Pelican – Nighttime Stories
Merhaba.
Oldum olası Pelican’ı sevmişimdir. Hoş, 2005 yılında, grup The Fire in Our Throats Will Beckon the Thaw‘u yayımladığında grubun kıymetini anlayabilecek düzeyde değildim ama birkaç sene sonrasından itibaren her zaman saygı ve sevgi duyduğum bir isim oldu Pelican.
Post-metal nedir sorusunun net bir cevabı hala yok bende ve pek çok müzik araştırmacısının da konuyla ilgili farklı fikirleri var aslına bakarsanız. Ayrıca pek çok grup farklı unsurları birleştirerek kendine has bir post-metal anlayışıyla sahaya çıktığı için aralarında bir kıyaslama ile değerlendirmelerde bulunmak da pek isabetli sonuçlar doğurmuyor. Örneğin bugün ele alacağımız Pelican, stoner, doom ve progresif metali birleştiren, klavye veya vokal ile atmosfere yoğunlaşmaktansa rif üzerine rif koyarak sağlam bir inşa amacı güden bir post-metal yapıyor. Canım ciğerim ISIS ve JESU dışında bu türdeki bir diğer favori grubum olan Pelican, aynı zamanda enstrümantal metalde de en sevdiğim isimler arasında ve altı yıllık bir aranın ardından nihayet yeni bir albüm yayımlayınca elbette hakkında bir şeyler karalamadan duramazdım.
Tabii aslında grubu takip edenler için bu uzun ara gayet doğal, zira Pelican elemanlarından bazılarını da barındıran TUSK‘ın bast gitaristi Jody Minnoch’un 2014’teki zamansız ölümü, gruba 2013’te katılan Douglas Thomas’ın albüm yazım sürecinde önce çocuğunun doğması ve sonra da babasını kaybetmesi gibi olayları da göz önüne alınca Nighttime Stories‘ın neden grubun kariyerindeki en sert, en yüksek tempolu albüm olduğu daha net bir şekilde anlaşılıyor.
Albüm adı bile bir TUSK eserinde kullanmak üzere seçilmiş aslında ve şarkı isimleri de Jody’nin yazdığı bazı sözlerin arasından seçilmiş. Douglas Thomas’ın babasına ithaf ettiği açılış parçası WST ise albümün en ağır ve yıkıcı anlarından bazılarıyla grubun ruh halini gözler önüne seriyor daha ilk dakikalardan. Grubun genlerindeki doom/sludge kültürüyle birlikte Nighttime Stories epey karanlık ve yoğun bir albüme dönüşmüş. Kısacası Nighttime Stories bir anma, bir saygı albümü ve aynı zamanda elemanların duygularını boşalttığı bir terapi albümü gibi. Grubun sözsüz ve görece sessiz patlamalarında bunu fark etmemek imkansız zaten.
Fakat Pelican her zamanki gibi agresif ve Mignight and Mescaline ile yıkıntıların arasından silkilenerek ayağa kalkmayı başarıyor. Aynı şekilde Arteries of Blacktop da doom açılışının ardından hızla devinim kazanarak patlamaya geçiyor. Yani öyle yerlerde yuvarlanmalık, bilekleri boydan kesmelik bir albüm de değil kesinlikle. Hatta Pelican’ı öz farkındalığı yüksek ve bir şekilde umutlu bulduğumu bile söyleyebilirim.
Yine de düşülmesi gereken anlarda da düşmeyi en iyi bilen isimlerden biri olduğundan, özellikle It Stared at Me ve epik kapanış Full Moon, Black Water ile de insanın ruhunu kırbaçlamayı ihmal etmiyor Pelican. Bu anlamda kendince bir denge söz konusu albümde ve iki uçta olunmayan, görece stabil denilebilecek anlarda da Trevor’ın enfes rifleri taşıyor insanı. Albüm çıktığından beri dinlemeyi bırakamadığım şarkılardan biri de Cold Hope bu anlamda. Trevor’ın beton rifleri bir yana, bu şarkıda küçük ama çok yeterli bir solo da var; 4:40’dan sonrasında ise gerçekten yumruklamak istiyor insan bir yerleri.
Bas – davul ortaklığındaki Bryan ve Larry Herweg kardeşler her zamanki gibi müziği ileri taşırken Trevor ve Douglas ikilisi de canavar gitarlarla her zamanki gibi ezici bir Pelican albümünün ortaya çıkmasını sağlamışlar. Pelican’ın kendini anlatmak için sözlere ihtiyacı yok ve Nighttime Stories, yer yer insanın üzerine kapanıp bunaltsa da hiç de sıkmayan, harika bir albüm. Sertlik/melodi dengesi, atmosferin yoğunlaşıp ışıkların karardığı anlar ile dinleyiciye nefes aldıran boşluklar, albüm süresi vs. gerçekten de Pelican’ın ne kadar kafa yorduğunu gösteriyor.
Tabii tüm bu cümleleri ve albümün puanını türüne ve iç dinamiklerine göre değerlendirmek gerektiğini unutmamalı. Kulak kesilip takip edilmediğinde özelliksiz gibi duracak, asansör müziği seviyesine indirgenebilecek bir müzik bu ama biraz özen gösterip gerçekten dinlemeye başlarsanız Nighttime Stories‘in yılın en iyilerinden birine dönüşme ihtimali de fazlasıyla yüksek. Oh be Pelican; özlemişiz.
87/100

Geri bildirim: Russian Circles – Blood Year – Metalperver