Myrkgrav – Takk og farvel; tida er blitt ei annen
Lars Jensen, nam-ı diğer Leiðólfr’ın tek kişilik projesi olan MYRKGRAV, Jensen’in memleketi Norveç’in folk müziğini metal ile birleştirip ortaya bir füzyon çıkartma amacı güden bir oluşum. Bu kulağa klasik bir folk metal tanımı gibi geliyor olabilir; fakat bir şekilde MYRKGRAV alışılageldik folk metal grupları gibi tınlamıyor. Bu yönüyle Ivar Bjørnson ve Einar Selvik’in çokça beğenilen ve benim de yarınlar yokmuşçasına övelediğim SKUGGSJÁ projesiyle benzerlik gösterdiği düşünülebilir. Aslına bakarsanız bu karşılaştırma çok yersiz değil; fakat temel birkaç farklılık olduğunu da gözden kaçırmamak gerek. Sonradan değineceğiz buna kısaca.
Öncelikle MYRKGRAV’ın kendisine odaklanalım. Projenin ilk albümü “Trollskau, skrømt og kølabrenning”i 2006 yılında yayınlayan Jensen, sonrasında ise grubu çok üretken bir şekilde devam ettirdi denemez. Bazı single’lar, EP’ler derken şu an konuğumuz olan “Takk og farvel; tida er blitt ei annen” o albümden tam 10 yıl sonra ancak piyasaya sürülebildi, ve (üzerlerinde tekrar çalışılmış da olsa) grubun önceki işlerinden parçalar da içeren, tamamen yeni olmayan bir albüm bu. Hatta bir nevi grubun yıllar boyunca yazdığı materyalin bir araya toplanmış hali gibi.
İlk albümün aksine, bu defa 65 dakikalık süre boyunca Hardanger başta olmak üzere kimi Norveç geleneksel enstrümanlarına doyacağınızı söylemek yanlış olmaz; fakat MYRKGRAV yalnızca bir folk projesi olarak kalmayıp, ekstrem metale ait birçok unsuru da müziğine yedirerek daha başka bir halde varlığını sürdürme özelliğini koruyor. Özellikle enstrümantal Bakom Gyrihaugen gibi parçalarda folk melodilerin neredeyse sırf elektro gitar üzerinden yorumlanmasıyla neoklasik metale bile göz kırpıyor ki projeyi ülkenin yalnızca müziğini değil, bir şekilde oluşagelmiş ruhunu, havasını, suyunu da dinleyiciye yaşatmayı amaçlayan SKUGGSJÁ’dan ayıran noktalardan belki de en önemlisi bu.
Jensen tüm enstrümanları üstlendiği gibi hem temiz folk vokallerini, hem de çiğ bir black metal kaydına konsa sırıtmayacak brutal vokalleri de sırtında taşıyor ve hepsinin altından harika kalkıyor. Kimi zaman daha geleneksel melodilerden ekstrem metal pasajlarına geçerken müziğin ahengi biraz bozuluyorsa da terazinin iki yanına da olan hakimiyetini tekrar sağlamakta gecikmiyor Jensen. Şarkıların albüm içindeki uyumları bir arada yazılmadıklarını bir nebze belli etseler de gayet üst seviyede ve “Takk og farvel; tida er blitt ei annen”i baştan sona dinlediğinizde 65 dakikalık süresinin rahatça akıp gittiğini söylemek gayet kolay. Şunu da belirtmek gerek tabii: şarkılar yapı olarak birbirlerinden epey farklı olabiliyor. Baştan sona Norveç kokan folk şarkılarını da, adeta tek bir gitar solosundan oluşan enstrümantalleri de, oldukça sert Pagan metal şarkılarını da aynı çatı altında göreceksiniz.
“Takk og farvel; tida er blitt ei annen” (her seferinde kopyalayıp yapıştırıyorum evet) isminden anlaşılacağı gibi, yok dur, çevirisi “teşekkürler ve elveda, zaman değişti” olan isminden anlaşılacağı gibi, grubun yayınlayacağı son kayıt. Proje resmi olarak dağılmış ya da sonlanmış olmasa da anladığım kadarıyla Jensen bundan sonra bu isim altında herhangi bir albüm çalışması yapmayacağını açıklamış. MYRKGRAV’ın iki albümünün de folk-black metal adına birer başyapıt olduğunu düşünen biri olarak bunu elbette ki bir hayal kırıklığı olarak görüyorum ama elden bir şey gelmiyor.
Çok da uzatmayayım, eğer ki folk müzikten, folk metalden hoşlanıyorsanız ve MYRKGRAV’ı şimdiye dek duymadıysanız şu an çok mutlu olmak için devasa bir sebebiniz var demektir. İki albümü de folk metal tarihine altın harflerle yazılacak kadar iyi olan bu projenin devamının gelmeyecek olmasına üzülmekten ziyade eldekinin keyfini çıkartmak en doğrusu sanırım.
89/100