Gorgoroth – Instinctus Bestialis
Merhaba.
Birkaç hafta önce, Gaahl’s WYRD’ın albümünü inceledikten sonra kabarmaya başlayan Gorgoroth sevgim sonunda meyvesini verdi; grubun şimdilik son albümü konumundaki 2015 çıkışlı Instinctus Bestialis ile birlikteyiz bugün.
Albümün çıktığı dönemi ve hissiyatımı çok iyi hatırlıyorum. Gorgoroth son gerçek albümünü 2009’da yayımlamış, her zamanki gibi yine eleman değişikliklerine gitmiş durumdaydı ve yeni albüm haberini alan tüm hayranlar gibi ben de biraz heyecanlı, biraz da tedirgindim. 2009 yılında çıkan Quantos Possunt ad Satanitatem Trahunt albümüyle gruba katılan, OBITUARY‘den tanıdığımız bas gitarist Frank Watkins (Boddel) ve DISSECTION ile DARK FUNERAL gibi gruplarda baget sallamış Tomas Asklund’un performanslarını merak etsem de hemen hemen tüm Gorgoroth hayranları gibi benim de ilk olarak görmek istediğim şey yeni vokalist Atteringer’in Pest gibi bir efsanenin yerinde sırıtıp sırıtmayacağını görmekti. Kasım 2012’de gerçekleşmesi planlanan Latin Amerika turu konusundaki isteksizliği yüzünden gruptan atıldığı söylenen, Gorgoroth’un Infernus ile birlikte en büyük silahı Pest’in yeri nasıl dolacaktı?
Açıkçası Gorgoroth’da hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı sayısız defa kendini göstermişken Instinctus Bestialis özelinde endişeye kapılıp uçsuz bucaksız drama topraklarının tedirgin soylularıyla balo salonlarında dans etmenin bir anlamı yoktu. Pest’in ayrılışının bile ne kadar rastgele göründüğü ortada zaten. Atteringer Pest’i aratmıyor falan demeyeceğim elbette, ancak black metal gibi neyin ne olduğu belli bir türde yapması gereken şeylerin hepsini layıkıyla yapan bir vokalist olduğu açıkça anlaşılıyor. Elbette monoton, elbette yıldız kimliğiyle kimi anlarda ön plana çıkıp gücünü gösteren nadide isimlerden biri değil ancak Gorgoroth gibi bir gruba, Gaahl ve Pest gibi adamların mirasının üzerine oturmaya geliyorsan yapılabilecek en güvenli hareket de elbette ki sınırları zorlamadan, rahat olduğun bölgede vokalini icra edip hayranlar tarafından kabul edilmeyi beklemek olacaktır. Mortuus gibi bir anda girdiği kabın tüm yapısını mı değiştirsin adam; tamam black metal gaddarlıktır, adam bıçaklamaktır ama biraz da insaf edelim.
Yapı demişken, Infernus’un yıllar sonra yeniden vahşileştiğini görmek çok güzeldi. Alışageldik blast-beat üzeri tarama gitarlarla yardıran Gorgoroth’a kıyasla çok daha enteresan bir karakter sergiliyor grup. Melodik black metalin neredeyse melodik death metal ile üst üste bindiği kimi zamanlara hepiniz tanık olmuşsunuzdur. Instinctus Bestialis’de de benzer bir durum söz konusu. Temponun zaman zaman epey düştüğünü gözlemlemek, Dionysian Rite ve Ad Omnipotens Aeterne Diabolus gibi şarkılarda IMMORTAL ve DISSECTION havasında tınıları duymak mümkün.
Elbette uzayıp giden çığlıklar eşliğinde sert gelen ortaya Hakan Şükür kafası vurmuş etkisi yaratıp beyin hücrelerinizi öldürecek bam-güm bölümler ve jilet gibi gitarlar mevcut. Genel atmosferin, sözlerin ve bu kötücül melodilerin bir takım kötü güçlerin varlığından duyulan memnuniyet ve bu güçlere güzelleme amaçlı yaratıldığını da hesaba katmak gerektiğini belirtmek lazım. Bir Come Night dinlerken old school gazıyla coşmamak, direkt solo ile giren Rage’de Gorgoroth’un farklı şeyler denediğini görüp keyiflenmemek elde değil. Tabii albüm epey kısa ve her ne kadar Gorgoroth özelinde birkaç küçük yenilik barındırsa da black metal çerçevesinden bakınca her şey fazlasıyla gelenekselci duruyor.
Abuk subuk telif hakları savaşları (Bkz. King ov Hell ve Gaahl vs. Infernus), sürekli değişen elemanlar ve verilen bazı inanılmaz saçma kararların ardından Instinctus Bestialis ile düzlüğe çıkmış gibi duruyordu ama aradan geçen dört yılın ardından Gorgoroth cephesinde yeni bir gelişme yok ne yazık ki. Hala altındaki zemin sallantıda olsa da doğrusu beklediğimden çok daha iyi ve oturaklı bir albümle çıkmayı başarmıştı Gorgoroth. Şöyle bir hatırlayıp Gorgoroth gazımı atmış oldum üstümden, iyi oldu. Siz de artık bir zahmet yeni albüm yapın ulan, yeter.