Whitechapel – The Valley
Merhaba.
Güncel olarak hakim olmadığım bir grup hakkında, o grup ne kadar popüler olursa olsun, konuşmaktan pek hoşlanmam. Hele ki bu grup deathcore gibi en başarılı örneklerine bile rahatlıkla burun kıvırabileceğim bir türü icra ediyorsa albüm incelemek iyice çetrefilli bir hal alıyor ve risk artıyor. Fakat bir daha mı geleceğiz dünyaya diyerek biraz kendime eğlence, biraz da siteye çeşitlilik olsun diye Amerika’nın köklü sayılabilecek deathcore gruplarından Whitechapel’ın yeni albümünü incelemeye karar verdim. Bakalım SUFFOCATION dur-kalkları üzerine kurulu bu müthiş müzik türü 2019 yılında nereye gidiyor? Haha.
This is Exile ve özellikle de son şarkısı Messiahbolical hayranlığımı gizlemesem de başta belirttiğim gibi Whitechapel öyle her albümünü bildiğim, kariyerini takip ettiğim bir grup değil. Yeni albümleri geldikçe şöyle bir bakıp hala benlik değiller, okey, diyerek geçtiğim için yine tamamen beklentisiz bir şekilde dinlediğim The Valley‘de olan bitenler üzerinden konuşacağım sadece ama tüm gün Whitechapel konuşmaya da niyetim yok; hadi bitirelim şu işi.
When a Demon Defiles a Witch ile girdiğimiz The Valley, albüm kapağında da yazdığı üzere gerçek olaylardan esinlenen bir albüm ve vokalist Phil Bozeman’in aile trajedisine tanık oluyoruz direkt veya dolaylı şekillerde. Zaten açık söyleyeyim; Hickory Creek gibi hiçbir albenisi olmayan ya da Third Depth gibi gitarlarını şu suratla (-_-) dinlediğim besteleri açıp sözlere bakmadan dinleseydim epey keyfim kaçardı. Yine aynı şekilde eğer kapakta yazmasaydı albümün konsept olduğunu da anlar mıydım emin değilim, çünkü Phil’in temiz vokalleri ve nispeten orta/düşük tempoya kayan albüm trafiği dışında konsepte dair bir ipucu yakalamak zor.
Phil’in vokali müthiş ve albümün itici gücü de bu. Brutal vokali gerçekten benim diyen death metal vokalistiyle kapışacak seviyede ve temiz vokalleri de hiç fena sayılmaz. Buna karşın onu destekleyecek, en azından duygusunu geçirecek bir gitar işçiliği ya da bestecilik gördüğümü söyleyemem. Chugga chugga dediğimiz cıncırı gitarcılığı zaten bu türün olmazsa olmazı, anlıyor ve kabul de ediyorum ama benim bildiğim Whitechapel epey agresif, yüksek tempolu, brutal ve gitar işçiliği yüksek kalibrede bir gruptu. Değil miydi yoksa?
Sağda solda gördüğüm kadarıyla bir-iki albümdür biraz yumuşamışlar ve grubu bilenler için The Valley bir sürpriz olmamış ama ilk şarkı When A Demon Defiles a Witch ve sonrasındaki -albümün gitar anlamındaki zirvesi- Forgiveness is Weakness, albümün şöyle paldır küldür ilerleyeceği ve bir noktada öfkeden besteleri gözardı edebileceğim bir yerlere varacağını hayal ettirerek beklentiyi yükseltiyor ama biraz dengesiz The Valley ne yazık ki. Sert geçişlerle tempoyu düşürüp yükseltmek çok kötü bir fikir olmayabilir ama geçişi düzenlemeyi yalnızca Phil’e bırakmak o kadar da iyi bir fikir değilmiş belli ki.
Albümü çok da beğenmediğimi anlamışsınızdır şimdiye ama ortalama bestelere rağmen defalarca dinlememi ve gaz da aslında yahu, dememi sağlayan prodüksiyonu asla atlamamak lazım. Grubun yükseldiği anlarda T-Rex bağırıyor adeta hoparlörlerden. Phil’in boru vokalini zaten yukarıda da övdüm ama ezici gitar tonuyla birleşince ateş ediyor gerçekten Whitechapel bu anlarda; hakkını verelim.
Brutal vokale karşı değilseniz gayet kolay dinlenebilecek, gitar anlamında zayıf ve stereotipin dışına da pek çıkamayan bir albüm The Valley. Phil’in vokal çeşitliliği ve ağır sözler ile farklılaşıyor belki bir parça ama müzikal açıdan ileride hatırımda kalacak bir şey barındırmıyor gerçekten. Azılı hayranların ne düşündüğünü merak etmekle birlikte ben grubun profesyonelliğinin/tecrübesinin artık onları belirli bir seviyede tuttuğunu görsem de kısa sürede The Valley‘i büyük oranda unutacağıma neredeyse eminim. Güçlü anlar barındırsa da bir bütün olarak hafızaya yerleşebilecek kapasitede değil.
yılın albümü resmen ne yüzde 68i
Hemen düzeltiyorum, çok özür dilerim… 🤦🏻♂️
Geri bildirim: Morbus – Serve Me to Die – Metalperver