1349 – The Infernal Pathway
Merhaba.
En son Massive Cauldron of Chaos incelemesi aracılığıyla 1349 sevgimden sizlere bahsetmiş ve Norveçli black metal topluluğunun yeni bir albüm yapma vaktinin geldiğinden dem vurmuştum. Ravn, Archaon, Seidemann ve Frost, çağrıma kulak vermiş olacaklar ki – başka bir sebep gelmiyor aklıma yani – beş yıllık bir aranın sonunda nihayet yeni 1349 albümü The Infernal Pathway‘i incelemek üzere bilgisayarın karşısındayım. Oh ya.
Kuruluşundan kısa bir süre sonra black metal tarihinin en önemli bir-iki davulcusundan birini kadrosuna katıp neredeyse yirmi yıldır aynı kadroyu koruyan, altı albüm yayımlamış bir black metal grubunun bu kadar az bilinmesi, bu kadar az umursanması gerçekten şaşırtıyor beni. Tabii gerçek anlamda son çok iyi albümünü 2005’te yayımladığından söz edebiliriz bu noktada ama yine de kağıt üzerinde 1349’un bambaşka bir seviyede olması lazımdı sanki… Bu da böyle, düşünce baloncuğu şeklinde bir paragraf oldu. Sonsuza uzamadan albüme geçelim.
1349, müziğiyle oynamayı ve şaşırtmayı – çoğunlukla olumsuz sonuçlansa da – seven bir grup ve yeni albüm de Demonoir ile Massive Cauldron of Chaos arasında bir yerlerde durmasına rağmen detaylarda sahip olduğu kimi ilginç, kimi keyifsiz özellikleriyle grubun diskografisinde kendine has bir yer edinecek gibi görünüyor. Fakat içiniz rahat olsun; Revelations of the Black Flame gibi umutsuz bir vakayla karşı karşıya değiliz.
Kısa bir giriş sonrası grubun thrash tarafının öne çıktığı güçlü bir black/thrash kırması olan Abyssos Antithesis ile başlıyor 1349 salgını. İşler çok iyi başladı diye düşünürken ikinci yarıdaki orta-tempo bölümün şaşkınlığını atlatamadan Through the Eyes of Stone giriyor devreye neyse ki ve black/thrash oyununun ilk şarkıyla sınırlı olmadığını, çok daha melodik ve basit gitarlarla gösteriyor. Tabii ne yaptığını bilen diğer birçok black/thrash grubuna kıyasla 1349’un davullarının başında Frost gibi bir manyak olması bu şarkıları çok daha başka bir seviyeye çekiyor. Her şey bir yana, 46 yaşına merdiven dayayan bu azman adam ne zaman yorulacak acaba, gerçekten merak ediyorum.
Albümün genelinde, grubun 2014 zamanlarından kalma bir black/thrash etkisi var ve bu türün adı Leyla olsa nüfus müdürlüğüne gidip ismini Mecnun olarak değiştirebilecek kadar büyük bir aşığı olarak The Infernal Pathway‘i olumlamaya dünden hazırım belki ama Tunnel of Set VII ara faslı sonrasında bir anda IMMORTAL tınıları yükselmeye başlıyor 1349’dan ve Towers Upon Towers ile haddiden fazla benzeşerek tat bile kaçırıyor neredeyse. 2:22 – 2:42 arasını Immortal’ı bilen kime dinletseniz aynı şeyi söyler eminim.
Neyse, aşırı anlamsız bulduğum Tunnel of Set ara faslı bölümlerden IX‘u aştıktan sonra 1349’un daha soğuk, daha karla kaplı tarafına şahit olmaya başlıyoruz. Thrash etkisi de geri geliyor. Hatta hemen arkasındaki Striding the Chasm, bu tür için biraz uzun sürelere çıksa da albümdeki black/thrash besteler arasındaki en keyiflisi. İnsan en sevdiği hücum yeleğini üzerine geçirip, en sevdiği biradan bir kasa (bu fiyatlarla nereye tabii ama hayal kurmak bedava en azından hala) alıp yarınlar yokmuş gibi tepinmek istiyor. En azından ben Striding the Chasm sırasında böyle şeyler yaşamak istiyorum genel olarak.
2018’de Norveç’teki Munch Müzesi tarafından Edvard Munch’un tablolarından esinlenilerek şarkılar yazılması fikri ortaya atılıyor ve 1349 da seçilen dört gruptan biri olarak Dødskamp‘ı besteliyor… Grubun kariyerinin en iyi şarkılarından biri ve gerçekten başka bir yorum yapmak istemiyorum; başlayacağım medeniyetinize artık ha… Son olarak epik, orta-tempolu black metale dönüp ağır ama güçlü bir final ile sona eriyor The Infernal Pathway ve açıkçası bu karma albüm hakkındaki fikirlerimi toparlamamı daha da zorlaştırıyor.
Üç iyi black/thrash şarkısı, birkaç tane IMMORTAL övgüsü veya sıradan, özelliksiz black metal bestesi ve iki tane de müthiş, gerçek TNBM ve aralarında da hiçbir anlam ifade etmeyen, albüme hiçbir derinlik katamayan garip Tunnel of Set geçişleri… Kafası biraz karışık bir albüm The Infernal Pathway ama 1349 el attığı birçok şeyi o kadar iyi kotarıyor ki çok da bir şey diyemiyor insan. Zaten yeni bir Beyond the Apocalypse veya Hellfire gelmeyeceği belli artık. O yüzden ortalamanın üzerinde, gayet iyi bir albüm bence The Infernal Pathway ama biraz dağınık ve grubun ne yapmaya çalıştığını anlamak pek kolay değil… Gerçi şimdi düşününce, 1349’ün bütün kariyeri için de benzer bir şey söylenebilir zaten.