiçbir konuda ciddiye alınmayan Abbath’ın müzikal kimliğini iyi yansıtan bir albüm.
İlk albümü hatırlarsanız black metalin alışıldık kalıplarının dışına çıkıp biaz daha rock’n’roll hissi taşıyan, süper hızlı blast-beat davulculuğundan ve jilet gitarlardan ziyade daha rock, daha heavy metal tabanlı bir müzik yapıyordu Abbath ve Outstrider da aynı karakterde ve özellikle dolu dolu prodüksiyonla bu karakteri daha da öne taşımışlar.
Temponun yükselip ateşin harlandığı Bridge of Spasms veya Hecate gibi şarkıların varlığına rağmen Outstrider, özellikle de davulcu Ukri Suvilehto’nun performansı sayesinde rahat dinlenebilen, kolay bir albüm olmuş. Ayrıca Abbath’ın bestelerindeki doğrudan yaklaşım ve çiğlik de yine bu rahatlığın seviyesini yükseltiyor. Heavy metalin bilindik formülleri, geleneksel dörtlük-nakarat-solo düzeni, Ole André Farstad’ın kimi ilginç solo tercihleri ve bolca solo bulunması – The Artifex mesela -, Abbath’ın takibi kolay vokalleri derken rahatlıkla akıp gidiyor Outstrider ama albümle ilgili temel ve tek sorun da sanırım kolayca akıp gitmesi ve geride pek bir şey kalmaması.
Heyecansız, hayal gücünden yoksun besteler, bir süre sonra şarkıları yalnızca tanıdıklık hissi üzerinden kıymete binebilecek bir seviyeye indirgiyor. Albümün coştuğu anlarda daha önce Immortal’dan, genel olarak ise heavy metal dünyasından duymadığınız bir şeyle karşılaşma şansınız yok ve tahmin edilebilir şarkıların ömürleri hızla kısalmaya başlıyor. Özellikle Land of Khem veya Scythewinder gibi sonraki ölçüde ne olacağını rahatlıkla kestirebileceğiniz şarkıların eski bir Immortal hayranında herhangi bir yere dokunabileceğine pek ihtimal vermiyorum.
Tabii açılışı yapan Calm in Ire (Of Hurricane), Harvest Pyre ve isim şarkısı Outstrider‘a da haklarını teslim etmeli. Zaten fazlasıyla melodik olan albüm, güçlü ve tok prodüksiyonun da etkisiyle bu şarkılarda olduğundan daha etkili tınlıyor gerçekten. Ayrıca Abbath’ın orta tempodaki gücü de açığa çıkıyor bu anlarda. Bu arada Outstrider‘ın sonunda bir de BATHORY yorumu bulunuyor. 1988’de yayımlanan Blood Fire Death albümünden Pace Till Death‘i söylemiş Abbath ve bir mesaj vermek, kendi köklerini hatırlamak vs. gibi amaçlarla yapıldığı belli ve patır kütür gitarlarıyla ayrıksı da duruyor biraz. Özellikle sevdiğim bir şarkı değildi ama açıp Bathory’den dinleyince Quorthon’un patlayıcı vokallerini bir kez daha saygıyla anmadan edemedim; bu yorum hakkındaki yorumum da bu kadar sanırım.
İster istemez bir kıyaslama yapıyor insan ve açıkçası Northern Chaos Gods ile Demonaz & Horgh ikilisi Abbath’ı fena tokatladı gibi duruyor. Heavy metale yakın duruşu, marş temposu ve Abbath’ın cazibesi ile Outstrider suni bir övgü sarmalına sokulabilir sanki ama bu kadar risksiz, tutkusuz ve ortalama bir albüm beklemiyordum ben açıkçası. Herhalde bundan sonra bu albüme denk geldiğimde iki-üç şarkı dinleyip direkt Northern Chaos Gods‘a geçiş yaparım; size de aynını tavsiye ederim.
Geri bildirim: Nite – Darkness Silence Mirror Flame – Metalperver
Geri bildirim: PozKes S02 – E03 – Metalperver