Tribulation – Hamartia
Merhaba.
Açıkça görülebilen kesin değişimler yaşandığında her şey aynıymış gibi davranmaya devam etmenin zarardan başka bir şey getirmeyeceğini öngörmek için bilge olmaya gerek yok. Söz konusu bir grubun vizyonerinin, ana bestecisinin değişmesiyse bu süreci yönetmek de hiç kolay değil tabii. İsveçli kasvet temsilcisi Tribulation, uzun yıllardır takibimde olan ve belirli bir dönemi düşününce en sık dinlediğim isimlerden biri. Kariyer gelişimiyse kariyer gelişimi; stil oturtup markalaşmak desen onda; büyürken gelişmeye devam etmek, deyim yerindeyse davayı satmamak konuşacaksak hop, yine bu üzgün vampirlerleyiz. Üzerine koya koya geldi ve Century Media‘nın önemli yatırım araçlarından birine dönüşecek, Türkiye’de konser verebilecek kadar büyüdü Tribulation. Bu işe gönül verenler tarafından örnek alınabilir, rehber edinilebilir bence bu anlamda.
Çocukluk arkadaşları Johannes Anderson ve Jonathan Hultén Tribulation’ının ne kadar başarılı olduğunu konuşmaya devam edebilirim ama maalesef gecenin çocukları bir süredir Hultén’siz devam ediyor yoluna. 16 yıllık müzikal/ticari bir birliktelik sonlandı ve çocukluk hayalleri sona erdi. Jonathan Hultén ayrılığında yaşadığım hayal kırıklığı ve hüsranı Where the Gloom Becomes Sound kritiğinde yeterince dile getirmiş, Tribulation’ın geleceğine dair umutsuzluğumu da ortaya koymuştum; uzatmayacağım haliyle ama bu grubu konuşup değerlendireceksek odadaki fili göstermek, bu bariz değişimi de göz önünde bulundurmak zorundayız. Hultén, imajı ve ruh bakımından en önemli parçaydı; bu nedenle de tümüyle Hultén’siz (Where the Gloom…‘da var besteleri) ilk Tribulation eseri Hamartia, dört parçadan ibaret 22 dakikalık bir EP olmasına rağmen diskografinin en önemli işlerinden biri ve konuşulması gerek.
Yıllarca speed metalin kıymetli temsilcilerinden (Adam Zaars’ın da çaldığı) ENFORCER‘da çalmış, hatta ondan önce de kısa süre thrash metal grubu CORRUPT‘ta yer almış Joseph Tholl, 2. gitarist ve besteci olarak Adam Zaars tarafından Tribulation’ın kurtarıcısı ilan edildi Hamartia‘nın çıkışı öncesinde. İkilinin geçmişe dayanan bir uyumu var zaten ve Tribulation formülünü doğru biçimde uygulayabildiklerini 2022’de yayımlanan ve bu EP’ye de isim veren Hamartia şarkısında görmüştük aslında. 70’ler rock müziği, death metal, gotik metal, heavy metal, gotik rock, doom metal gibi türlerin tamamından ilham bulabilen bu benzersiz formülün devamlılığını sağlamak kolay değil; fakat bir tanesi BLUE ÖYSTER CULT yorumu olmak üzere -ki onda da karakterini koruyor grup- yayımlanan 4 parçada anladık ki Tribulation formülü, mucidi olmadan da doğru sonucu vermeye devam edebiliyormuş.
Masaya yatırılması gereken tek parça Axis Mundi aslında. Where the Gloom... sonrası Hultén’in yazdıklarını çalmak dışında bir insiyatifi bulunmayan Tholl’un Tribulation’a verdiği ilk beste Axis Mundi ve gecenin gömleğinin üzerine ne kadar yakıştığını görmek adına önemli bir şarkı. Gotik atmosferi döne döne tırmanan enfes melodilerle birleştirmiş, üzerine de söz tarafında Tribulation’ın pek girmediği konulara girmiş Tholl. Hoş, diğer parçalarda da Zaars ile o kadar uyumlu çalıyor ki bu kadar köklü ve önemli bir değişim yaşandığını bile unutturuyor insana. Blue Öyster Cult yorumu ise başta ne alaka dedirtse de hem GHOST‘u anımsatan tatlı temiz vokalleriyle (Ghost’un ne kadar BOC olduğunu da anlayabiliyoruz buradan) hem de grubun genlerinde yer alan 70’ler sevgisinin ayyuka çıkmasıyla dikkat çekiyor.
7 dakikaya yaklaşan Hemoclysm ise işini ağırdan alan, düşük/orta tempolu atmosferik parçalar konusunda ne kadar hünerli olduklarını gösteriyor bir kez daha. Black metal vokalleriyle, doom atmosferiyle, gotik/death rock (CHRISTIAN DEATH gibi isimleri düşünün) melodileriyle ve özellikle orta bölümündeki dramatik piyanosuyla öne çıkıyor. Diğer parçaları defalarca açıp dinler miyim bilemiyorum ama Hemoclysm‘i koydum cebime.
Bu EP’nin başlığı için Yunan trajedilerinde ve Hıristiyan teolojisinde bir kahramanın veya karakterin düşüşünü anlatan Hamartia kelimesinin seçilmesi, Tribulation’ın öz farkındalığının yüksek olduğunu göstermekle birlikte bir tür meydan okuma ve “hala ayaktayız!” iddiası da taşıyor. Radikal Hultén’ci bir dinleyici olarak ikna etti beni bu EP. Benzer endişelere sahipseniz içiniz ferah olsun; Tribulation, bildiğimiz ve sevdiğimiz gibi. İlle de dinlemelisiniz diyemem, fakat bir geçiş EP’si ne kadar iyi olabilirse o kadar iyi Hamartia.