Kritik

Nocturnal Graves – Titan

Merhaba. Yine black/thrash, yine ben.

Avustralyalı Nocturnal Graves, azılı bir black/thrash sevdalısı olmama rağmen o kadar da üzerine düşmediğim bir grup. Vatandaşı Deströyer 666‘nın, VOMITOR‘ın ve GOSPEL OF THE HORNS’un köpeği olsam da Nocturnal Graves, hem grubun üretkenlik konusundaki zayıflığı hem de yalnızca ikinci albümüne olan hayranlığım vesaire derken, çok da yani, ne bileyim, bitiremedim bu cümleyi ya neyse.

2007’de ve 2013’de birer albüm yayınlayan grubun üçünçü albümü olma özelliği taşıyan Titan, aslında 2013’de grubun çıtasını yukarı taşıyan ve büyük beklentiler yaratan …From the Bloodline of Cain sonrasında bir tık geç kalmış bir albüm sayılır. Hakikaten taş gibi, jilet gibi, Arif’in Manchester’a attığı gol gibi bir albümdü ve Nocturnal Graves’in bir sonraki adımını hayli merak ettirmişti ama aradan beş yıl geçtikten sonra bugün baktığımda, yalnızca kendi çevrem ve fikirlerim doğrultusunda konuşabilecek durumda olsam da etrafta Nocturnal Graves albümünün heyecanla beklendiğine dair pek bir şey görmediğimi itiraf etmem gerek.

Buna karşın grubun black/thrash kulvarında koşturduğu atın toynaklarını husyelerinde hissetmiş biri olarak elbette şöyle okkalı, bu yıl AURA NOIR‘ın yaptığı türden bir albüm yapmış olmasını diliyordum içten içe elbette. Bu düşüncelerle albümü açtığımda beni karşılayan jilet gibi gitarları, karanlık prodüksiyonu ve atmosferi ile Resistence oldu. Pek vurmadı açıkçası ama en azından grubun seviyesini anlamak ya da yeniden hatırlamak adına yeterliydi. Sonrasında giren Roar of the Wild ise daha kaotik ve gaz haliyle ilk dikkatimi çeken ve benim için albüme gerçek startını veren parça oldu. Fakat sonra albüm hiç de beklediğim yerlere gitmedi.

Bu parçanın sonrasında üç aşağı beş yukarı birbirine benzeyen ve ne yazık ki belli bir noktaya getirip orada tıkanan, ceza sahası çevresinde yan paslarla oyunu açmaya çalışıp bir halt beceremeyen kötü futbol takımlarını andıran bir albüme evrildi Titan. Çok abartıldığını ve bu nedenle albümün bütün yapısını bozduğunu düşündüğüm, sonu gelmeyen orta-tempo bölümler ile standartı yüksek olsa da pırıltılı bir anını yakalamanın zor olduğu gitarlar birleşince, kalbur üstü ama özelliksiz bir albüm, hissiyatı yerleşti bana açıkçası. Örneğin Ecdysis, Shedding Weak Flesh’ilk yarısı o kadar baydı, o kadar bir türlü sadede gelemedi ki neredeyse kapatacaktım ama sonra birdenbire garip bir interlüd sonrası çıldırdı parça. Tam su aktı, yolunu buldu, diye düşünürken bir kez daha, bu defa parçanın sonuna kadar orta-tempoya dönüldü. Aynı şekilde Bow Before None bir açılıyor, sonra bir daha açılıyor, sonra bir daha açılıyor ve artık büyük patlamanın geleceğini düşündüğünüz anda başladığı tempodan devam ediyor ve böyle oluyorsunuz: -_-

Hayatta en sevdiği şeylerden biri orta-tempo death metal olan, favori metal türlerinden biri black/thrash olan bir adam olarak beni bu müzikle sıkmak ve suratıma o şekli aldırmak gerçekten kolay değil, ancak black/thrash dinlerken ben Roar of the Wild gibi, Souls Tribulation gibi (gerçi o da bir noktada, of) uçan, ateş eden, tozu dumana kadar şeyler bekliyorum. O nedenle bu noktada ayrılabileceğimizi de belirtmiş olayım; baştan sonra orta-tempoda seyreden, en ateşli staccato rifi bile iki tur çevirip zart diye düşük tempolu bir köprüye giren bir albüm fikri hoşunuza gidiyorsa, Titan sizin için kusursuz bir albüm olabilir.

Standartı yüksek bir gruptan enerjisi düşük, kimi anlarda eveleyip gevelemesi bir türlü bitmeyen, insana zorlama hissettiren, karanlık ama bu karanlığı aynı zamanda insanı bunaltan bir albüm yapmış Nocturnal Graves. Bestelerde bir an kulak kabartmanıza neden olacak hiçbir farklı düzenleme, gelmesini heyecanla beklediğiniz herhangi bir bölüm, kanı kaynatacak anlar vesaire bir şey yok. Varsa da ben bulamadım. Bahsettiğim o iki parça dışında bir daha açıp baştan sona dinler miyim, hiç sanmıyorum. Aggressive Exterminator, Iron Command falan yapmış adamlarsınız siz be, püh.

65/100

 

 

 

Yazıyı/albümü değerlendirmek için:

Average rating 0 / 5. 0

Siteye destek olmak için aşağıdaki düğmeye tıklayıp Patreona göz atabilirsiniz👇
Become a patron at Patreon!

Korhan Tok

Üniversiteden sonra metali bırakmadım.

Bir Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.