YOB – Our Raw Heart
En son Clearing the Path to Ascend ile bir güzel etimizi cimciren Oregonlu insan üzme ustası YOB, dört yıllık bir aranın ardından yeniden karşımızda. İç parçalayan, insanı kendiyle baş başa bırakan, bende nedense dağınık ve düzensiz bir odanın içerisindeki bütün eşyaların ağır çekimde etrafa saçıldığı imgesini uyandıran türden bir stoner/doom metalin şüphesiz en önemli temsilcilerinden bir tanesi YOB ve eğer kendilerini daha önce dinlemediyseniz ve bu tür bir yıkıma kapınız açık ise yazıyı burada okumayı bırakıp hemen gidip YOB diskografisine bir kulak kabartın.
YOB’un ne tür bir kudrete sahip olduğunu bilenler için, Our Raw Heart‘ı değerlendirmek adına elimizde her zamanki gibi yalnızca YOB’un kendisi var. Yavaş yavaş açılan, üzerine koyarak ilerleyen ve sonunda patlayan türden bir müziğe sahip olan YOB, bu müziğin en yetenekli müzisyenlerinden Mike Scheidt’in omuzlarında yükselen büyük bir değer ve bir albümü YOB ile kıyaslamak, kıyasladığımız albüm YOB’a ait olsa bile aslında kolay bir iş değil.
Kasım, 2016’da ciddi ve kalıcı bir bağırsak hastalığına yakalandığı ortaya çıkan Scheidt, şu anda şans eseri hayatta olan biri. 2016’daki ilk tedavinin ardından bir süre sonra, 2017 yılında yeni bir atak geçiren Scheidt, kendi deyimiyle eğer hastaneye bir gün daha geç gitseymiş, bugün aramızda olmayabilirmiş. Hayatı boyunca uğraşmak zorunda kalacağı, beslenme düzenini ve tüm hayatını etkileyen bir illet ile uğraşıyor Scheidt ve bunun şakaya gelecek bir tarafı yok kesinlikle. Fakat sanatçının yaşama dair olandan beslendiğini yadsıyamayız ve şimdi burada doom metal tanımı yapıp okuyucuyu aptal yerine koymak istemiyorum ama… Sizin de DOOM METAL! diye bağırasınız gelmedi mi?
Kısacası son iki yıldır Mike Scheidt bambaşka, yepyeni bir insan. Bu yeni oluş biçiminin YOB müziğinde bazı yansımaları olacağını öngörmek için ise kahin olmaya gerek yok elbette. Ablaze‘in ilk notalarından Our Raw Heart’ın yavaş yavaş, fade out ile kayboluşuna kadar bu yeni yaşamın getirdiklerini gözlemlemek mümkün. Her ne kadar bazı sözleri tam çözemesem -ve doğrusu çok da uğraşmasam- de genel konseptin şüphesiz Scheidt’in son iki yılki tecrübesi etrafında şekillendiğine eminim. Bu sefer daha da duygusal, daha da kişisel YOB ve bu da ortaya insanı ezip geçen bir albüm çıkmasını sağlamış.
Sabırsız ve bir an önce sadede gelinmesini isteyen dinleyiciler için değil Our Raw Heart. Scheidt’in beste anlayışı zamanı cömertçe kullanmak ve o ezip geçecek olan rife geçip bir yandan klavyeye, bir yandan da dinleyicinin göğüs kafesine basmadan önce avıyla sakin skain oynamak üzerine kurulu. Our Raw Heart da bu konuda bir istisna değil ve özellikle on altı buçuk dakikalık görkemli Beauty in Falling Leaves esnasında YOB’un ne kadar büyük olduğunu bir kez daha anlıyor insan. Scheidt’in daha da çarpıcı hale gelmiş temiz vokali de bu noktada ayrıca bahsedilmeyi hak ediyor kesinlikle. Yılın parçalarından biri ya Beauty in Falling Leaves, lamı cimi yok. Ciğerim söndü ciğerim.
Delay basılmış akustik gitarlar, pek çok kanaldan kaydedilmiş yakıcı vokaller… Büyük bir çaba ile, döne döne yükselen uzun mu uzun bir merdivenin sonuna, kulenin tepesine ulaşmak; ne için? Son basamağa varır varmaz trabzandan aşağı kendini bırakmak için elbette. Kapanışı yapan, albümle aynı isme sahip Our Raw Heart, bir önceki tempolu Original Face‘i benim için son düzlükteki o canhıraş çaba kimliğine sokuyor. Kısacası kendinden önceki parçayı bile daha iyi hale getiriyor, öyle bir kapanış.
YOB bildiğimiz gibi. Scheidt’in başına bir şey gelmedikçe onlar bir albüm yayımlamaya karar verdikleri her yıl, o yıl çıkan albümler arasındaki en özel, en değerli albümlerden birini yapmaya devam edecekler. Scheidt’in ölümle burun buruna gelişi, hakkında hiçbir fikri olmadığı, yepyeni bir acı ile tanışıklığı ve yeni bir varoluşu kabullenmek zorunda oluşu, Our Raw Heart‘ın her anına yansımış ve YOB kataloğu içerisinde albümü ayrı bir noktaya taşımış. Adamın hastalığı ile müziği bağdaştırıp burada kafamızı ütülüyorsun, diyebilirsiniz ama YOB bilenler aradaki farkı görecekler bence, iddialıyım.
İnsanın kendini böylesine rahatça ifade edebildiği bir alana sahip olması ne büyük ve ender bulunan bir nimet, değil mi?
90/100
Mike Scheidt yıllar içinde çaktırmadan metal müziğin en özel vokallerinden biri haline geldi. Her albümde bunu tekrar tekrar gösteriyor (yakında Vhol albümü de çıksa ne güzel olur). Onun dışında genel olarak yine çok sağlam bir YOB albümü.
Merhaba yılsonu listelerine şimdiden kafa göz atıp giren albüm. “Original Face” ile vereceği hasar için jeologları göreve çağırıyorum.