Röportaj: Altarage
Merhaba.
Geçtiğimiz üç yıl içerisinde önemli işler yapan ve atonal, kaotik death metalin yeni yıldızlarından biri konumuna doğru hızla yükselen İspanyol Altarage’ı konuk ediyoruz bugün. Grup kimliğini gizli tutmayı tercih ettiği için soruları kimlerin cevapladığını bilemiyorum ama röportaj cevaplama konusunda biraz daha tecrübeye ihtiyaç duydukları kesin. Bir cümlelik garip cevaplar yüzünden merak ettiğim birkaç konuyu sormaktan vazgeçtiğim için hayli kısa bir röportaj oldu ama işte huzurlarınızda Altarage:
Korhan: Selam, ilk olarak şunu söylemek isterim ki Altarage gibi son dönemde yeraltında epey ses getirmiş önemli bir ismi Metalperver’de ağırlamak benim için gurur verici.
-…
Korhan: İlk olarak Altarage’ı kendi sözlerinizle okurlarımıza tanıtır mısın biraz? Sizin gözünüzde Altarage nedir?
-Altarage kişilerin değil müziğin konuştuğu, kaotik death metalin ve coşkulu bir kıyametin habercisi olan kanlı canlı bir yaşam formudur.
Korhan: Altarage üretken bir grup ve yakın zamanda üçüncü albümünüzü yayımlayacaksınız. Yeni albüm Nihl ve Endinghent’ın doğal bir devamı niteliğinde mi, yoksa biraz daha farklı şeyler mi duyacağız? Hayranlar The Approaching Roar’dan neler beklemeli?
-Her albüm diğer albümlerden farklıdır ve The Approaching Roar da bir istisna değil. Temelimiz yeterince sağlam ama şekilsizlik bulutları her zaman Altarage’ın üzerinde gezer.
Korhan: Altarage atonal rifler ve sonsuza uzanan blast-beat davullarıyla canavar gibi bir ses duvarı inşa eden güçlü bir grup. Buna karşın yoğun, karanlık ve biçimsiz bir his yaratmak konusunda da ustaca bir iş başarıyorsunuz ve beni gruba çeken ana etmen de bu atmosfer kesinlikle. Müziğinizden bahsederken atmosfer kelimesini kullanmaktan rahatsız oluyorum aslında, çünkü Altarage’da neredeyse elle tutulabilecek kadar somut bir şeyler var bu anlamda. Beste sürecinde hangisine öncelik veriyorsunuz, kompozisyon mu atmosfer mi? Albümün ya da şarkının ruhuna uymadığını fark ettiğiniz için vazgeçtiğiniz fikirler oluyor mu?
-Atmosfer, rifleri sıraladıktan sonra içlerinden çekip çıkarman gereken bir şeydir. Önce bir şarkı yazmalısın.
Korhan: Altarage death metali günün her anında tüketilebilecek türden, mitolojiden, bira içmekten ya da iç organlardan bahseden bir death metal değil. Sağlam bir konsepte ve derin, katmanlı bir yapıya sahipsiniz. Korkunç varoluşumuza cevaplar sunmak ile alakalı değil tabii ama Altarage’ın mesajı, motivasyonu ve grubun ana fikri hakkında neler söyleyebilirsin?
-Hiçbir mesajımız yok. Sadece kendi ölümlülüğümüzde başa çıkabilmekle ilgili başıboş düşüncelerimizi, yaşamın ötesine bakmaktan korkan ruhlarımızı ve varoluşun abisal derinliklerine düşmemek için çırpınışlarımızı yansıtıyoruz.
Korhan: Pekala, bu biraz kişisel bir konu ama yine de söylemeden geçemeyeceğim; Rift’in başında neler oluyor öyle? Bu kimin fikriydi? Tabii ki teknik anlamda neler olduğunu anlamak zor değil ama o kadar zorlayıcı, rahatsız edici ve güçlü bir giriş ki sadece düşününce bile insan irkiliyor. Muhteşem bir giriş olmuş gerçekten ve bunu belirtip bir kez daha tebrik etmek istedim sizi.
-Delilik ve kaosun devrine giriş ancak böyle yapılabilirdi.
Korhan: Neyse, yavaştan kapatalım röportajı. İspanya ekstrem metal sahnesiyle ünlü bir ülke değil ve Teitanblood, Profundis Tenebraum ve Altarage dışında İspanyol bir grup gelmiyor aklıma. Yerel sahnenizden Metalperver okurlarına önerebileceğiniz isimler var mı? İspanya metal piyasası hakkındaki görüşleriniz neler?
-Umurumuzda bile değil.
Korhan: Başka bir sorum olmayacak galiba. Herhangi bir mesajınız var mı?
– Destek için teşekkür etmeliyiz sanırım. Umarım yeni albümü seversiniz.
La he tamam çok fena adamsınız la. Şöyle cevap vereceğinize atanız, ulu önder dso gibi hiç röportaj işine girmeyin olsun bitsin. Bu neymiş ya.
bi hayli trve kafasında bi röportaj olmuş ama olsun 🙂