Dark Tranquillity – Atoma

Ozan Turakine

Metale başlamamı sağlayan grup olarak ve ilk dönemlerimde bıkmadan defalarca dinleyerek benim için kutsal bir noktaya gelerek asla saygımı yitirmeyeceğim, her daim el üstünde tutacağım bir grup Dark Tranquillity. Buna rağmen Construct benim için ciddi anlamda çok büyük hayal kırıklığıydı. Etrafımdaki herkes aşırı sevmesine rağmen ve sürekli bana yeniden dinlemem konusunda telkinde bulunmalarına rağmen ne yaptıysam olmadı, bir türlü sevemedim Construct’ı. Bunun bana kalırsa en büyük sebeplerinden bir tanesi, (yine birçoğu bu fikrimi kabul etmese de) Brändström’ün hemen hemen bütün albümde yazıma dahil olması (bazı şarkıları salt kendi yazması hatta), diğeri de grubun melodi ağırlığını gitardan çok atmosferik öğelere dayandırması. Lafı uzatmayayım, bu albüm de yine aynı yoldan ilerleseydi şuan buraya çok acı şeyler yazabilirdim ve bunca sevdiğim bir gruba bunları yazmak beni de çok üzerdi cidden. Neyse ki böyle bir şey olmadı ve DT yine gönlümü fethetmeyi başardı.

Atoma DT’nin eski melodik havasının, edindikleri yeni tarzla çok iyi harmanlanmış hali diyebilirim. Benim aradığım müzik anlayışı bu genel olarak, ayrıca DT’nin de en iyi yaptığı şey. Bu formülde ilerledikleri sürece asla vasat bir albümleri olamaz. Kaldı ki kanımca bunun üzerinde durmuş olabilirler. Daha hızlı, daha net, yoğunluğu daha az ve direkt bir albüm Atoma. Melodiler daha vurgulu, gitarlar daha ön planda ve Mikael’in cleanleri az. Çok olsa da elbette problem değil ama az olması daha iyi bir koz olarak kullanılmasına vesile olmuş. Eski şarkı yazım tekniklerine bariz bir dönüş görülüyor ayrıca. Bu da benim için bir artı puan. Çok da uzatmadan, DT yeniden en iyi yaptığı şeyi yapmaya başlamış diyeyim. Bir sonraki albüme kadar hemen her duygumuza hitap edebilecek, canlıda yeri göğü oynatacak, hiçbir şarkısı 4,5 dakikayı aşmayan olabildiğince direkt ve oturaklı bir albüm Atoma. Umarım bu gidişatı sürdürürler ve farklı arayışlara girmezler diyorum son olarak.

87/100

İsmail Korhan Tok

Atoma albüm incelemesinden ziyade Dark Tranquillity hakkında bir şeyler anlatmak istiyorum:

Dark Tranquillity için söylenebilecek ve yıllardır söylenegelen pek çok şey var muhakkak ancak belki de diğerlerinden daha az sıklıkta tekrar edilen bir gerçeğin ve bunun yarattığı durumlardan bahsetmek istiyorum: ” Dark Tranquillity belki de dünyanın en güvenilir metal grubu.” Biraz açalım.

Herhangi bir dönemde, Dark Tranquillity’nin stüdyoya girdiği haberi yayıldığında “Acaba?” diyen oldu mu? Ya da vasat bir şey gelebileceğinden endişelenen? Kaldı ki bu grup Haven üzerine Damage Done çıkaran, Character üzerine Fiction çıkaran bir grupken? Kendi içindeki değerlendirmeleri geçtim, direkt temel müzik olgusu üzerinden ele alındığında bile birbirinden uzak albümleri peş peşe kaydeden bir grup nasıl olur da yeni albüm sürecindeyken kitlesi üzerinde bir şüphe, bir endişe yaratmıyor? Bence Dark Tranquillity’nin en büyük ve en güçlü silahı bu işte.  Gruba dışarıdan bakan ve “Ya bunlar da hep melodeath işte, hep aynı cıncırı,” diyen kendini bilmezleri bir kenara koyduğunuzda grubu bilen, seven ve özümseyen hayranlar her albümde grubun kendi müziğini belli bir şekilde değiştirdiğini anlayabiliyor elbette ve yeni albüm için “acaba bu sefer ki değişiklik kötü olacak mı?” kaygısı yaşamıyor. Bu, inanılmaz bir başarı.

Öte yandan, kendime bir süredir itiraf etmekte zorlandığım şekilde, Fiction sonrasında yeni Dark Tranquillity albüm haberi geldiğinde “Yine iyi bir şeyler yapacaklardır işte,” diyerek hem gruba, hem de kendi DT hayranlığıma, farkında olmadan olsa da biraz saygısızlık ediyordum. Bu, hem Dark Tranquillity’nin yukarıda bahsettiğim bu aşırı güvenilir hali, hem de benim bu güveni yanlış yorumlamaya meyletmiş düşüncelerimden kaynaklı bir durumdu. We are the Void ve Construct özeline hakim, görece karanlık atmosfer yaratma çabası ve albüm içerisinde temponun belirli bir seviyede kalarak ani yükselişlere ve düşüşlere yer verilmemiş olması, büyük hitlerle karşımıza çıkmamalarıydı belki de heyecanımı azaltan. Halbuki sonradan değeri anlaşılan çok, çok iyi albümlere “Dark Tranquillity yine Dark Tranquillity’lik yapmış” diyerek, özünde hiç de eleştirel veya olumsuz bir kanaat olmamasına rağmen grubun yarattığı bu güvene haksızlık etmiştim. Fakat Atoma öncesinde de çıkan şarkılar arasından  yalnızca Forward Momentum içimde “Ya galiba yine değişik şeyler denemeye başladılar, oh be,” heyecanı uyandırabilmişti. Diğer iki şarkı her ne kadar harikulade birer DT şarkısı olsa da, 14-15 yıllık DT hayranı olarak bende yeni bir kıvılcım çakamamış, fikirlerimi “İyi ya işte,” düşüncesinden öteye götürememişti. Kısacası, hayatımda ilk defa beni çok mutsuz ve rahatsız eden o kaygıyı yaşamıştım.

Bir daha asla böyle bir kaygı yaşamayacağım Atoma ile kanıtlanmış oldu. Çünkü Dark Tranquillity, sizin ona güveniniz azalmaya başladığı zamanlarda bile aslında bir hayranın sahip olabileceği en güvenilir metal grubu ve sanırım dağılana kadar da öyle kalacak.

İyi ki bir Dark Tranquillity hayranıyım.

87/100

Ertuğrul Bircan Çopur

Ozan ve Korhan’ın Dark Tranquillity’nin son yılları ve Atoma hakkındaki söylediklerinden farklı bir şeyler söylemek benim için zor. Benim de metal müziğe başladığım grup olan Dark Tranquillity her zaman özel bir grup oldu. Hayatımda en çok dinlediğim albümlerden birkaçına sahip olan bir grubun son zamanlarda çıkarttıkları albümler öncesinde heyecanımın eskisi kadar parlak olmamasının sebebi ise grubun yıllardır yaptığı müziği farklı bir şekilde yapmaya çalışması yatıyordu. Taa ki Atoma’ya kadar.

Açıkçası çoğu dinleyicinin “son çok iyi Dark Tranquillity albümü” olarak gördüğü Fiction benim için o zaman dahi bir hayal kırıklığıydı. Hayal kırıklığıydı; ama bu hala çatır çatır bir melodik death metal albümü olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Sonrasında gelen We are the Void ve Construct ise gitarın iyice geri plana atılması ve fazla zorlanan karanlık havasıyla ancak vasat bir yerlerde kalabiliyorlardı, fazla death metal sularına dahi giremeden.

Atoma ise Dark Tranquillity’nin tüm kariyerini kucakladığı albüm diyebiliriz şimdiye kadar. Clearing Skies ya da When the World Screams gibi iyice eskiye selam duran şarkılar da, Our Proof of Life gibi Damage Done döneminin olgun hüznünü yansıtan şarkılar da, Atoma gibi son iki albümün klavye bazlı atmosferinin halen ön planda olduğu şarkılar da var; ve bunlar arasındaki denge de çok iyi sağlanmış. Grubun herhangi bir dönemini seven bir dinleyicinin albümü beğenmemesi imkansız gibi bir şey adeta.

Mikael Stanne için ayrı bir paragraf açacağım burada. Çünkü Mikael Stanne. Bunca yıldan ve dinlediğim yüzlerce gruptan sonra halen açık ara en sevdiğim metal vokalisti olan sevgili kızıl kafa umarım sonsuza dek vokal yapar. Umarım grubun her daim yüzeyde gösterdiğinden çok daha fazla anlam ifade eden sözlerini tane tane bağırır suratımıza, ve umarım brutal vokalin yeri geldiğinde ne kadar hüzünlü olabileceğini bize tekrar tekrar göstermeye devam eder.

Üç kişilik bu devasa yazımızı daha fazla uzatmayayım. Albüm çıkmadan önce Dark Tranquillity’nin klasikler arasına girecek bir albüm daha yapacağına inandığımı söylemiştim bir konuşmada. Atoma o albüm değil; ama bu inancımı pekiştiren, en sevdiğim gruplardan birinin monotonlaşma yolunda olmadığını gösteren, taş gibi bir albüm.

83/100

Ortalama Not: 86/100

atoma-dark-tranquillity

Become a patron at Patreon!

Korhan Tok

Üniversiteden sonra metali bırakmadım.

0 thoughts on “Dark Tranquillity – Atoma

  • 25 Kasım 2016 tarihinde, saat 12:32
    Permalink

    Açıkçası beklediğimden çok daha iyi çıkmasından aşırı memnunum. Construct seviyesinde bir albüme de vardım ama Damage Done’dan bu yana en iyi albümle gelmeleri beni çok şaşırttı açıkçası. Klasik olup olmama noktasında bir şey diyemem çünkü o zaman meselesi biraz da ama neyse seni çok seviyoruz DT.
    Site hayırlı olsun bu arada dostadlar

    Yanıtla

Bir Yorum Bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.