White Ward – False Light
Merhaba.
Steril ve mutlak bir vesayetin sınırlarını belirleyen duvarları beyaza boyarken sahte bir masumluk algısı oluşturmaya mı çalışıyoruz acaba? Akıl hastanesinin o tertemiz, karakterden ve tetikleyicilerden arındırılmış halleri size de çok kurmaca gelmiyor mu? Gündelik hayatta hangimizin vakit geçirdiği mekanlar o kadar beyaz da akli dengesini kaybetmiş insanları tıkıp üzerlerinde deneyler yaptığımız yerlerin bekçiliğini beyaz rengine veriyoruz?
Ukraynalı birtakım genç müzisyenler de deneysel/post-black metal üzerine fikirler sunarlarken bu beyaz aldatıcılığı fikrinden hareketle gruplarına White Ward ismini uygun görmüşler. 2012 yılında kurulan gruptan geriye kalan tek kurucu üye Yuriy Kazaryan, White Ward hayata geçtiğinde henüz 17 yaşındaydı mesela. Hoş, albüm çıkarabilmeleri beş yıllarını almış ama ilk günlerde ne yapacağını tam bilemez bir halde, biraz dağınık ve hayalci bir karakter ortaya koymalarını yaşlarına bakarak anlaşılabilir bulmak mümkün. Potansiyel vadeden Futility Report sonrasındaki 5 yılda ise post-black metalin kült isimlerinden birine dönüşmeyi, 2019’daki Love Exchange Failure ile kitlesini genişletmeyi, Debemur Morti gibi seçkin bir şirketin elindeki değerli varlıklardan biri olmayı başardılar.
Haziran’ın başında çıkan False Light, White Ward’un başarısının bir tesadüf olmadığını kanıtlamakla kalmayıp, grubu daha da çok insana ulaştırmanın kapılarını aralıyor. İlk günden beri sahip oldukları gerçeklik depresyonunu merkeze oturtup, türler üstüne ulaşmaya çalışan bir bestecilik ve düzenleme anlayışıyla yine hem içe dönük hem de insanın içinde patlayabilen bir albüm yazmışlar; ancak bu defa kendinden çok daha emin, çekincesiz ve caz ile black metalin birleştiği noktalarda dikişsiz, olgun bir White Ward var karşımızda. Zaten üzerine koyarak ilerleyek bir diskografinin incisi olmayı sonuna kadar hak ediyor False Light ve 2022’nin değişikli black metal kategorisinde üst sıralara oynuyor.
66 dakika uzunlukta, trompet ve saksafon gibi enstrümanların egemenliğinde geçilen özgür caz bölümleriyle dolu ve beste matematiğine baskın bir deneysellik hakim. Bunları bir çırpıda söylemek istedim ki geleneksele ve konfor alanına düşkün black metal dinleyicisini de kendimi de yormayayım daha fazla. Saksafon çalan Dima Dudko, White Ward kadrosunun sabit bir elemanı ve False Light‘ın da baş kahramanı. Hal böyle olunca IMPERIAL TRIUMPHANT, SIGH, AGALLOCH veya daha geride ULVER gibi isimlerle haşır neşir olanlara daha çok hitap edebilecek bir iş. Tabii özellikle black metalin üste çıktığı anlarda boyundaki fularları çıkarıp tekme tokat girişmeyi de ihmal etmiyor.
White Ward’un rif anlayışı, eskinin deneysel black metal devlerine, Norveç’e ve ani tremolo ataklarına dayanıyor. Yuriy Kazaryan üç albümde de kendini belli eden bu tarzı, sık ihtiyaç duyulmasa da başvurulduğunda ortalığı dağıtmakla görevlendirilmiş davulun harika blast-beat davullarıyla birleştiğinde beklenmedik cinnet anları yaşanıyor. Yumuşak kısımları yumuşak, sert kısımları gene yumuşak bir albüm değil yani False Light ve hem gitar hem black metal anlamında koyduğu zaman oturtmayı beceriyor. Açılış parçası Leviathan‘ın 3:15 civarında kopan fırtınaya kendiniz de şahit olabilirsiniz teyit etmek için.
Bilenler için henüz farklı hiçbir şey söylemedim ve merak ediliyor olabilir; False Light‘ın bir önceki Love Exchange Failure‘dan en büyük farkı çok daha melodik ve özellikle temiz vokal katkısıyla daha erişilebilir olması. Gruba 3-4 konuk vokalist eşlik etmiş farklı parçalarda. Ayrıca Salt Paradise gibi buram buram neofolk kokan, albüm kapağındaki o kırık dökük yapının önündeki bir ayağı kısa tahta bir sandalyede, yanında boşalmaya yüz tutmuş bir viksi şişesiyle oturan bir adamın çok eski bir gitarla çaldığını hissettiren atiik bir beste de mevcut. Trompet şov yapıyor bu şarkıda bu arada, onu da söylemek lazım. Tamamı caz (çekinmeme durumunu bu yüzden belirtmiştim başta) Echoes in Eternity, girişinde gotik rock havaları estirerek aklıma IDLE HANDS – UNTO OTHERS‘ı getiren Cronus da yine grubun ileriye doğru attığı hamleler olarak nitelendirilmeli. Tüm bu yayılma politikası adımları, tertemiz ama özellikle basları güçlü kılarak dolgun tutulmuş bir prodüksiyonla destekleniyor.
Klarnet sololarıyla akıllarda yer eden ULTHA var, koskoca bir DEATHSPELL OMEGA var ve daha da yoldaki IMPERIAL TRIUMPHANT var ama White Ward da bu isimlerin gölgesinde kalmayıp Ukrayna’dan dünyaya bir deneysel/post-black metal dersi vermiş gerçekten. Türe ve yazıda bahsi geçen gruplara ilginiz varsa False Light sene sonu listenizde yer edinecektir mutlaka, o yüzden kaçırmanınızı öneririm.
90/100
Metalperver’i desteklemek için aşağıdaki düğmeye tıklayıp PATREON’a ulaşabilir, aylık aboneliğinizi başlatabilirsiniz:
Geri bildirim: 2022’nin En İyi 20 Albümü – Metalperver