Yerli Pazarı: Razor Inc. – The Road
Merhaba.
İstanbul’da yaşayan ve metal ile ilgilenen kitlenin büyük bir bölümünün yakından tanıdığı, diğer şehirlerdeki metal kafalarında en kötü FURTHERIAL aracılığıyla bir şekilde ismini bildiği Razor Inc., ilk albümü The Road ile karşımızda.
Düzenli bar programlarında devamlı güncelledikleri setleriyle İstanbul metalcisini coşturan Razor Inc, Furtherial elemanlarından (bir kişi hariç) oluşuyor. Haliyle yıllardır müzikle içli dışlı olan bu yetkin adamlardan (merhaba Yetkin) gelecek yeni bir albümün heyecanı da yüksekti kendi açımdan. Fakat ancak dinleyebildim, affola!
The Road‘u adamakıllı ilk dinleyişimin ardından aklımda beliren ilk düşünce şöyle orta tempoda seyreden net bir hard rock albümünü ne kadar özlediğim oldu. Evet, Razor Inc. bar programlarında çaldıkları şarkıları ve Furtherial’ı düşününce belki de onlardan beklenebilecek şekilde daha sert bir şeyler yapmak yerine hard rock tuvalini seçip yıllardır birlikte müzik yapan bir ekibin yapacağı gibi gayet içsel ve akıcı bir iş çıkarmış, üstüne de nasıl bir şey geleceğini bilmeyen kitleyi ters köşeye yatırmış. Daha ne olsun, değil mi?
The Road, biraz melankolik ve kasvetli bir albüm gibi görünmekle beraber müzikal açıdan fazlasıyla doyurucu. Vokal ön planda olsa da gitar işçiliği tembel denemeyecek kadar yoğun ve başta sabun köpüğü gibi gelebilecek riflerin büyük bölümü dinledikçe hafızaya kazınabilecek düzeyde. Başer’in kuvvetli yorumundan sıyrılıp müziğe odaklanmak zor belki ama amaan, çıtır çerez metal işte, vs. diyerek arkada olan bitene kayıtsız kalmayın derim. Learn to Fall, Lighthouse ve Yaşıyorsun, favorilerim merak edenler için. Tabii vokali de gözardı etmeyelim, zira Başer’in vokal performansı, bulduğu melodiler ve duygusu da birinci sınıf. Yakın dönemin tartışmasız en güçlü metal/rock seslerinden biri.
İlk bakışta hemen akıllara METALLICA – Load gelecek belki ama Razor Inc.’ın kendine özgü bir tadı var kesinlikle. Bazı şarkılar diğerlerinden sıyrılıyor (Lighthouse mesela) belki ama grubun bir şeyler denemekten çekinmeyen tavrı, bunu yaparkenki özgüveni falan almış yürümüş arkadaşlar. The Road biraz dağınık gibi dursa da hem Lighthouse‘u hem de biri akustik iki Türkçe şarkıyı albüme koymak (başlı başına takdir isteyen bir mesele zaten bu), temponun yükseldiği şarkılarda (Stronger mesela) albümün üzerindeki o ciddi atmosferi dağıtmamayı başarmak falan büyük iş bence. Tebrikler gerçekten.
İsimlerden çok bahsedemedim ama zaten gecikmiş bir inceleme olarak niyetim reklamdan ziyade beğendiğim bir yerli albümü tanıtmaktı ve The Road 46 dakikalık ideal süresiyle hiç baymayan, bulduğu iyi fikirleri tekrar ede ede içini boşaltıp canımızdan bezdirmeyen, inişli çıkışlı trafiğine rağmen genel atmosferini bozmayan mis gibi bir albüm. Grup elemanlarını, önceki işlerini bilenler için sürpriz değil belki ama yeni dinleyiciler ülkeden böyle temiz bir albüm gelmiş olmasına şaşıracaklardır eminim biraz. Bir Pazar yürüyüşünde veya bildiğiniz yoldan giderek gerçekleştireceğiniz ilk uzun yolda eşlikçiniz olmaya aday The Road; Razor Inc.’ın yolu ise zaten açık.
Metalperver’e destek olmak için PATREON’da abonemiz olabilirsiniz. Okuduğunuz için teşekkürler.