Kritik

Imperial Triumphant – Goldstar

Merhaba.

Estetize edilmiş yüksek tansiyon metalini hem en ekstrem hem de en şatafatlı şekillerde tatbik eden New York menşeli Imperial Triumphant, Vile Luxury ile çıktığı yolda Alphaville sayesinde çabucak zirveye tırmanmayı başardı ve sadece iki yıl sonrasında paylaştığı Spirit of Ecstasy ile de oldukça sağlam olan temellerini daha da güçlendirerek avangart, deneysel, dissonant müzikteki üstün pozisyonunu kesinleştirdi. Art Deco akımından ilhamla kurgulanmış enfes bir imaj, albüm etrafında şekillenen derin anlatılar, müziğin çıktığı yeri adeta koklayabileceğiniz kadar keskin bir New York atmosferinin grubun etrafında gezinmesi ve elbette birbirinden karanlık, rahatsız edici fakat bir o kadar da güzel parçalarla Imperial Triumphant, sıkça değişip dönüşen metal dünyasının önde gelen ilginçliklerinden biri artık.

Kabul edelim ki bu müziği yapan elemanların zaman geçtikçe daha iyi müzisyenlere dönüşecek halleri yok; caz okullarında okumuş, enstrümanlarını ve müziğin farklı pek çok unsurunu bir tersten bir düzden yalayıp yutmuş, grup kurma motivasyonu beste yapıp albüm satmaktan ziyade black metali, piyasayı nasıl tepetaklak edebileceğini (müzikal anlamda) keşfetmek olan, birçok dinleyicinin ve hatta müzisyenin ne yaptıklarına dair zerre fikrinin olmadığı manyak bir üçlü bunlar. Haliyle yeni albümlerinde de kendi stilistik sınırları dahilinde bugüne dek Imperial Triumphant (IT) markası altında çıkan şeylerden daha azını barındırmasını beklemek biraz abes. Gelin görün ki Goldstar nicelik bakımından bugüne kadarki en kısa albümleri olmakla kalmıyor, aynı zamanda grubun en rafine, en direkt bestelerini de bünyesinde barındırıyor. Eğer kendilerini ilk defa dinleyeceksiniz bu 38 dakika, diskografide bulabileceğiniz en arkadaş canlısı 38 dakika yani. Gamer tayfa için bunu soulslike oyunlarına benzetebiliriz gerçi; arkadaş canlısı dediysek yani, yine defaatle canımıza kast ediyor Imperial Triumphant. O konuda değişen bir şey yok.

Öte yandan 5 dakika ortalama süreye sahip parçalarda geleneksel sıfatına uygun sayılabilecek nakarat bölümleri ve prodüksiyonundan akor tercihlerine kadar her şeyiyle daha ulaşılabilir bir karakterle yüz göz oluyoruz Goldstar‘da. Özellikle ulaşılabilirlik gibi aslında reklam dünyasına ait bir parametre ile tanımlamak istiyorum, zira 1920’lerin abuk sigara reklamlarından ilham alarak tasarlanmış (Zbigniew M. Bielak) kapaktaki hanımefendi, kurgusal Goldstar sigaralarını satmak üzere tüm cazibesini kullanıyor. Konsept ve söz kurcalama işini meraklısına bırakıp çok uzatmayacağım o Goldstar reklam müziği ne kadar iyi değil mi ya? Özellikle de Fallout evrenine hayran biri olarak gerçekten bayıldım.

Imperial Triumphant’ın cazibeli bir müzik yaptığını iddia etmek biraz komik tabii ama Gomorrah Nouveaux‘nın o spiral gitarları dramatik synth. katmanlarıyla görkemlenen nakaratına ulaştıktan kısa bir süre sonra (03:03 civarı) tanıtılan groove için cezbedici demekten başka bir şey gelmiyor elimden. Bas gitarın enfes slap vuruşları, rahatsız tonlara rağmen aşırı akılda kalıcı o rif… Biraz dikkatli dinleyip Gomorrah Nouveaux‘da olan biteni kavrayabilirseniz albümün devamı için hazırsınız demektir. Imperial Triumphant, belki de kariyerinde ilk defa dinleyicisini de işin içine dahil etmeye çalışıyor. Chrysler binasına yazılmış gibi duran Lexington Delirium‘dan tutun da (MESHUGGAH‘ın vurmalı sazlar profesörü Tomas Haake, sesiyle konuk) Pleasuredome‘un Güney Amerika ilhamlı davullarına (burada da yine Tomas Haake ve onun dışında Dave Lombardo konuk) kadar daha kulak dostu tınlayan pek çok parça ve an mevcut. Tabii 47 saniyelik, Yoshiko Ohara’nın arka planda çığlıklar atarak New York şehrinin kaosunu yansıtan NEWYORKCITY parçasını ayrı tutmak lazım, haha.

Yüzü geçmişe dönük gibi görünse de aslında modernist tanımına uygun bir grup olarak, albümdeki pek çok alıntıdan biri olan Marshall McLuhan’ın “araç, mesajdır.” sözünü parçalayıp tür sınırlandırmalarının üzerine çıkmayı başardı Imperial Triumphant. Avangart black, dissonant black/death, teknik cart curt, ekstrem caz… Uyduracağımız tüm tanımlamalar yetersiz kalıyor ve günün sonunda yaydıkları mesaj, 2025’te de alıcıların bir bölümünü mutlu ederken bir bölümünü sinir edecek. Fakat detaylarında, kurgusunda yakaladığım şeylerin beni fazlasıyla tatmin ettiğini söyleyebilirim. Hatta ne yalan söyleyeyim, bu kadar rahat dinlediğim, kısa ve direkt bir Imperial Triumphant’tan bu kadar keyif alacağımı düşünmezdim.

86/100


Okur puanı:

Ortalama puan 4.8 / 5. 11

Siteye destek olmak için aşağıdaki düğmeye tıklayıp Patreona göz atabilirsiniz👇
Become a patron at Patreon!

Korhan Tok

Üniversiteden sonra metali bırakmadım.

Bir Yorum Bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.