Gaahls WYRD – Braiding the Stories
Merhaba.
Black metalin antik zamanlarından kalma bir figür olmasına karşın yıllar içerisinde hem çeşit çeşit sansasyonel hareketiyle, hem de kurucusu olduğu GOD SEED gibi, WARDRUNA gibi bambaşka kafalardaki gruplarla müzikal perspektifinin ne kadar geniş olduğunu göstermesiyle, piyasaya ilk adımını atışının üzerinden 30-35 sene geçmiş olmasına rağmen hala metal camiasının en ikonik karakterlerinden bir tanesi Gaahl. Özellikle GORGOROTH‘u Infernus’tan çalmaya kalkmasıyla gözümdeki itibarı (hıyarın teki gerçi, ne itibari olacak da) iyice düşse de yaratıcı kimliğine belli oranda saygı duyuyorum ben de hala. Son marifeti Gaahls WYRD bir süredir ortamlarda; henüz ne olmak istediğine tam karar verememişse de son derece hoş fikirler barındıran ilk albüm Ghosts Invited veya tür sınırlamalarını aşıp derdini anlatmak için yeni konseptler, yeni fikirler bulmak istediğini iyice belli ettiği The Humming Mountain‘da gördük ki fazlasıyla özgür ruhlu bir Gaahl var karşımızda. Yaşla, kendi yaşadığı ve başkalarına yaşattığı şeylerle (bu adamın 2 defa ağır fiili saldırı suçundan hüküm giydiğini unutmayalım) gelmiş bir tür olgunluğu temsil ediyor Gaahls WYRD ve bugüne kadar dahil olduğu işler arasındaki en avangart, en deneysel müzikleri barındırıyor.

Bu açıdan bakınca yeni albüm Braiding the Stories‘da şaşırtıcı pek bir şey yok. Yine zengin bir vokal repertuvarı, black metal, thrash metal, shoegaze, pagan/folk, gotik türlerden alınmış ilhamlarla kurgulanmış besteler, insanı içine çekmeyi amaçlayan kapsayıcı bir atmosferde sunulurken 42 dakikalık ortalama denilebilecek süresine sıkıştırdığı birden fazla geçiş parçası ve müzikal çeşitliliğiyle bu yenilenmiş, maceracı Gaahl kimliği bir kez daha öne çıkarıyor.
Albümün ilginç noktalarından biri, özellikle güçlü, taşıyıcı parçaların önüne yerleştirilmiş ikişer dakikalık girizgah / ara faslı tarzındaki parçacıklar. The Dream, hemen arkasındaki -ve bence albümün en iyisi olan- isim parçası için ortamı ısındırırken Voices in My Head de (kimlerin aklına hemen RIVERSIDE geldi peki?) bir benzerini Time and Timeless Timeline için, Through the Veil de Visions and Time için aynısını yapıyor. ALCEST vari bir noktadan açılan Braiding the Stories, güçlü bası, minimalist melodileri ve yolda değişip dönüşen dinamik besteciliğiyle zaten ben buradayım diye bağırırken Time and Timeless Timeline Gorgoroth vari bir rifle eskiye götürüyor. Bu parçanın temiz vokalli black metal hallerini bayağı sevdim ben açıkçası. Visions and Time ise heavy/thrash metal bestesini koro vokallerle ve güçlü bas/davul gümbürtüsüyle başka bir seviyeye taşıyor. Birbirinden rahatlıkla ayrılabilen üç başka kafanın ürünü olmasına rağmen bu üçlü, albümün lokomotifi görevini üstlenmiş. Önlerine, yine her biri diğerinden bütünüyle sıyrılabilen üç ayrı hazırlık parçası koyma fikri son derece iyi çalışıyor. Özellikle Through the Veil‘in hafif dissonant gitarlarını epey sevdim kısa zamanda. Normalde bu tip parçalar 1-2 dinlemeden sonra atlanır, unutulur ama tamamını 8-10 tur çevirdikten sonraki bile atlamak istemedim.
Sondaki Root the Will‘in enerjik heavy/thrash rifleri ve Gaahl’ın bol efektli çığlıkları, Flowing Starlight‘ın psikedeli çağrışımları yapan ilginç 70’ler kafaları derken Braiding the Stories tahminimden çok daha akıcı, bütüncül bir tecrübe olarak Gaahls WYRD diskografisinin en güçlü işine dönüştü gözümde. İlk albümde şuh hava yaratalım derken ortadan kaybolan bas seslerin geri gelmesi prodüksiyon tarafında da albümü öne çıkarırken Gaahl’ın vokaldeki gövde gösterisi de yine bu 42 dakikanın akıcılığını sağlayan etmenlerden.
Elbette tam manasıyla bir ekstrem metal karakterine sahip olmamasından, yaratmak istediği zengin atmosfer uğruna devamlı türler arasında gidip gelmesinden ve hatta kimileri için kadroda Gaahl’ı barındırmasından bile (nefret eden sayısı hiç az değil) Braiding the Stories‘in eleştirilmesi mümkün. Ben şöyle yalnız geçirilen sabaha karşılara, ansızın gelen ya ben şöyle biraz yürüyeyim kendi kendime hislerine, kanepede oturup sadece müziği duymaya çalışmalara meftun olmuş abuk bir insan olarak Gaahls WYRD’ın doğal müşterisiyim. Haliyle bu türler üstü, bir sonraki parçada nereye savrulacağı belli olmayan fakat kendi içinde güçlü bir atmosfere sahip albümü beğendim. Gaahl hakkında her şeyi söyleyebilir, dört bir koldan ne kadar denyo bir herif olduğunu konuşup durabiliriz belki ama müzikal yaratıcılığı hakikaten ekstrem metal sahnesinde az görülür bir seviyede, hakkını da vermek lazım zibidiye.
84/100


