Avatarium – The Fire I Long For
Merhaba.
Candlemass’ın dağılır gibi olmasının ardından 2013 yılında Leif Edling tarafından kurulan Avatarium, neredeyse kurulduğu andan beri yakından takip ettiğim bir oluşum. Leif Edling zamanla hem sağlık sorunları hem de Candlemass’ın yeniden ayaklanması gibi nedenlerle çekilmek durumunda kaldıysa da bu Avatarium için olumlu bir sonuç doğurdu ve bildiğiniz veya bilmediğiniz üzere bir önceki albüm Hurricanes and Halos ile grup Leif Edling’in gölgesinden sıyrılarak iyiden iyiye kendi yolunu çizmeye başladı.
Nasıl bir yol bu? 70’ler okült rock/doom kültürünün ve vokalist Jennie Ann-Smith’in kadın doğasının çizdiği bir yol olduğunu söyleyebilirim kabaca. Jennie Ann’in zengin vokal paleti grubun country gibi farklı türlere de girip çıkabilmesine, HEART vari coşkulu rock şarkıları yazabilmesine olanak sağlıyor ve ışıklar kararıp daha karamsar olunacağı zamanda ise Jennie Ann’in dişil enerjisi şarkılara farklı bir boyut katıyor. Voodoo büyüsü gibi etki altına alıyor Jennie Ann insanı ve ondan sıyrılıp müziğe odaklanmak pek kolay değil. Grubun tonunu belirleyen en önemli faktör kesinlikle.
Vokal bir yana, The Fire I Long For‘da saf doom metalden ziyade retro bir bakış açısıyla 70’lere uzanıp dönemin karanlık, mutsuz ve ürkütücü isimlerinden ilham almış gibi görünüyor. Genellikle orta tempoda veya tamamen Jennie Ann-Smith’in hakimiyetindeki düşük tempo besteler öne çıkarken arka planda hala Candlemass’tan miras bir gitar işçiliğini duymak mümkün. Albümün yıldızlarından Porcelain Skull veya Epitaph of Heroes gibi şarkıları Candlemass vokaliyle de hayal edebilirsiniz rahatlıkla. Ayrıca bu şarkılarda bariz bir RAINBOW esintisi de var bana sorarsanız. Hatta albümün en tempolu şarkılarından Shake That Demon, doğrudan DIO saygı duruşu gibi.
Grubun asıl pırıltısı ise Lay Me Down gibi, Stars They Move gibi doom metalden sıyrıldığı şarkılarda ortaya çıkıyor. Country, klasik rock ve dark folk gibi türlere yaklaşılan bu tip besteler, BLACK SABBATH‘ın stüdyosundan fırlamış gitar tonlarıyla, fonu dolduran derin bir bas gitarla ve ağır, güçlü davullarla bezeli şarkıların arasında hoş birer sürpriz olarak albüme renk katmış. Dönüp dönüp vokale geliyorum ama Jennie Ann-Smith, sesini ve yorumunu farklı türlere göre rahatlıkla ayarlayabiliyor. Başlangıçta birbirinden o kadar farklı performanslar gibi görünmese de birkaç defa dinledikten sonra şarkılardaki detaylar ortaya çıkmaya başlıyor. Bir önceki albümün incelemesinde onu loş ışıklı bir gece kulübünün küçücük sahnesinde, biraz da kendisine şarkı söyleyen şık, alımlı ve kalbi kırık bir kadına benzetmiştim ve hala bu benzetmenin arkasındayım. Çok yükseliyorum yahu.
Avatarium, veda etmeye hazırlandığımız on yıllık dilimin doom metal adına en güzel kazanımlarından bir tanesi ve ekstrem noktalara ulaşıp keskinleşmeden, yumuşak başlı bir karanlıkla sarmalanmış The Fire I Long For klasik rock seven, 70’lerin cızırtılı işlerine tutkun herkes için çok keyifli bir albüm olmasının yanı sıra Candlemass usülü (onlar kadar epik değil tabii Avatarium) daha geleneksel doom metal dinleyicisini de çekebilecek bir çalışma. Bir önceki Hurricane and Halos‘a kıyasla ise daha özgün, daha ağır ve karanlık ki Avatarium’a dair beklentilerim giderek artıyor iki albümdür. Bir de şu kapak işini çözerlerde oldu bu iş; demeyeyim dedim ama bu nasıl kapak ya.
85/100

Yazıda övülen Porcelain Skull ve Epitaph of Heroes’un yanına Voices’ı da ekleyip hoş bir doom üçlüsü elde etmek mümkün. Hatta biraz iddialı olabilir bu cümlem ama son Candlemass albümündeki en iyi üç şarkı bu adı geçen üç şarkı kadar iyi mi, bilemiyorum…
Açıp hafızamı tazelemeden sadece Astorolus – The Great Octopus ve House of Doom şarkıları geldi aklıma Candlemass albümünden. Kopya çekmek sayılmazsa albümle aynı isimli The Door to Doom da var hadi, haha. Senenin hayal kırıklıklarından maalesef…