Ellende – Todbringer
Bazı ülkeler toprağından suyundan mıdır, doğası ya da kültüründen midir bilemiyorum ama bazı müzik türlerinde çok iyi çok fazla grup çıkartıyorlar ve bu bana hep çok ilginç geliyor. Muhtemelen bir dönemde orada oluşan metal sahnesinin birbirleriyle etkileşimleriyle büyüyor tabii bir bölgede bir türün yoğunluğu; ama yine de sanki sadece bununla açıklanamıyor çoğu zaman.
Black metalin atmosferik kolunu göz önüne alınınca kısaca DACH diye bilinen Almanya-Avusturya-İsviçre üçlüsü bu görevi üstleniyor diyebiliriz. Sırf Almanya’dan bile çıkan o kadar çok iyi denebilecek grup var ki bu alt türde, muhtemelen eski yazılarımda birkaç tanesinden eserler vardır özel bir çaba sarf etmemiş olmama rağmen. Bugünkü konuğumuz ise Avusturya’dan çıkmış bir tek kişilik proje olan ELLENDE ve ikinci albümü “Todbringer“.
“Todbringer“ ELLENDE’nin ne ilk, ne de son albümü; ancak sonda söyleyeceğimizi baştan söyleyecek olursak şimdilik en iyi albümü. Klasik atmosferik black metal ile biraz post-black arasında gidip gelse de, dinlerken bir an bile olsun güzel bir albüm olmayı bırakmıyor “Todbringer“. Bundan kastım ne peki, biraz açalım.
Albümün ilk şarkısı Am Sterbebett der Zeit (Zamanın ölüm döşeğinde) yaklaşık bir buçuk dakikalık bir girizgah – biz dinleyicileri sakin bir piyano melodisiyle “Todbringer“a davet ediyor. Bu piyano melodisi aslında çok önemli; zira albümün geri kalanı tamamen bu melodi üzerine kurulmuş. Sondaki bonus şarkı Wind‘i dahil etmezsek kalan takriben 50 dakika boyunca bu melodi sürekli arkada dönüp duruyor; fakat albümü ilk defa dinlerken belki de bunu fark etmeyeceksiniz bile (yani artık fark edersiniz herhalde çünkü yazdım burada). Zira bu tek melodi farklı enstrümanlarla, farklı tempolarla durmadan yeniden yorumlanıyor adeta.
Projenin ardındaki deha Lukas Gosch; alışılageldik atmosferik black metal taramaları, akustik gitarlar, yaylılar, piyano, perküsyon, davul derken müziği ve arkasındaki o bir tek melodiyi sürekli canlı ve ilginç tutmayı başarıyor. İlhamını biraz daha az doğadan ve biraz daha çok melankoliden alan bir AGALLOCH gibi düşünebilirsiniz ELLENDE’yi. Köklerini bilen, ama arka planında daimi bir umutsuzluğu taşıyan bir müzik var burada. Yine bonus Wind‘i hariç tutunca son şarkı olan Am Ende stirbst du allein (Sonunda yalnız öleceksin) sırf ismiyle bile bunu biraz ittiriyor gözümüze doğru.
Grubun 2019’da çıkarttığı “Lebensnehmer“ varyasyon olarak “Todbringer“dan daha zengin olsa da, bu albümün verdiği o büyüleyicilik hissini veremiyor; dolayısıyla ELLENDE’yi tanıtmak için “Todbringer“ daha iyi bir seçim gibi gözüktü. Atmosferik işleri sevenler için gözden kaçmaması gereken bir albüm olduğunu düşünüyorum. Keyifli dinlemeler.