Kalmah – Kalmah
Merhaba.
2000’lerde melodik death/power metal kırması işler çok revaçtaydı. CHILDREN OF BODOM‘un açtığı kapıdan geçen pek çok grup, melodi, nakarat odağı ve metal agresifliğini birleştirip hem ana akımda hem de yeraltında kendine yer edinmeye çalışıyordu. Bugün ise ekstrem seviyelere çıkabilen, melodik death/power metal etiketiyle pazarlanan grupların sayısı iyice azalıyor. NORTHER, WINTERSUN gibi isimler de piyasadan çekildiğinde bu 3-5 grupluk kategori tümüyle devre dışı kalacak herhalde.

Fin (tabii ki) topluluk Kalmah da bir sonraki CoB olma hayaliyle yola çıkan ve bunu asla başaramayacağını anladığı noktada yavaş yavaş geldiği bataklığa çekilip orada hüküm sürmeyi tercih eden, etmek zorunda kalan gruplardan biri. İlk üç albüm ile istikrarlı bir yükseliş grafiği çizmesine rağmen gerisini getiremeyince giderek azaldı Kalmah ve bugün artık onların yeni albümüne heyecanlanan insan bulmak pek kolay değil. Zaten grubun eski heyecanı ve üretme arzusu da kalmamış görünüyor bir süredir; 2000-2008 arasına 5 albüm sığdırdıktan sonra onun neredeyse iki katı sürede sadece 4 albüm yapmaları, herhalde bu tespite kanıt olacak en net delil.
Yine de yılların hatırı, bu ucube türe duyduğum sevgi ve 2018’de grubu olumlu bir yerde bırakmanın pozitif yansımaları, 9. albüm öncesinde yine bir kımıl kımıl hareketlenmeme, beklentiye girmeme yetti. Tabii bir de 25 senenin sonunda kendi isimleriyle albüm çıkarmaları gibi iddialı bir mevzu da var işin içinde; o yüzden bir tür meydan okuma ve yeniden tanımlama harekatı olarak Kalmah bize neler anlatıyor, biraz kurcalayalım istiyorum.
Kalmah müziğini tek bir rifle açıklamak zorunda kalsam herhalde açılış parçası Haunted by Guilt‘in ana melodisini seçerdim. Folk etkili, her davul ritmine uyumlanabilecek (ki onlar da farkında olacaklar ki her şekilde çalmışlar), daha ilk dinleyişte insanın zihnine kazınan eğlenceli bir melodi. Solo gitarist ve ana besteci Antti Kokko’nun buna benzer onlarca melodisi var ve her biri bir şekilde iz bırakmayı başarıyor. Özellikle They Will Return albümünün isim parçasını hatırlayanlar, bu melodiyi duyar duymaz tebessüm edeceklerdir.
Genellikle eski albümleri sayesinde sevilir/saygı gösterilir ama Kalmah’ın kariyerindeki istikrarı gözardı etmek yanlış olur. İyi bir melodi bulmak, onu klavye ile desteklemek ve hatta bazen yarıştırmak, kök fikri bir hız trenine bindirip oradan oraya savurup taklalar attırmak, Kalmah’ın senelerdir devam ettirdiği bir gelenek bu alametifarika, Kalmah albümünde de kendini gösteriyor. OMNIUM GATHERUM, DARK TRANQULLITY gibi grupların ritim gitar / klavye ortaklığından esinlenen bir bel kemiği, bazen ENFISERUM gibi grupların görece melankolik bestelerini anımsatan bir tür folk hüznü, fakat çoğunlukla da Children of Bodom’un o aşırı gaz death/power metal besteciliğiyle Kalmah karakterini oluşturan neredeyse her şeye yer verilmiş. Uzun süredir ilk defa kendi adıyla meydana atılan bir gruptan o iddianın hakkını veren bir albüm dinledim diyebilirim. Veil of Sin‘in löp löp riflerinin üzerinde gezinen alışageldik Kalmah melodileri, Scarred By Sadness‘ta klavyenin üzerine atılan blast-beat‘ler; hepsi Kalmah’ın yıllar içerisinde oturttuğu karakteristik numaralar.
Sıra No Words Enough‘a geldiğindeyse standart Kalmah pratiklerinin dışına çıkıyoruz ilk defa. Çello ve piyano ile, ağır ağır ilerleyen şarkı, Pekka’nın yine brutale yakın ama konuşma tarzında yaptığı vokallerle daha da dramatik bir hal alıyor. Vokali çıkarıp besteyi ve yapıyı dinlediğinizde ortaya neredeyse bir HIM şarkısı çıkıyor ki Kalmah’tan böyle bir şey duymayı beklemiyordum açıkçası. Beğendim mi hala emin olamıyorum, fakat farklı olduğu kesin.
Bu atipik, kısa ballad sonrasında folk unsurlar barındıran Serve the Untrue ile tekrar yükselişe geçiliyor. Özellikle canlıda mosh-pit‘i coşturacak yüksek adrenalinli melodik şarkılar, kapanışa taşıyor dinleyiciyi. Son sıradaysa Drifting in a Dream ile tekrar melankolik, karanlık bir yere çekiliyor ve Kalmah bataklığının derinliklerinde kaybolurken sakin, fakat tedirgin bir noktada bırakıyor insanı.
Toplama bakınca bir Kalmah albümünden bekleyebileceğiniz çoğu şeyi barındıran kaliteli bir iş çıkardıklarını söylemek mümkün. Haunted by Guilt ve Serve the Untrue, senelerce hayranların kulakları arasında salınacak melodilere sahip ve Taken Before Given (grubun Ancestor zamanından bir besteymiş galiba bu ama teyit edemedim) gibi daha thrash gazlı, sert şarkılardaki agresiflik düzeyi de tatmin edici. Daha önce Kalmah dinleyip sevdiyseniz yine rahatça sevebileceğiniz, beğenmediyseniz de yine asla beğenmeyeceğiniz kadar konforlu ve standart bir albüm olmasıysa bir handikap sayılabilir.
Grubun 25 sene ve potansiyeli göz önünde bulundurulduğunda bence hayal kırıklığı sayılabilecek bir kariyerin sonunda hala kendi bildiğinden şaşmadan, ilk günkü standartlarını koruyarak devam ettiğini görmek çok hoş; fakat bu saatten sonra Kalmah’tan bir Swamplord, They Will Return veya Swampsong gelmeyeceğini de rahatlıkla söyleyebiliriz şu albüme bakarak.
80/100

Metalperver’e destek olmak için aşağıdaki düğme üzerinden PATREON’a göz atabilirsiniz: