Architects – All Our Gods Have Abandoned Us
Bana yeniden metalcore dinleten albüme merhaba deyin.
ARCHITECTS metalcore dünyasının en önde gelen gruplardan biri haline gelse de benim radarımın altında kaldılar açıkçası hep. Zira ilk birkaç TRIVIUM albümü dışında neredeyse hiç sevemediğim metalcore (hatta genel olarak grindcore dışındaki tüm -core’lar) benim için takip edilen bir tür olmaktan uzaktı.
Geçtiğimiz yıl içinde çok fazla övüldüğünü gördüğüm “All Our Gods Have Abandoned Us”ı ise ilk defa 2017’de dinlediğimi itiraf edeyim. 2016’nın bolluğu içinde (ve itiraf etmem gerekirse yılın birkaç ayını neredeyse sadece “Atoma” ve “The Synarchy of Molten Bones” dinlediğimden ötürü) gözden kaçırdığım ya da fırsat bulamadığım albümlere şans vermeye çalışırken denk geldim “All Our Gods Have Abandoned Us”a ve henüz ilk şarkı Nihilist’in ilk dakikası içinde bu işi bu kadar geçe bıraktığım için pişman durumdaydım.
Bence ARCHITECTS’in en büyük başarısı, neredeyse safkan bir metalcore icra etmelerine rağmen, metalcore’un bence çok net kalıplar içinde sıkışıp kalmasına sebep olan unsurları müziklerinin odağı haline getirmemesi. Türün iyice popülerleştiği on küsür yıl öncesinde artık burunlarımızdan fışkıracak kadar gına getiren breakdown’ların yalnızca gerçekten şarkının gidişatına bir şeyler katacağı zaman kullanılıyor olması bence ARCHITECTS müziğinin en iyi yanlarından biri örneğin. Yalnızca çok telli gitarları “chug”latmak ile değil, onları gerçek ve teknik rifler yaratmakta kullanmakla ilgilenmeleri de bir diğeri. Birçok metalcore grubunun aksine ARCHITECTS sadece konserlerde dinleyicileri gaza getirmek için değil, ciddi ciddi müzik yapmak için ortalarda olduğunu hissettirebiliyor. Hem de kolaylıkla.
İşe şarkı sözlerinden başlayabiliriz. Müziklerine sinen post-hardcore’un atalarının ruhu şarkı sözlerine de işliyor dersek yanlış olmaz. Günümüzdeki açgözlülüğü, cehaleti ve şiddeti, yavaş yavaş kendimizi yok etmekte olduğumuzu, aldığımız birçok aksiyonun aslında boş yere olduğunu yüzümüze vuran şarkı sözleriyle dünyadan kopuk olmadıklarını, gerçeklerle yüzleşmeye hazır olduklarını bize tüm ciddiyetiyle anlatıyorlar en başta. Bunların yanında vokalist Sam Carter’ın scream vokallerinin şarkı sözlerine göre duygu yüklü şekilde tınlaması albümün etkileyiciliğini arttıran unsurlardan. All Love is Lost’taki ses titremeleri beni şarkı sözlerinin sadece söyleyecek bir şeyler olsun diye yazılmadığına, anlattıklarına inandıklarına ikna etmek için güçlü birer argüman örneğin.
“All Our Gods Have Abandoned Us” konsepti bir kenara bırakılıp bakılınca çok direkt bir albüm. Nihilist ile başladıktan sonra ne ara 47 dakika boyunca dinleyip albümün sonuna geldiğinizi anlamakta zorlanabilirsin. Davullar ve gitarlar neredeyse aman vermeyen bir tempoyla saldırıyor sürekli. Sam Carter’ın özellikle nakaratlarda kullanmaktan çekinmediği vokal melodileri ve çok fazla arkaplanda olsa da müziğin etrafına ufak bir parlaklık katan klavyeler sayesinde sürekli bu saldırıyı değil de katmanlı bir albüm dinlediğinizi hissedebiliyorsunuz.
Çok da fazla uzatmayacak olursam, ARCHITECTS’in tekrar yolunu bulmaya başladığı bu albümün geçtiğimiz yılın iyilerinden biri olduğunu söylemem gerek. “All Our Gods Have Abandoned Us” henüz ilk dinleyişimden itibaren beni yakaladı ve gününün çoğunu basılan notaların ne olduğunun dahi anlaşılmadığı black metal albümleri dinleyen bendenize uzun yıllar sonra metalcore dinletmeyi başardı. Sanıyorum bir süre günde en az bir defa döndüreceğim bir albüm bu ve bana bunu yaptırabilen, bırakan metalcore’u, metal grubu sayısı bile oldukça az.
85/100
Reblogged this on tabletkitabesi.