Krallice – Ygg Huur
Bu kritik 17 Ağustos 2015’de kaleme alınmıştır.
Ortalama bir aylık fetret döneminden sonra yeniden merhaba arkadaşlar, bu süre zarfında beni ne kadar çok özlediğinizi, kritiklerimin yolunu gözlediğinizi biliyorum, ne kadar mütevazıyım değil mi? Hiç merak etmeyin, dönüşüme yakışır bir albümle geldim. Kendine özgü olmak adına adeta tarih yazan KRALLICE’ın 3 sene sonra gelen yeni albümü “Ygg Huur”u benim fikir süzgecim üzerinden enine boyuna inceleyeceğiz bugün. Bunu yaparken yeri gelecek dudak bükeceğiz, yeri gelecek “ALLAH MISIN ULAAN!” deyip aklımızı oynatacağız. Öyleyse başlayalım.
KRALLICE belirli tipte müzik dinleyicileri için bulunmaz Hint kumaşı gibi bir grup. Hani bazen bir grubun albümünü aşırı beğeniriz de sonraki albümündeki değişikliklere katlanamaz “ya önceki albüm gibi bir albüm yapsa da dinlesek” diye hayıflanırız ve grup da en azından bir röportajında “hep aynı albümü yapmamızı beklemeyin, biz gelişim odaklı bir grubuz, eğer o albümümüzü çok seviyorsanız, açın onu dinleyin” diye açıklama yapar ve bizleri sinir eder ya, işte KRALLICE bunların dışında bir grup. KRALLICE 5 albümlük ve ortalama 8 yıllık kariyerinde kendi çizdiği müzikal sınırları hemen hemen hiç aşmamış bir oluşum. Güzel ve bir o kadar da ‘lan oha’ olan şey ise bu 5 albümlük koca diskografide birbirine benzeyen, andıran veya hep aynı formülden ötürü can sıkan hiçbir şarkının olmaması. İşte KRALLICE’ı bulunmaz Hint kumaşı yapan özelliği bu. Düşünün DARK TRANQUILLITY “The Gallery” albümünün hemen hemen aynısını 5 defa çıkaracak ve hiçbiri birbirini andırmayacak. Bu dediğimi yapabilmek gerçekten delice bir dâhilik ister ve KRALLICE bu dâhiliğe nail olmuş bir grup.
Tabi bu bahsettiğim yüce özelliği benim kadar yüce bulmayanlar da olacaktır, hatta ve hatta “yok ya bunlar da hep aynı” diyenler de çıkacaktır. 5 albümden beri gitar ve davul tonlarının bile adam akıllı değişmediği, yine vokallerin de ta ilk günkü gibi hiçbir değişim olmadan aynı yolda ilerlediği gerçeğini göz önüne aldığımda adamlara da tek bir cevap dışında, tatmin edici bir şeyler söylemem mümkün değil. O cevap da şu; “Adamların olayı bu.” KRALLICE ne yaptığının farkında olan müzisyenlerin olduğu bir grup. Bu farkındalığı genel olarak şarkılarının uzunluğundan, dinamiğin hiç düşmemesinden ve özü aşırı düzenli olan bir kargaşa inşasından anlayabiliyoruz. Zaten hızlı giden şarkının bir anda daha fazla bodoslaması ve karmaşanın arasından gelen hafif feryatlı hafif sinirli bağırışlar KRALLICE’ın genel profilini çiziyor. Üstüne üstlük bu uzun soluklu şarkılar dinleyiciyi özellikle izdihamın içinde yalnız başına bırakıyor. Bazen de bu yalnızlığa refik olsun diye güzel bir melodi veriyor ve sonra melodinin etkisine girerek hafiften tebessüm etmiş dinleyiciyi ebter ediyor.
KRALLICE’ı biliyoruz zaten, sen yeni albümden haber ver dediğinizi duyar gibiyim. Evet “Ygg Huur” un bazı minik değişikliklere gebe olduğunu daha albümü dinlemeden, 35 dakikalık kısa süresine bakarak anlıyoruz. 1 saati kendine alt sınır belirlediğini düşündüğüm KRALLICE’dan pek beklemediğim bir hareketti bu. Özellikle, bir önceki paragrafta da dediğim gibi, dinleyiciyi bir müzik izdihamının içine atıp orada uzun süre bekletmeyi seven bir yapıları vardı. Biz sevenleri, “Years Past Matter”daki gibi 16 dakikalık şarkıları görüp ellerimizi ovuşturuyorduk. Böyle kısa bir albüm gelince dinlemeden önyargıyla yaklaştım. Dinledikten sonra ise KRALLICE’ın yine kendi sınırları dışına çıkmadan, ancak şarkı yapılarındaki dinamiklerle biraz oynayarak yeni, farklı bir albüm yaptıklarını her hücremde hissettim. Daha teknik, konsonans seslerle oluşturulan kaos yerinde daha disonans riffler, şarkıların kısa olmasından ötürü daha değişken şarkılardan oluşuyor albüm. Mick Barr yerine daha çok Colin Marston tarafından yazılmış olduğunu düşünüyorum çünkü bazı kısımlarda bariz DYSRHYTHMIA etkisi mevcut. Fakat bütün bu değişimlere rağmen KRALLICE yine kimliğinden ödün vermemiş. Her ne kadar 35 dakika olması biraz üzse de, taş gibi, yumruk gibi bir albümle geri dönmüş.
Değinmeden olmaz, albümün giriş ve çıkış şarkıları hariç bütün şarkılarının sürelerinin eşit olması (06:41) gibi bir durum da söz konusu, ben de kritiği tam 641 kelime yazdım. Grup enstrüman hakimiyetinin dışında, şarkı yazımı konusuna da inanılmaz derecede hakim olduğunu farklı biçimde gösteremezdi sanırım. Artık bizlere düşen, böylesi yetenek abidesi gruplar hazır aktifken onlara gereken değeri vermek. Zira şuan efsane dediğimiz birçok albüm çıktığı sene kimse tarafından önemsenmemiş albümlerdi. Eminim KRALLICE da yıllar sonra efsaneler arasına girecektir. Bu albümün önünde ceketimi ilikliyorum.
96/100