Spiritworld – Deathwestern
Merhaba.
2020’de yayımlanan ilk albüm Pagan Rhythms albümüyle tanıyıp sevdiğim, canlı izlediğimdeyse biraz hayal kırıklığı yaşadığım Amerikalı Spiritworld ile birlikteyiz. Kağıt üzerinde aşırı saçma dursa da death metal, hardcore, thrash ve country türlerini tek potada eritiyor, yetmezmiş gibi bunu western unsurlarıyla bezeyip çatlak bir kovboy ekibi imajıyla sunuyor Spiritworld. Vokalist Stu Folsom’ın bu enteresan vizyonu sayesinde beş sene gibi kısa bir sürede metal dünyasının takip edilen isimlerinden birine dönüşmeyi başardılar ve Century Media çatısı altında giderek daha da popüler hale geliyorlar.
Yeni albümleri Deathwestern‘i heyecanla bekliyordum, çünkü grubun bu hype lokomotifini beslemeye devam edip edemeyeceğini merak ediyordum. Bir haftadır ne zaman evden çıksam elim direkt Deathwestern‘e gidiyor ve fark ettim ki orta tempolu SLAYER riflerini hardcore çete vokalleriyle, ritmik break-down köprüleriyle ve thrash temposunda kaotik bölümlerle süslemeye devam ettiği sürece Spiritworld’ün kazan dairesi sıcaklığını koruyacak.

Metalperver’e yüklediğim grup fotoğrafları içerisinde üzerinde Tupac Shakur tişörtü bulunan başka bir müzisyene denk gelecek miyiz bilemiyorum ama şu fotoğraftan bile normal bir şeyler karşı karşıya olmadığımızı anlamak mümkün. Evet, bu elemanlar bu imajla -ve çok daha ilginç imajlarla- dinleyicinin karşısına çıkıyolar ama iş dört sayıp yardırmaya geldiğinde de benim diyen metalciyi aratmayan bir kaos yaratmayı beceriyorlar. Spaghetti Western filmlerine göndermede bulunan kısa açılış parçası Mojave Bloodlust ile Amerikan vahşi batı ortamı hazırlanırken Stu “Are you antichrist or are you for christ? Those are your only options…” diyerek konunun hızla dini korkular üzerinden satanik bir noktaya evrileceğinin sinyalini veriyor.
Böylesi gaz, hızlı ve direkt parçalarda sözler arada kaynamaya çok müsaittir ama Stu Folsom’un yarattığı konsepti es geçmemek lazım. Besteler de aslında anlatıya uygun şekilde, bilinçli boşluklarla, efektlerle, farklı vokal teknikleriyle dolu. U L C E R, Committee of Buzzards’da bir anda giren konuşmalar, Moonlit Torture veya Lujuria Satanica gibi parçalar başta dikkat çekmeyebilir ama albümün ne anlattığını bildiğiniz zaman işin rengi değişecek. Bu arada Moonlit Torture‘da INTEGRITY vokali Dwid Hellion da yardırıyor.
Hanneman & King referanslı, bol bol tele pena sürtmeli, kaydırmalı rif/solo komboları Spiritworld’ün ana silahıyken bazen de erken dönem METALLICA‘nın etli butlu rifleriyle kantarda daha ağır çeken bir azmanlık seviyesine ulaşıyorlar. Çok daha farklı bir yaklaşımla da olsa LAMB OF GOD‘ın yarattığı türden bir groove içerisinde, HATEBREED‘in o kaba ve zorba enerjisiyle, POWER TRIP gibi modern (R.I.P) crossover/thrash gruplarının eskiyle yeniyi harmanlama kalitesinde parçalar yazıyor Spiritworld. The Heretic Butcher’ın 1:44’ünde olduğu gibi bazen elin ayarı kaçıyor (resmen Black Magic çalıyor eleman ya haha) ama grubun kopyacı olduğunu söylemek büyük haksızlık olur. Vokaliyle, konseptiyle, işin içine kattığı diğer unsurlarla eskinin devlerinden ayrılmayı başarıyorlar bence. Şu beste formülünün içinden çıkabiliyorsan zaten belirli bir yeteneğe, hakimiyete sahipsin demektir.
Relic of Damnation, hem grubun tarzını değerlendirmek hem de albümü anlamak adına en iyi seçenek gibi dururken Integrity destekli Moonlit Torture ve hiç beklemediğim tiz bir Araya çığlığıyla açılan Purafied in Violence da an itibariyle favorilerim arasında. Yine de bence en az iki-üç tur döndürün tüm albümü. Old school thrash metal, güneyli işi groove ve hardcore meselelerini mesele ediyorsanız Deathwestern‘i de mesele edin kendinize mutlaka. Bir de tekrar olacak ama sözlere mutlaka bakın.
84/100



RDR2 oynadığım şu günlere denk gelmesi güzel tesadüf oldu. Biraz daha yumuşak bir şey bekliyordum ama bu formül pek iyiymiş. Slayer rifflerini ne türlü versen tamamım zaten.