Kind Man – Kindness Ends
Müzikte deneysellik ilk duyulduğunda her ne kadar müzisyeni ucu açık ve özgür bir yaratım sürecine ittiği düşünülse de tam aksine oldukça zorlu ve kabız bir yola sürükler. Varyasyonların bile varyasyonlarının gün be gün ortaya çıktığı metal müzik piyasasında kendine bir yer edinmek, artık birbiriyle hiç alakası olmayan türleri bir araya getirmekle olmuyor. Hatta bu girişim bile oldukça düz ve niteliksiz görünebiliyor. Bununla birlikte benim gibi birçok kişinin müzikal tat olarak genelde hep eşsiz, türünün tek örneği albümleri eleşeyip durmasının da hem psikolojik hem de sosyolojik birçok sebebi olduğunu düşünüyorum. Bu bakımdan benim gibi ‘yeni nefes’ arayışlarına düşen kimseleri doyuracak albümler yazarak iyi bir işe imza attığımı düşünüyorum. İngiltere menşeili “Kind Man” ise site yazarlarından Bircan’ın tavsiyesiyle 2017’den bu yana dinlediğim en ‘yeni nefes’.
“Kindness Ends” o kadar çok manzarayı aynı anda sunuyor ki, daha ilk iki dakikada bunca farklı atmosferin iç içe kusursuzca girişine şahit olmak bile albümü defalarca döndüreceğimin garantisi oldu. İyi icra edilmiş deneysel black metalin dünyanın en iyi müziği olduğunu düşündürecek kadar, kompleks olanın salt vuruculuk teşebbüsünden daha vurucu olabileceğine inandıracak kadar, yüzlerce grubun bin bir çabayla yaratmaya çalıştığı karanlık algısının her zaman akla gelen biçimiyle değil de, çok farklı elementlerle ifade edebilineceği kanaatine vardıracak kadar çok sevdim bu albümü. Ayrıca deneyselliğin birçok dinleyici için ilk akla gelen unsurlarından biri olan ‘albümü zor özümseme’, ‘albüm için emek verme’ gibi baltalayıcı unsurlardan ustalıkla arınmış olması, Black metalin müziğimize armağanı olan ‘bodos kısımlar’ın bile kendi konteksti içinde rahatsız etmeyecek, aksine müziğin geri kalanına oranla oldukça farklı tatmasına rağmen kişiyi gaza getirici bir rol oynaması elimizde ciddi anlamda usta müzisyenlerden çıkmış bir albüm olduğunu vurguluyor.
Böyle girift ve genel çerçevede ne sert ne de yumuşak diyemeyeceğimiz müziğin ve grubun isminin ardında yatan tezat ise beni temellendirdiğim birkaç düşünceye itiyor. Hissiyatın genel olarak birbirine zıt işleyişinin farkına varmak insanoğlunun belki de en çarpıcı gerçekle baş başa kalmasını sağlayan bir mevzu. Tarihte farklı sesler olarak tanıdığımız birçok yazarın bütün külliyatını bu karşı konulmaz gerçeğe adaması da, ne kadar çarpıcı olduğunun kanıtı gibi aslında. Gelişimi geri kalmakla, yüce mutluluğu acıyla, asıl derbederliği ise göz boyayan mutlulukla tarif eden hatırı sayılır bir çoğunluk var ve bu insanlar bunu üç beş cümleyle değil, sayfalar dolusu yazılarla temellendiriyorlar. İnsanın bu hususta kendisine çizeceği yol da ister istemez darmadağın olabiliyor. Kabullenmeyen ve ‘göz boyayan’ birkaç basit zevke bel bağlayanlar, yıllardan bu yana süregelmiş ailevi öğretilerin yolunda, iç isyanlarının yakarışlarını çok nadir birkaç duygusal patlama anının dışında duyumsamazlıktan geldiğini zannederek ve ne yazık ki birçok sorunlu davranışını da bu isyanların bir yansıması olduğunu kabul etmek istemeyerek, televizyon kanallarındaki senaryoya bağlı duygulara benzer biçimde, öz olanın, asıl olanın asla etrafında bile dolaşmadan yaşantılarını ebediyen mühürlüyorlar. Diğer yandan bu önüne set koyulamayan gerçeği kabullenen, hislerin ve esrimenin zıt işleyişinin farkındalığı altında ezilen (ve bu ezilme durumundan ironik biçimde zevk alan) kişi ise, yalnızlığının içini doldurduğu boşluk hissini bile umursamayarak, önündeki günleri nasıl yaşayacağı, gün geçtikçe bozulmaya programlanmış, çürüme matematiğine mahkûm bırakılan ve her geçen an bu yolda daha da hız kazanan toplumda kendine nasıl bir rol belirleyeceği konusunda hezeyan yaşıyor.
Black metal herkesin bildiği üzere sert ve oldukça yoğun bir müzik türüdür. Ne var ki dinleyiciye akseden ise yine esrime ve mutluluktur. Dakikalarca ardı arkası kesilmeyen davul atakları, gitar taramaları, kalın vokal, çığlıklar, kaos, ancak bunları dinleyenin yorumu; muhteşemlik, zirve, duygusal coşku ve nihayet mutluluk. Acı ve nefret ise zıt işleyişin içerisinde bizlere asıl esrimeyi yaşatan yegane duygular olarak karşımıza çıkıyor. Şu zamana kadar yazdığım birçok kritikte bunların üzerine çok söz ettim. Çünkü her farklı black metal albümünde bu acı ve nefret farklı üsluplarla karşıma çıktı. Sonuç yine aynıydı, ancak ‘sonuç’ dediğimiz olgu hep aynı olmakla zaten tadını ilelebet kaybettiği için, gidilen yolların çeşitliliğinin tadı oldu hep cazibeli olan. “Kind Man” grubu ise “Kindness Ends” isimli albümünü pembe ağırlıklı oldukça sade (uzaktan bakıldığında hiç de deneysel black metal albümü gibi görünmeyen) kapağıyla piyasaya sürdüğünde fikirlerimde harfi harfine olmasa da, yalnız olmadığımı hissediyorum. Asıl gelişim yara izleriyle oluyor her daim.
Bu müziği tanımlamak istemiyorum, hatta genel olarak ‘yeni nefes’ olarak isimlendirdiğim hiçbir müziği tanımlamak istemiyorum çünkü okuyucunun aklında oluşabilecek yönlendirici fikirler ürünün kendisine olacak saf bakışları bir şekilde değiştirebilir. Hayır yılın en iyi albümünü dinlemeyecek kimse, müziği buna göre ölçmenin bile doğruluğu tartışılır. Kişiliğimizin temelini atan her olay öyle ayan beyan vuku bulmamıştır çünkü, bazen hiç dahil olunmayan bir olay bile bütün benliği tamamıyla sarsabilir.
Ortalama 27 dakika süren, tuhaf biçimde arada eğlendirip arada kızdıran ve kin yükleyen bu tecrübeden inanıyorum ki herkesin çıkaracağı paylar olacaktır.
92/100
Albümü dinlemek ve ücretsiz olarak indirmek için tıklayın