Röportaj: Boss Keloid
Merhaba.
Geçtiğimiz yıl yayımlanan Melted on the Inch ile dikkatleri üzerine çeken İngiliz topluluk Boss Keloid’i ağırlıyoruz bugün. Stoner, sludge ve progresif harmanı, dolu bir müziğe sahip grubu iki turne arasında yakalayıp vokalist ve ikinci gitarist Alex ile kısa ama keyifli bir röportaj yaptık, buyursunlar:

Korhan: Merhaba Alex, Metalperver sayfalarına hoş geldin. Boss Keloid’i burada ağırlamak benim için bir zevk. Nasılsın? Bugünlerde neler yapıyorsunuz?
Alex: Herkese merhaba. An itibariyle her şey harika, teşekkürler. Korhan. Boss Keloid için gökyüzü güneşli ve berrak. Günün mottosu PMT, yani POZİTİF MENTAL TAVIR!
Korhan: Daha detaylı konuşmaya başlamadan önce, grubu ve yaptığınız şeyi kendi kelimelerinle tanıtmak ister misin? BOSS KELOID nedir ve sizler için ne ifade ediyor?
Alex: Tabii. Boss Keloid, ürettiği seslere kulak kabartacak kadar zarif insanlara müzik aracılığıyla mutluluk ya da ilham katmayı umarak yola çıkmış müzik kardeşlerinden oluşan bir grup. Boss Keloid’in bizim için anlamı çok büyük, çünkü hepimiz yaptığımız şeye aşığız ve tutkuyla, büyük bir zaman ve emek harcayarak müzik üretiyoruz. Eğer Boss Keloid olmasa içimizde bir şeyler şimdiye çoktan ölmüş olurdu herhalde, haha.
Korhan: Geçtiğimiz yıl Melted on the Inch’i yayımladınız ve neredeyse bütün metal camiası albümün 2018’in en iyilerinden biri olduğu fikrinde birleşti. Böylesine bir övgüyü bekliyor muydunuz? Kayıt sürecinden bahseder misin biraz?
Alex: Dürüst olmak gerekirse insanların bu kadar üzerine düşeceklerini ve seveceklerini hiç ummuyorduk, çünkü daha önce yaptığımız şeylere kıyasla çok farklı bir albümdü. Pek çok başka tınıya sahip, farklı ruh hallerini yansıtan bir album Melted on the Inch. Kendi hislerinize güvenir ve duygularınızı takip edip yaptığınız şeyden keyif alırsanız insanlar bunu bir şekilde hissedip yarattığınız eseri takdir edebiliyor gerçekten; Melted on the Inch albümü bize bunu öğretti. Kayıt süreci ise gayet sakin ve biraz da deneyseldi, diyebilirim. Kayıt süreçleri bizim için bir tür yaratıcılık kampı veya tatil gibi oluyor zaten, herkes çok keyif alıyor.
Korhan: Gruba klavye ekleme fikri nasıl çıktı? Kendi adıma yeni albümün en keyifli taraflarından biri de Boss Keloid’e bir tür eskitilmiş, vintage hava katan klavyeydi. Klavye sayesinde senin de bahsettiğin gibi geçmişe kıyasla yepyeni bir Boss Keloid’den söz edebiliriz sanki, ne dersin?
Alex: Davulcumuz Stephen demo kayıtları sırasında zaman zaman klavye için fikirler sunuyordu aslında. Prova odasında bir-iki defa dijital eklemeler yaptık ve ortaya çıkan şey bizi çok tatmin etti. Haliyle gruba bir klavyeci almanın olumlu etki yaratacağını düşünmek için profesör olmaya gerek yoktu, anlarsın ya. Matthew artık tam zamanlı bir Boss Keloid elemanı ve ona sahip olduğumuz için mutluyuz.
Korhan: Boss Keloid, içerisinde pek çok farklı türden ipuçları yakalayabileceğimiz türden, karma bir müzik icra ediyor. Metal ve progresif ögeleri homojen bir biçimde iç içe geçiyor ve bütün elemanların farklı kişisel zevklere sahip olduklarını tahmin etmek zor olmasa da grubun etkilendiği, ilham aldığı şeyler ve ortak motivasyon hakkında neler söyleyebilirsin?
Alex: İlham kaynaklarımız sonsuz; kulağa komik geliyor ama gerçekten öyle. Hepimiz farklı müzik türleriyle ilgileniyoruz ama iş zihnimizde bir şeyleri harekete geçiren, kulaklarımızı dört açıp dinlememize neden olacak tınılara gelince ortak bir düşünce yapısına sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Tür ve sınıflandırma işine pek kafa yorduğumuzu ise söyleyemem. Müzik yazarken de benzer bir düşünce yapısıyla hareket ediyoruz. Biz üretmeyi, yaratmayı seviyoruz ve içimizdeki yeni fikir tutkusu bizi hep diri tutuyor.
Korhan: Boss Keloid yaklaşık 10 senedir piyasada ve her ne kadar yeraltı piyasaya ait olsanız da özellikle Melted on the Inch sonrasında grup için artık ölçeğin genişlemeye başladığını söyleyebiliriz. Bu durum üzerinizde bir baskı yaratmaya başladı mı? Bu ani değişimle nasıl başa çıkıyorsunuz?
Alex: Aslında sürekli baskı altındayız, fakat bu baskı dış kaynaklı değil, aksine kendi kendimize yaşadığımız bir baskı. Her zaman için yapabileceğimizin en iyisini yapmaya çabalıyoruz ve eğer zihnen doğru, stabil bir seviyede kalamıyorsan bu işten vazgeçmelisin bence. Baskı, bazı açılardan insanı ileri taşıyan önemli bir güçtür aslında ve bu baskı sayesinde daha önce hiç olmadığın, hayal etmediğin bir yere gidebilir, baskıyı avantaja dönüştürebilirsin. Kısacası şu an bulunduğumuz konumdan memnunuz.
Korhan: Grupla yeni tanışacak okurlar için her bir Boss Keloid albümünden o albümün ruhunu çok iyi yansıttığını düşündüğün birer şarkı önerebilir misin?
Alex: Hey, bu çok iyi bir soruymuş!
Angular Beef Lesson – Coin Snorter
The Calming Influence of Teeth – Bellow of the Blackened Beast
Herb Your Enthusiasm – Lung Mountain
Melted on the Inch – Jromalih
Korhan: Teşekkürler. Sona gelirken iki tane eğlenceli, trivia sorum var. Sence Birleşik Krallık’tan çıkan en iyi beş müzisyen/grup hangileri? Son olarak ise dumanlıyken yenecek en iyi yemek hangisi?
Alex: Hahaha, dur biraz düşüneyim… Sırasız olarak yanıtlamak gerekirse:
-Under
-Part Chimp
-Kurokoma
-Trevor Roots and the Collaborators
-Riggots
Dumanlıyken yiyebileceğin en iyi şey ise kesinlikle space cake (otlu kek). Böylece bir yandan karnını doyururken bir yandan da kafanı bir üst seviyeye taşıyabilirsin adamım, haha.
Korhan: Haha, mantığını sevdim. Pekala Alex, sorularım bu kadardı. Cevapların için teşekkür ederim ve Metalperver adına Boss Keloid’e başarılar diliyorum. Türk hayranlar ve Metalperver okuyucuları için son bir mesajın var mı?
Alex: Bizi destekleyen Türk hayranlara ve röportaj için sana çok teşekkür ederim. Umarım atıldığımız bu müzikal macerada yolumuz bir gün topraklarınıza düşer. Desteğin için teşekkürler!

Her zamanki gibi röportajla ilgili düşüncelerinizi yorumlara yazmayı; bu inceleme ve sitedeki diğer yazılar hoşunuza giderse sağda solda paylaşmayı ihmal etmeyin. Metalperver içeriğinin katlanarak çoğalması ve zenginleşmesi için Patreon sayfası üzerinden Metalperver’e ulaşabilir ve destek olabilirsiniz. Okuduğunuz için teşekkürler.