Kritik

Ageless Oblivion – Penthos

Özellikle sonbahar mevsiminde bazı günler uyandığınızda dışarıda güneşli, açık bir hava olduğunu görüp kısa bir şaşkınlık ile keyiflenirsiniz ya hani; pastırma sıcakları denilen o döneme uyandığınızı sanarak güne dair planlar yapmaya başlarsınız. Siz mutlu mesut önünüzdeki saatlerde neler yapacağınızı planlar, ya da planlarınızı hayata geçirmeye başlarken birden o havaya bir şey olur. Tövbe estağfurullah bir şey olur. Saate bir bakarsınız, ulan daha öğleden sonranın ilk sonraları yaşanırken bu hava nasıl birden Gorgoroth düzlüklerinin üzerinden eksik olmayan o bulutlu, pis, karanlık havaya dönüşmüştür böyle? Yağmur deseniz yağmıyor, kar-bora-fırtına üçlüsü de İzel-Çelik-Ercan gibi ortalarda yok. Fakat işte o tövbe estağfurullah hadise ile hava bir anda her türlü nahoş musibete, insanları feverana sürükleyecek nursuz olaylara gebe bir hale gelmiştir artık. Karanlık, kapalı, insanı yataktan çıktığına pişman eden bir hava. Romalılara karşı gelen o tek köyde yaşıyor olsanız gök başınıza yıkılmasın diye Tutatis’e dua edersiniz, öyle bir hava. Ageless Oblivion‘un Penthos albümünü dinlemeye başladıktan birkaç dakika sonra hissettiğim şeyler de aynen böyle şeyler oluyor. Hem de her seferinde.

2009 yılında Arkane ismiyle kurulup daha sonra Ageless Oblivion (Arkane’den de çok daha iyi) ismine geçen İngiliz grubun 2. albümü olan Penthos, yukarıda bahsettiğim bu uğursuz havayı birebir yansıtan atmosferi müziğin tabanına yayarak, bir saat uzunluğunda bir teknik/progresif death metal keşmekeşi sunuyor dinleyicisine. Teknik derken, mekanik bir enstrüman şovundan ziyade kurgudaki, bütünlükteki teknik mevzubahis. Ageless Oblivion hem öyle enfes bir atmosfer yaratmış hem de geniş yelpazedeki müziğiyle, kurguladığı can pazarı ortamın dengesini öyle iyi yakalamış ki ortaya black metal karanlığında, death metal çizgilerinden çok uzaklaşmayan, hem zeki hem de primitif duygulara kapılmaya müsait olacak kadar agresif bir albüm Penthos.

Uzun şarkı süreleri, karmaşık beste yapıları, durmadan bahsedip durduğum (ah Türkçe) atmosferi ile hakikaten de sevmek, özümsemek için belirli bir çaba ve zaman istiyor. Mağara adamı death metaline alışkın bünyeleri zorlayabilir bu anlamda. Fakat death metalin daha ürkütücü, açılıp genişleyen bestelerine alışkın tayfa için kötü kehanetlerle, üç vakte kadar başımıza iş gelecek kesin hissiye dolup taşan enfes bir karanlığa sahip.

Şarkılarını eğip bükmekten, keskin virajlara hızlı girmekten korkmayan bir grup Ageless Oblivion ve bu nedenle Penthos‘daki şarkıların tamamında da beklenmedik şeylerle karşılaşmak mümkün. Herhangi bir şekilde yönünü kaybetmemesine rağmen, farklı yollara sapmaktan da hiç çekinmiyor. Bazen MORBID ANGEL, bazen ULCERATE, bazen DEATHSPELL OMEGA, kimi zaman da GOJIRA‘ya dönüşen müziğin temelindeki brutal çaresizliğin tadı ise adı geçen diğer grupların verdiği tadı pek aratmıyor doğrusu. Çok ayılıp bayıldığım ve daha çok insana ulaşmasını istediğim çoğu albümün kritiğinde olduğu gibi bu yazıda da başka grupları referans olarak gösteriyorum ama cümlenin başında bunun sebebi yazıyor işte. Yoksa Ageless Oblivion’ın ve Penthos‘un kendine has enfes bir tadı var ve başka gruplar üzerinden anlatılmaya hiç ihtiyacı yok.

Penthos‘daki psikozun boyutlarını herhangi bir şarkıdaki tremolo rif ile, hiç beklenmedik bir anda giren kel alaka bir solo ile ya da herhangi bir enstrümanın herhangi bir andaki çılgın atışıyla açıklayabilmem mümkün değil. Ancak müzikal anlamda albümün ziyadesiyle doyurucu olduğunu garanti edebilirim; bir de hakikaten bunun heavy bir müzik olduğunu. Bunlar dışında albümün daha vurucu, net şarkılarından Wolf’s Blood ya da aynı vuruculuğu daha ruh hastası yollardan veren Those Who Fed of Light, veyahut da 12 dakika süresiyle albümün ejderhası ve tek başına bile Ageless Oblivion’a müthiş saygı duymama yeten enfes parça Where Wasps Now Nest, müzikal duruşu anlamak ve albümün atmosferini solumak için yeter de artar bile. Yine de sözümün bir kıymeti varsa bir-iki şarkı ile Penthos hakkındaki bu yüksek duygularımın anlaşılamayacağını, en az bir defa albümü baştan sona, konsantre bir şekilde döndürüp sonra kulağınıza, beyninize, kalbinize, ruhunuza verdiği zarara göre bir değerlendirme yapmanızı tavsiye ederim.

Nadiren de olsa hissedilen, prodüksiyonun da bok yemesi denilebilecek mekanize tınılar ve vokalin bu katmanlı müziğin karşısında yetersiz cephane ile biraz tekdüze bir performans sergilemesi haricinde death metalin bu karanlık, uğursuz, biraz dissonant dehlizlerinde karşınıza çıkabilecek en kaliteli işlerden biri Penthos. Maalesef grubun üretkenliği pek yüksek değil ve 7 yıl aradan sonra gelen yeni albümleri, Penthos seviyesinde olamadı ama sadece bu albüm özelinde bile Ageless Oblivion ile tanışmanızı çok isterim.

90/100

cover

Okur puanı:

Ortalama puan 4.9 / 5. 7

Siteye destek olmak için aşağıdaki düğmeye tıklayıp Patreona göz atabilirsiniz👇
Become a patron at Patreon!

Korhan Tok

Üniversiteden sonra metali bırakmadım.

One thought on “Ageless Oblivion – Penthos

Bir Yorum Bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.