Misþyrming – Með Hamri
Merhaba.
Düşmanın muğlak, savaş alanındaki öfkenin, vahşetin kalın bir sis perdesinin ardına gizlendiği black metal albümlerini ayrı bir seviyorum. Paçoz, içip içip olay çıkaran ateşli yapıtların coşkusunu gözardı etmiyorum elbette; fakat Misþyrming gibi gölgeler arasına saklanarak avına yaklaşan, gecenin karanlığıyla dost olmuş bir suikastçi gibi takılmayı tercih edenler ayrı bir keyif veriyor insana. Zaten İzlanda black metalinin büyük bir bölümü bu gizemlilik pelerinine sarılı ve bu boku çok sevmemin nedenlerinden biri de bu.
Algleymi albümüyle, tıpkı Saruman tarafından ele geçirilmiş Rohan Kralı Theoden’in karşısında gri cübbesini atıp milletin aklını alan (Theoden’inkini geri veriyor gerçi de, haha) Gandalf gibi ışıl ışıl parlayan Misþyrming, katışıksız gücüyle hepimize boyun eğdirmişti. Eğdirmişti eğdirmesine ama grubun daha kaotik, gizemli ve kapalı ilk albümü Söngvar elds og óreiðu‘i tercih edenlerin sayısı da az değildi. Algleymi öncesi bir avuç insanın bildiği Misþyrming, daha melodik besteler, daha temiz gitarlar ve dinleyici dostu bir kayıtla bir anda kendini sene sonu listelerinde bulmuş, modern bir başyapıta imza atmış olmanın (bunu tartışacak değiliz herhalde) haklı getirisiyle adını daha geniş kitlelere duyurmayı başarmıştı.
Ben, grubun sahibi ve bestecisi Dagur Gíslason’un Algleymi perspektifinde kalacağını düşünmüyordum açıkçası. Tekrarlanması pek kolay olmayan, öncesinde bildiğimiz Misþyrming karakterinden farklı bir işti ve araya giren pandeminin de katalizör işlevi sayesinde daha yırtıcı, agresif bir şeyler bekliyordum. Með Hamri tam da böyle bir albüm ve sadece beklentimi karşılamakla kalmadı, aynı zamanda gruba başarıyı getiren Algleymi‘yi taklit etmeye çalışmadığı için Misþyrming’e duyduğum saygı ve sevgiyi da arttırdı.
Antik dönemden kalmış gibi görünen bir tapınağın önündeki dikenli teller, çitler ve sarmaşıklarla “Buraya giremezsiniz!” diye haykıran kapak, Misþyrming’in tavrını da açıkça ilan ediyor. Adeta bir black/thrash rifiyle açılan albüm, black/thrash metalin doğasındaki kibirli havayı kusursuz biçimde yansıtırken ciğerlerimizi de zehirli gazlarla dolduruyor. 2:23 civarı giren kaotik gitar solosu, D.G.’nin histeri ve ekstaz çığlıklarıyla birleşerek nereden geldiği belli olmayan bir çekici suratımızda patlatırken Með Hamri (With Hammer – Çekiç İle) çok daha sert ve acımasız bir Misþyrming ile karşı karşıya olduğumuzu müjdeliyor.
Algleymi‘ye tapan ve hatta tüm İzlanda metali içerisindeki en üst seviye olarak gören ben, bu değişimi bir müjde olarak değerlendiriyorum; ancak eminim Algleymi çizgisinde kalmak isteyen birçok dinleyici vardır ve D.G. de bir anda direksiyonu kırıp taklalar atmamak için Með Harmi parçasında o tonu koruyarak geçişi yumuşatmak istemiş. İki parçanın ana motiflerini kıyaslayınca bu ani duygu-durum değişikliği kimi dinleyicide tutarsızlık hissi yaratabilir ama kendi akışı dahilinde iki rifi de çok etkili bulduğumu belirtmeliyim. Sonrasında bu kadar keskin bir geçiş yok zaten.
Með Harmi‘nin son iki dakikası ve enfes bir build-up sonrası insanı şaşırtıp terse düşüren Blóðhefnd haricinde, ısrarcı bir tehdit halini sürdürebilmek adına atmosferik pasajlardan, ara faslı demekten hoşlandığım interlude, yani geçiş parçalarından sakınarak direkt black metale odaklanmış Misþyrming. Brutallikten, black metal saldırganlığından ödün vermeden akılda kalıcı besteler yazma konusunda D.G. sahnenin en özel isimlerinden birine dönüşüyor. Tüm kaosu yöneten kusursuz vokalinin yanında Engin miskunn (No Mercy – Merhamet Yok) gibi parçalarda FUNERAL MIST vari düşmancıl rifleri insanı hırpalamayan bir trafik içerisinde sunabilmesi, bence çok büyük bir meziyet.
Neredeyse 8 dakika boyunca blast-beat üzerinde seyrediyor bu şarkı ve buna rağmen sona erdiğinde götü başı dağıtmadan Engin Vorkunn‘a geçebiliyorsunuz. D.G.’nin 80’lerden aldığı klasik unsurları bugünün ahenk düşmanı black metal pratikleriyle birleştirmesi, sonuna kadar rahatça dinlenebilen albümler yazmasını sağlıyor ve Misþyrming’i özel kılıyor. En doğru yerde vitesi düşürüp basit bir 2/4 davul ritmiyle, sadece hacim yaratıp atmosferi koruyan düz gitarlar ile nefes aldırabiliyor D.G… Biraz daha kasarsam ilan-ı aşk edeceğim gibi çocuğa, iyisi mi devam edelim biz.
Engin Vorkunn‘daki gibi narin, belli belirsiz synth. katmanlarının kullanımı, bu albümle gruba katılan eski Svartidauði davulcusu M.S.’in hem yüksek kondüsyonlu hem de nüanslı, dinamik davulculuğu da Misþyrming’i yukarı taşıyor. Her eleman enstrümanında çok ileride zaten ve D.G.’nin yazdıklarını çalmak konusunda pek bir sıkıntı çekmiyorlar belli ki. Ben olsam Aftaka‘yı getirip dinlettiğinde Doritos reklamındaki Cem YIlmaz gibi “insan çalacak bunu, az yaz biraz az!” diye tepelerdim D.G.’yi. Kapanışında bile tırmanmayı sürdürüyor albüm ve 8:37’de son bir blast-beat daha patladığında hala o darbeyi göğüsleyecek enerjiyi bırakıyor insanda. Bu seviye bestecilik hakikaten büyük iş ya. Ulan yine D.G. mi övüyorum ben. Gideyim konuşayım bari bu kadar seviyorsam.
Makarayı bırakıp özetlemek gerekirse ilk albümün ahenksiz dayakçılığını ikinci albümdeki kusursuz melodi anlayışıyla birleştirmiş ve üzerine neredeyse film müziği havasında, hem müzikal hem de atmosferik açıdan geniş bir çeşitlilik eklemiş Misþyrming. Bu devasa çekiç her vurduğunda belli ki piyasada bir şeyler yerinden oynayacak, birer parçamız kopup gidecek. Algleymi gibi bir mükemmelik sonrasında ne yapacaklarını merak ediyordum ama şimdi D.G.’nin bir sonraki adımını daha da merak ediyorum. Kantara bu iki albümü koyup tartmak doğru olmaz bence ama Með Hamri‘nin cesareti, küstah tavrı kesinlikle yabana atılır cinsten değil. İlle de merak ediyorsanız Algleymi, doğasındaki melodiklik ve temiz, dostane karakteri sayesinde hala çok cazip; fakat Með Hamri‘nin öyle çok altta kalır bir tarafı yok benim için.
Oldukça haklı bulduğum bir çeşit grandiyöz hezeyanı (Google it) gibi Með Hamri ama eğer Misþyrming kendini herhangi bir şekilde birilerinden daha büyük görüyorsa ben sonuna kadar arkalarında olacağımı beyan ediyorum huzurlarınızda. Söz konusu black metal ise, bu çekice boyun eğmekten başka çare yok gerçekten de.
90/100
Metalperver ne güzel site ya, diyorsanız aşağıdaki düğme üzerinden PATREON’a ulaşıp destek olabilirsiniz:
Budur ya. Mükemmel kritik abi, eline sağlık.
İlk dinleyişte hiç çarpmamıştı ama sonradan acayip açıldı. Algleymi kadar seviyorum rahat. Bu sene listeme az albüm koymuştum ama Með Hamri’yi de üstlere koydum şimdi.