Kritik

Anachronism – Meanders

Merhaba.

Hala televizyon izlenmesine hayret etmekle birlikte TRT’nin önümüze çıkardığı türlü çeşit tarih ve asker dizisinde halkın parasıyla halka çatır çatır yalan söylenmesine, göz boyanmasına çıldırıyorum. Kızıl elma gibi eski Türk boylarıyla ile ilgili, hayli de milliyetçi ve mitolojik bir olguyu müslümanlıkla bağdaştırarak sözüm ona birtakım ittifakların bağını kuvvetlendirme çabasındaki akıl fakiri fikirlerden tutun da et fiyatları artınca kimi karaktersiz oyuncuların canlandırdıkları bazı karakterlerin “biz Viyana’yı et yiyerek kuşatmadık!” çıkışlarına, dışişlerindeki her basiretsizliğin ardından bayrak-vatan-asker kombinli bir dizimizde destansı kahramanlıklar anlatan senaryolar servis edilmesine, tarihi kişiliklerin ağzından bugünün liderlerini savunan popülist cümleler kurdurmaya varan hareketler, bugün konuşacağımız Anachronism’in ismini aldığı anakronizm kavramını açıklamaya yeter, diye düşünüyor ve girişi kısa tutuyorum.

2009’da gitar-vokal Lisa Voisard ve bazılarınızın ülkemizin brutal death metaldeki gururu CENOTAPH‘tan da tanıyabileceği davulcu Florent Duployer tarafından kurulan İsviçreli Anachronism, teknik death metali hem anakronistik hem de çağdaş bir noktadan ele alarak dinleyiciyi ters köşeye yatıran bir isim. Bir yandan ULCERATE gibi, Obscura sonrasındaki GORGUTS gibi grupların ahenk düşmanı, uyumsuzluk mümessili modern beste yapılarından, ARTIFICIAL BRAIN‘in bir anda yörüngeden kopan atmosferinden etkileniyor, bir yandan da 90’ların o karanlık ve boğucu death metal fikirlerine, etli butlu riflerine öykünüyorlar. Bu ikili arasındaki birlikteliği tasdikleyen ise cazın açık fikirli, özgür ruhu oluyor. Ortaya da zıtlıklar ve kontrpuanlar üzerinden ilerleyen enfes bir teknik death metal çıkıyor.

Grubun 3. albümü Meanders, günümüzdeki birçok dissonant grup gibi kaosu bir fanusa hapsedip kontrol etmeye çalışıyor. Neredeyse devamlı birbiriyle çatışan enstrümanların arasında Lisa derin, pes brutal vokaliyle her şeyi bir arada tutuyor. Çoğu zaman hayli derinlerden gelen agresif bir guttural vokal icra ediyor; özellikle yumuşak/kozmik melodilerin arasında böyle azman bir vokal duymanın yarattığı ürkütücü bir zıtlık var albümde. İsim parçasının bazı canhıraş haykırışları dışında mikrofonda bir kadın bulunduğunu anlamanız pek mümkün değil zaten. Bu tip albümlerin sanki özellikle rahatsız etmek için tasarlanmış, hiçbir pozisyonda doğru dürüst yerleşilemeyen bir koltuk şeklinde hayal edenler olduğunu biliyorum; fakat Lisa’nın besteciliğinde (3. ve 5. parça dışında -grubun diğer ve son elemanı Manu Le Bé yazmış onları- ana besteci Lisa) hakikaten de orada olmaması gereken, fakat orada olduğu için de asla sırıtmayan unsurlar var. Hem anakronik hem de değil yani.

Peki bu nasıl oluyor? Bence kilit nokta iki gitarın birbirini ezmeden, üst üste binmeden çarpışmasıyla ilgili. İster yüksek tempolu, vokalin de devrede olduğu azman death metal anlarında olsun ister düşük tempolu atmosferik kısımlarda, iki gitar farklı yollarda ilerlese de aslında birbirine paralel çizgilerde hareket ediyor. İsim parçası Meanders‘ın son bir dakikasına, Mirage‘ın girişine dikkat çekeyim ama bu iki örnek haricinde de albümün tamamında benzer numaralar görmek mümkün. Bir de standart dinleyici için zaten zorlayıcı olan ritimsiz, ahenksiz, düzensiz bölümler uzayıp yıpratmaya başladığı anda dümdüz death metal taramaları yapıp şöyle bir silkeliyorlar. Contrasts, Prism, Mirage, Insula… Neredeyse her parça, kaybolduğunuzu hissetmeye başladığınız bir anda düz taramalar ve belli belirsiz pinch harmonics oyunlarıyla sizi death metal sularına geri çekiyor. Bu açıdan çok dengeli ve rahat dinlenebilen bir albüm Meanders. Tabii bir de sadece 33 dakika olan süresi var. Kaşarlanmış dissonant delileri için 33 dakika çok kısa belki ama bence bu tür daha çok insana ulaşacaksa ideal süre bu civarlar. 5 dakikayı aşan sadece bir parça var ve o da son bölümündeki kozmik gitar oyunlarını saymazsak albümün en hızlılarından biri. Anachronism nokta atışı hamlelerle hayranlar için bu müziği daha cazip, mesafeli duranlar için ise daha çekilebilir kılmayı başarmış.

hanımefendi neler yapıyorsunuz ya

Anachronism bence enstrüman hakimiyet, beste yeteneği ve atmosfer yaratımıyla teknik/dissonant death metal dünyasında henüz değeri tam anlaşılamamış bir cevher. Kadroyu geç oturtmalarının, uzun aralarla sadece üç albüm çıkarabilmelerinin etkisi yadsınamaz tabii ama biraz ağırdan alıyorlar diye de gözardı etmeyelim bu nefis grubu. O biçim death metal seviyorsanız Meanders‘a mutlaka kulak kabartın diyorum kısacası. Bir de bakmışsınız sene sonu listenizde bir yerlerde şöyle harflerinin hiçbiri birbirini tutmayan font seçimleriyle abuk bir Anachronism yazıyor, belli mi olur?

86/100


Yazıyı/albümü değerlendirmek için:

Average rating 0 / 5. 0

Siteye destek olmak için aşağıdaki düğmeye tıklayıp Patreona göz atabilirsiniz👇
Become a patron at Patreon!

Korhan Tok

Üniversiteden sonra metali bırakmadım.

One thought on “Anachronism – Meanders

  • duodenum

    Epeydir merağım sönmüştü yeni işlere ama bu albüm, Mithridatum – Harrowing ve Sol an Varma albümleri bende tekrar metal keşfetme hevesini canlandırdı. Bayağı iyi icraat.

    Yanıtla

Bir Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.