Kritik

Deafheaven – Lonely Poeple With Power

Merhaba.

DEAFHEAVEN gibi gruplar, bana yaşlandığımı ve kendimi devamlı yenilemezsem bu işi yapamayacağımı hatırlatıyor. Metal, devamlı değişip dönüşüyor ve her ne kadar hayattaki en büyük keyfim ve tam zamanlı işim olan bir konuda mümkün olabildiğince kendimi güncel tutmaya çalışsam da 20 küsür yıllık tecrübe, yerleşik bazı fikir ve alışkanlıkları da beraberinde getiriyor. SLEEP TOKEN‘ından BLOOD INCANTATION‘ına, SPIRITBOX‘ından DEATHSPELL OMEGA‘sına kadar yeni nesil veya yenilikçi, metalin alışılmış kalıplarının dışına çıkmaya çalışan pek çok isim, bir yandan genç dinleyicileri peşine takıp yepyeni dalgalar yaratırken bir yandan da yaşlandıkça algısı zayıflamaya başlayan, konfor alanından çıkmayı başaramayan eski tayfanın antipatisini topluyor. Yeni bir durum değil elbette bu; neredeyse her 10 yıllık dilimde metale başka yollar da olabileceğini gösteren ve bu sayede total kitleyi kutuplaştıran gruplar, akımlar beliriyor. Öyle olmasaydı zaten metalin bu kadar uzun süre ayakta kalması mümkün olmazdı.

Sadece bu nedenle bile Deafheaven’a saygım sonsuz. Belki sıfırdan yeni bir tür icat etmediler belki ama (blackgaze onlardan önce de vardı sonuçta) en basitinden Sunbather‘ın yıllara nasıl meydan okuduğunu görüyoruz hep birlikte. Gözardı edilebilir, fakat inkar edilemez bir noktada duruyor Deafheaven ve bu Kuzey Amerikalı ilginç ekibin shoegaze, post-rock ve black metali harmanlama konusunda özel bir yeteneği olduğu su götürmez bir gerçek. Bununla birlikte 2021 çıkışlı son albüm Infinite Granite, post-rock’a ve hülyalı tınılara fazla abanıp black metal tarafını boşlayınca benim nezdimde de boşa düşmüş, düşük tansiyonu sebebiyle grubun hayranları tarafından bile diskografide geri plana itilerek sadece salt shoegaze severleri tatmin edebilmişti. 2015’teki New Bermuda sonrasında aşağı yönlü bir grafik çizdiklerini -ben de dahil- düşünenlerin sayısı az değildi.

Lonely Poeple With Power, bu anlamda doğru derslerin çıkarıldığı, grubun bir kez daha agresif yönünü öne çıkardığı bir albüm diyerek başlayabiliriz. Özellikle ilk dinlemede daha öfkeli, post-black metal dozunun yüksek olduğu besteler dikkat çekiyor. Doberman, Magnolia, Revelator gibi parçalar jilet keskinliğinde rifler ve George Clarke’ın 90’lardan fırlamış gibi tınlayan feryat figan çığlıklarıyla ateşi harlarken diğer şarkılarda da benzer pasajlar sıkça karşımıza çıkıyor. Sıra Heathen veya Winona gibi işlere geldiğindeyse Deafheaven’ın tümüyle reddi mirasa gitmediği anlaşılıyor ve temiz vokal, minnoş gitarlar derken Deafheaven’ın kendine has karakteri ve bu albüm özelinde birtakım farklılıklar belirmeye başlıyor.

Daha önce beste ve atmosfer kurgusu açılarından tekil odaklara sahip işler çıkardıklarını göz önünde bulundurursak Lonely People With Power, grubun bebişlik ile yırtıcılık arasında gidip gelen müziğinin en bütünlüklü hallerini yansıtıyor. 15 yıl ve 5 albümlük geçmişe sahip bir grup için olgunluktan bahsetmek abes durabilir ama 2025 model Deafheaven hakikaten de şu ana kadar dinlediğim Deafheaven’lar arasındaki en olgun, en oturmuş olanı. Hem duygu hem de müzikteki iniş-çıkışlar bakımından enfes bir iş çıkarmışlar. Eğer diskografide Sunbather ile kıyaslanabilecek bir iş varsa kesinlikle Lonely People With Power.

Yalan olmasın, ben de pek çok İngilizce bilen metalperver gibi sıklıkla Angry Metal Guy incelemelerini kurcalıyorum. Çoğu zaman aşırı öznel ve tutarsız ilerleyen bir site ama söz konusu albümün kritiğinde harika bir benzetme yakaladım ve oradan devam etmek istiyorum. Deafheaven, post-black metal parçalarının içerisindeki o ızdırap, keder, acı gibi yoğun duyguları yaşatma konusunda GAEREA seviyesine ulaşmış. Ne aynı anda birden fazla duygu yaşatma konusunda ne de ızdırabı, melankoliyi ekstrem metal çerçevesinde sunma konusunda beceriklilerdi bugüne kadar; zaten önyargıları kırmasına rağmen grubu beğenmeyenlerin eleştiri dayanağını da bu tek boyutlu ve duygu durumu ekstrem müziğe oturtamama halleri oluşturuyordu. Nihayet o hassas dengeyi yakalamayı başarmışlar. Kendi özlerinden bir şey kaybetmeden, ekstrem müziğin, black metalin yakıcılığını hissettiriyor, o sıcaklığı insanın yüzüne vuruyorlar. Winona, bu olgunluğun en lezzetli, en canlı meyvesi hatta ve direkt bu şarkı üzerinden bir fikir edinebilirsiniz isterseniz. Güzel bir de kısa film çekilmiş parçaya ki halihazırda çok etkileyici olan Kerry McCoy gitarları daha da vurucu bir hale gelmiş:

Heathen‘ın dream-pop vari açılışından Winona‘nın post-rock pasajı sonrası insanı perperişan eden post-black metaline kadar Lonely People With Power başından sonuna modern bakışın, genç nesillerin post-black metal algısının en güçlü tezahürlerinden bir tanesi. Baştan sona çok oturaklı bir atmosfer ve barındırdığı çeşitliliğe rağmen çok dengeli bir müzikal karakter sunuyor. Açıkçası azalarak biteceğini, zamanla kendi çapında takılan orta şekerli bir gruba evrileceğini düşündüğüm Deafheaven’dan böylesi güçlü, diskografinin incisi tadında bir işi hiç beklemiyordum. Post-black metal ve blackgaze adına türün en özel albümlerinden zaten ama daha genelden almak gerekirse ekstrem müziğinde duygusallığa izin veren tüm dinleyiciler için 2025’in en güzel sürprizlerinden biri olacağı da kesin. Sene sonunda pek çok listede kendine yer bulacağına şimdiden bahse girerim.

90/100


Okur puanı:

Ortalama puan 4.9 / 5. 17

Siteye destek olmak için aşağıdaki düğmeye tıklayıp Patreona göz atabilirsiniz👇
Become a patron at Patreon!

Korhan Tok

Üniversiteden sonra metali bırakmadım.

Bir Yorum Bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.