Kritik

Suldusk – Lunar Falls

Merhaba.

Son dönemde birbirinden yetenekli bazı hanımlar, kendi gerçeklik algılarını veya benliğe ait kimi ciddi soruları black metal, post-rock ve folk türevlerinin harmanı olan modern bir müzik ile tasvir ederek enteresan albümler yayımlıyorlar ve bir parça melankolik olsa da umudu elden bırakmayan, yüzü doğaya ve ışığa dönük, rahatlıkla içselleştirilebilecek duygusal işlerden hoşlananlar için keyifli birer alternatif sunuyorlar.

Emily Highfield’ın eseri olan Suldusk da bu anlamda SYLVAINE, DARKHER, MYRKUR gibi isimlerle birlikte anılabilecek türden bir müziğe sahip ve Nisan ayının ortasında yayımlanan ilk albüm Lunar Falls, ağırlığı bu yönde olduğu için dark folk türüne yakın herkesin rahatlıkla ilgisini çekebilecek, ancak bundan bir tık fazlasını da barındırmayı başaran bir ilk albüm.

Avustralyalı Emily’nin uçlarda yaşamak, ızdırap ve fedakarlık gibi konularda söyleyecekleri var. Sade olsa da olgun sayılabilecek Suldusk müziğinin daha içe dönük ve dark folk ibaresindeki karanlığın hakkını veren bu tarafı, Lunar Falls‘a keskin bir atmosfer katıyor. Elbette zaman zaman devreye giren atmosferik black metal unsurları ve feryat eden vokallerin de bu puslu, karanlık atmosfere katkısı büyük, ancak genel olarak Emily’nin akustik gitarınını ve temiz vokalinin hüküm sürdüğü bir albüm Lunar Falls ve buna rağmen bir şekilde karanlık olmayı başarması önemli.

Suldusk’ı diğerlerinden bir tık ayıran şey ise Emily’nin müziğe feminen bir kimlik katma çabasının bulunmaması. Daha zahmetsiz ve plansız bir albüm gibi görünüyor Lunar Falls ve bir projeden ziyade sancılı birinin içinden atmaya çalıştığı parçalar gibi tınlıyor olması, duygusal açıdan daha rahat bağlanmanın önünü açıyor. 2016 yılında aramızdan ayrılan TREES OF ETERNITY vokalisti Aleah Starbridge’e ithaf edilen Lunar Falls, hem Emily’nin vokali hem de beste yapıları açısından Trees of Eternity ile benzerlikler taşısa da Suldusk müziğinde AGALLOCH, ALCEST, OPETH ve hatta BLACKMORE’S NIGHT gibi isimleri de duymak mümkün.

İnsanın kendi benliğini keşfi, iyi-kötü gibi kavramların arasında süzülüşü ve benzer temaların etrafında dolanırken müzikal olarak oyalanmadan, güçlü anları çabucak öne atabilen parçalar yazması, Emily ve Suldusk hakkında gelecek için beni heyecanlandırıyor açıkçası. Özellikle albümün en uzun parçası olan, kapanıştaki Sovran Shrines‘da dahi müziğinin üç farklı yönünü zahmetsizce birbirine bağlayıp çok da uzatmadan pat pat vermeyi başarmış olmasına epey tutuldum. Yine de akılda kalıcı melodiler ve daha uçlarda gezip duygusal etkiyi artıran bir vokal performansı aradığımı itiraf etmem gerek zaman zaman; Suldusk ve Lunar Falls ile ilgili tek eleştirim de bu sanırım.

Umarım bu uzun bir birikimin sonucunda gelen ve yalnızca tek bir albümde var olabilecek türden bir müzikal/ruhani olgunluk değildir ve gelecekteki Suldusk albümlerinde karanlık bir duygusallığı varoluş melankolisinin keyifli kollarında tecrübe etmeye devam edebiliriz. Zira aynı amtosferde, biraz daha melodiye odaklanan bir albümle Suldusk bir anda kendi türünün en önemli temsilcilerinden birine dönüşebilir, benden söylemesi.

85/100

Yazıyı/albümü değerlendirmek için:

Average rating 0 / 5. 0

Siteye destek olmak için aşağıdaki düğmeye tıklayıp Patreona göz atabilirsiniz👇
Become a patron at Patreon!

Korhan Tok

Üniversiteden sonra metali bırakmadım.

Bir Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.