Kritik

Grima – Nightside

Merhaba.

Sibiryalı Grima ile süregelen bir ahbaplığımız söz konusu. 2019’da yayımladıkları 3. albümleri Will of the Primordialdan beri sıkı bir takipçileri olduğumu söyleyebilirim. Akordeon gibi atipik bir enstrümanı müziğin merkezine koymak gibi cesur bir fikirle çıkagelmeleri, black metal ile folk unsurlarını çok iyi harmanlayarak hem melodik, hem kolay dinlenebilen hem de yeri gelince büyük patlamalar halindeki güçlü müzikleri sayesinde kısa sürede kanım kaynadı Morbius & Vilhelm ikilisine.

1994 doğumlu ikizlerin atmosferik/folk black metali ele alış biçimi, Sibirya soğuğu ve akordeon tınıları ile özgünleşiyor. 2021’de Rotten Garden ile daha jenerik sulara, klavye eksenine kayıp tat kaçırdalarsa da Frostbitten ile yeniden başa dönüp kendilerini cezbedici kılan şeylere odaklandılar. Hali hazırda imajından müziğine kadar büyük potansiyel taşıyordu zaten Grima, istikrarlı bir üretkenlik gösterebileceklerini kanıtladıkları noktada Napalm Records‘un da dikkatini çekmeyi başardılar ve bugün konuşacağımız yeni albüm Nightside, Napalm Records ağının genişliğiyle birlikte Grima’nın etki alanının genişlemesine epey yardımcı olacak gibi görünüyor.

Morbius & Vilhelm ikilisinin albüm yazma becerisine çok saygı duyuyorum. Başından sonuna kadar hiçbir tümseğe, kasise mahal vermeyen, akıcı bir rahat bir bestecilik sergilemişler. Albümden albüme değişecek şekilde bazen atmosfere, bazen keskinliğe, bazen akordeona odaklanıyorlardu bugüne kadar; ancak Nightside tüm unsurların en dengeli ve homojen dağıldığı Grima albümü olarak öne çıkıyor. Will of the Primordial hala tepede belki ama Nightside da oralara yakın doğrusu. Termometre çatlatan soğuk tremolo rifleri, Vilhelm’in direkt 90’lardan ilham bulan feryat figan çığlıkları (iki parçada Vilhelm’e Savely Nevzorov ve Ilya Panyuko’nun destek attığını, temiz vokal katkılarıyla albümü derinleştirdiklerini de belirtmiş olalım), Sergey Pastukh’a ait, müziğin üzerinde melankolik bir biçimde salınan akordeon melodileri ve ULTAR davulcusu Vlad’ın tam da ihtiyaç duyulan o keskinliği, agresifliği getiren güçlü davullarıyla Nightside, 2025’in hatırda kalacak albümlerinden biri olacak.

Özellikle dikkatimi çeken şeylerden biriyse, albümün düşük tempolu kısımlarında ortaya çıkan ve çok yakıştığını düşündüğüm hafif Amerikan menşeli doom atmosferi. İlk örneklerine Flight of the Silver Storm‘da denk geleceğiniz bu bölümler hem folk hissiyatıyla, hem Vilhelm’in çiğ vokaliyle hem de zaman zaman devreye giren temiz gitarlar sayesinde AGALLOCH‘un erken dönem işlerini anımsatıyor ki Nightside‘ın etrafındaki bu belli belirsiz Agalloch sisi, bir-iki gömlek yukarıya taşıyor albümü gözümde. Skull Gatherers‘ın girişindeki temiz gitarlar, Where We Are Lost’un ilk dakikası ve Mist and Fog‘u dinleyip John Haughm ilhamını duyanlar olacaktır mutlaka. Neyse ki bazen yırtıcı black metal karakterinin ortaya çıkmasıyla, bazen de Sergey Pastukh’un müziği biricikleştiren tınılarıyla bu yakınlaşma tehlikeli boyutlara varmadan Agalloch diyarlarından uzaklaşıyoruz hemen.

Tekrarlı ve basit döngüler gerçekleştirmesine rağmen destekleyici klavye, akordeon ve davullarla çok daha akılda kalıcı ve güçlü tınlayan gitarlar, black metalin gelenekselci tarafından beslenirken çoğu zaman melankoli hissiyatını kuvvetlendiren soğuk, yalnız tınılarda. Folk sosu katıldığında daha önceki yazılarda da söylediğim şekilde Sibirya’nın DRUDKH‘u oluveriyor Grima. Bu açıdan da isim parçası, Curse of the Void gibi aslında single olamayacak, 2. yarıda şans verilmiş parçalar da değerleniyor atmo-black dinleyicisi için.

Albüm kritiklerken başka grupları anmak genelde mevzubahis özne için hayra alamet değildir ama Grima’nın hangi seviyede olduğunu, kimlerin yanında durabileceğini daha net göstermek istediğim için giriyorum bu name-drop işine. Yoksa Grima hakikaten kendi ayakları üzerinde rahatlıkla durabilen, hiçbir pohpohlanmaya ihtiyaç duymadan rahatça yerini bulabilecek bir grup. 2019’daki o büyük çıkışın ardından biraz ivme kaybetmişti, fakat Nightside ile 2025’in çok konuşulan atmosferik black metal temsilcilerinden biri olacakları kesin gibi. Bu yıl Drudkh da albüm çıkaracak, o yüzden rekabet yüksek ama sene sonu listelerinde kendine yer bulursa hiç şaşırmam. Şimdiden 17-18 tur döndüğümü düşünürsek belki benim listemde bile yer alır, kim bilir.

86/100


Okur puanı:

Ortalama puan 4.9 / 5. 11

Siteye destek olmak için aşağıdaki düğmeye tıklayıp Patreona göz atabilirsiniz👇
Become a patron at Patreon!

Korhan Tok

Üniversiteden sonra metali bırakmadım.

3 thoughts on “Grima – Nightside

  • KüçükLebowski

    Bu yılın Drudkh’un albümü ile birlikte atmosferik müzik olarak öne çıkan işlerinden biri oldu benim için. Her ne kadar maskeli grup olayından artık midesi bulanır bi hale gelmiş olsam da müzikleri o kadar iyi ki imaja ve kliplere kasmasalar bile yine kendinden bolca bahsettirecek kalitede şarkılar sunmuşlar. Akordeon gibi bir enstrümanı black metale yedirmek kolay bir iş olmasa gerek ve bunu da gayet iyi kotarıyorlar doğrusu. Atmosferiyle, melankolisiyle şu içinde bulunduğumuz dönem ve iklime çok iyi eşlik eder durumda olan bu albüm yıl sonu listemde yer edindi şimdiden.

    Yanıtla
    • Önümüzdeki ay Atina’da izleyeceğim Grima’yı bakalım, umarım canlıda da aynı etkiyi verirler. Aynı kategorideki Saor da bu yıl fena değildi. Bu sene genel olarak Havukruunu’sundan Deafheaven’ına, The Great Old Ones’ından Abduction’ına kadar black metalde seviye bayağı yukarıda.

      Yanıtla
      • Küçüklebowski

        Umarım bol güneşli ve sıcak bir günde çalmazlar. 🙂 Saor’un albüme pek ısınamadım ama bir ara tekrar dinlerim. Sağlam black albümleri çıkıyor gerçekten. Deafheaven’ı henüz dinlemedim, çokça övülmüş, meraktayım.

        Yanıtla

Bir Yorum Bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.