Light of the Morning Star – Nocta
Sitede de neredeyse hiç yer vermediğimiz gotik metal, sanıyorum ki kadın vokalli meşhur birkaç lokomotif grubun (ki bunların da tamamen gotik değil, hatta çoğunlukla senfonik metal olduğu argümanı sunulabilir) tüm gücüyle sürükleme çabalarına rağmen metal dünyasındaki gücünü gittikçe yitirmekte. Belli bir yaşı yahut dönemi geçen çoğu dinleyici tarafından burun kıvrılan bu türün bu hale gelmesinde elbette artık günümüzde çok iyi örneklerini görmüyor olmamızın da etkisi var. Elbette ki istisnalardan bahsedilebilecek olsa da, bir “Irreligious“, bir “One Second“, bir “October Rust“ bu yıl çıkmış olsa kim burun kıvırabilir ki, değil mi?
Girizgahtan tahmin edeceğiniz üzere, tek kişilik bir proje olan LIGHT OF THE MORNING STAR gotik metal yapıyor. Bence oldukça yerinde bir kararla işin atmosfer yönüne fazlaca odaklanıyor, bu yolda dark rock ya da gotik rock gitarlarına ağırlık veriyor ve eminim ki dinler dinlemez aklınıza bir yığın grup getirecek yarı baygın vokallerle bunu destekliyor. Toplamda bakınca atmosfer olarak bir suç bulmak gerçekten zor “Nocta“da. Güzel albüm kapağının yarattığı o karanlık içindeki loş ışığı yakalamak hiç de zor değil.
Fakat maalesef ki söz konusu gotik bir alt kol bile olsa müzik yalnızca atmosferden ibaret bir şey değil ve sıkıntılar da burada başlıyor. Şarkı yapıları birbirinin o kadar aynısı ki sanki aynı şarkıya farklı sözler yazılıp albümde peş peşe sıralanmış hissiyatına sebep oluyor bazen. İşin biraz daha kötü tarafı da, bu çok fazla kullanılan yapının da öyle çok matah bir şey olmaması. Bir nebze tempolu bir giriş ve (sanıyorum ki) nakaratı parlatmak adına aşırı düz bırakılmış gitarların amaçsızca oradan oraya sürüklenmesiyle oluşuyor. Çok sevdiği pop albümleri de olan bir insan olarak bu benim için yine de çok bir problem oluşturmayabilirdi; zira iyi ve akılda kalıcı bir nakarat oldukça boş bir şarkıyı bile bir hit haline getirebilir. “Nocta”nın bu noktadaki (pardon) sorunu ise nakaratların da çizilmiş genel atmosfer sınırları içinde kalmasına çabalanmış olması. Bu da şu anlama geliyor: pek az istisna dışında vokal melodisi yok, vokaller çok dar bir kutunun içine sıkışıp kalıyor ve herhangi bir patlayıcılıktan söz etmek mümkün değil.
Fazlaca gömdüm ama “Nocta”yı birkaç gündür arkaplanda döndürmeye devam ediyorum itiraf etmek gerekirse. Sanıyorum ki bu da gerçekten iyi bir atmosfere sahip olmasından kaynaklanıyor. Çerez niyetine, yağmurlu ya da kapalı bir havada arkada dönmek için hiç de fena bir albüm değil. Düz gotik metalde bundan fazlasını arıyorsanız ise en iyi seçenek maalesef bundan 15-20 yıl kadar öncesine dönmek.
69/100
Kayıt aşırı kötü ya. Ben dayanamadım ve yarıda bıraktım albümü.