Funeral Mist – Deiform
Merhaba.
Yaklaşık 10-15 gündür hastayım. Sosyal medyadan duyurmuştum zaten, sitedeki kritik eksikliğinin sebebi de buydu. Boğaz ağrısı, soğuk algınlığı gibi başlayan bir süreç bademcik iltihabı eşliğinde nefes alamayıp acilde penisilin, serum takviyesi, antibiyotik derken damardan 250 gram lüks karışık ilaç almalara kadar vardı. Biraz daha iyiyim neyse ki şimdi ama bu sefer de kuru öksürüğe çevirmiş durumda ve köhre! köhür! diye öksürüp duruyorum birkaç gündür. Tükürüklü, hırıltılı, çatallı bir sese sahibim ve günlerdir bir şey yapmadan evde oturmanın getirdiği anlamsız gerginlik ve iç sıkıntısı sebebiyle herkese, her şeye sinirli bir haldeyim.
Kısacası tam da Daniel Hans Johan Rostén, nam-ı diğer Mortuus, nam-ı diğer Arioch gibiyim yani.
Pek çoğu kendisini MARDUK‘tan tanısa da aslında ilk projesi Funeral Mist’ti Arioch’un (FM çatısı altında bu rumuzu kullanıyor). Lars Broddesson’un davulları dışında tüm enstrümanları ve besteciliğini üstlendiği Funeral Mist müziği, black metal severler için yeraltının en önemli diskografilerinden birini sunarken ne bir uyarı ne de bir duyuru yapılmaksızın gelen 4. stüdyo albümü Deiform ile daha da palazlanıp semirmiş durumda. Böylesi tehdiktar bir adama hesap soracak kadar aklımı oynatmadım tabii ama insan önden bir haber verir, bir şarkı paylaşır be kardeşim. Senenin son günlerinde pat diye önümüze albüm atıp hadi şimdi ağlayın bağırın bakiym sene sonu listesi yapacağım derken ezik vasatlar sizi, demek biraz ayıp olmuyor mu ya.
Arioch’un rahatlıkla tanınabilen ama her seferinde kendi içinde bir tazelik, yenilik barındırmayı başaran black metal anlayışı, Deiform‘da da kendini göstermiş. 54 dakika ile uzun sayılabilecek albümde sadece 7 parça bulunuyor; bu da şarkı ortalamasının 8 dakikalara ulaşması demek. Kaldı ki dört parça 9 dakikaya uzanıyor ki bunun anlamı da karşımızda öyle müttefik kuvvetlerin üzerine ölüm yağdıran Wehrmacht MG-42’si gibi soluksuz ateş eden bir ölüm tacirinden ziyade zaman zaman ağırdan alan, hatta atmosfere ağırlık veren bir Arioch olduğu. Hiçbir Funeral Mist albümü tam manasıyla benzemiyor birbirine zaten ve Deiform da Funeral Mist diskografisinde kendine has bir yer edindi şimdiden.
Spontane bir akışta, gelişigüzel yazılmış gibi hissettirse de bir-iki dinleme sonrasındaki arkasındaki günahkar motivasyonu göstermeye başlayan açılış parçası Twilight of the Flesh, Gregoryan koral düzenlemeleri ve ağır temposuyla başta Rom:512 dönemi Marduk’u anımsatırken kilise çanları eşliğinde yükselen müzik, 4. dakika civarında kaynama noktasına ulaşıyor. Başladığı yere dönüp biterek karanlık bir ayin havası estiren bu parçadan sonraysa özellikle Hekatomb‘da bolca duyduğumuz o histerik melodi anlayışı eşliğinde albümün en hızlı, en sert ve saldırgan parçası Apokalyptikon devreye girip Deiform‘u daha tanıdık bir seviyeye taşıyor. Ne var ki albümün karakterini belirleyen şey bu salyalı, kuduruk taarruz besteleri değil ve yine tempoyu düşürmese de son bölümüne doğru Arioch’un boğuk vokali ve perküsyon ile atmosferik bir tarafa geçen In Here, albümün ortasına yaklaşırken modu da değiştiriyor dramatik bir biçimde.
Tam da bu noktada hiç beklemediğim bir şekilde Children of Urn devreye giriyor ve adeta RAMMSTEIN vari bir sample kullanımıyla karanlık bir Rammstein dinliyormuşum gibi bir hisse kapılıyorum bu şarkının girişinde. Neden? Çünkü olabildiğince melodik ve akılda kalıcı bir yapıya çocuk korosu yerleştirmiş Arioch ayısı ve kendi gaddar vokaliyle koro arasındaki tezattan enfes bir beste çıkarmış. Hekatomb‘da da küçük bir oğlan kullanmıştı ama o daha arka planda kalıyordu; bu defa ciddi ciddi şarkının karakterini çocuk korosu belirliyor. Son bölümdeki melodik heavy metal gitarlarının tadı da apayrı bu arada.
İlk 30-31 dakika itibariyle kusursuz ve neredeyse yılın albümü diyebileceğim Deiform, bu noktadan itibaren ivmesini kaybetmeye başlıyor biraz. Children of the Urn‘ün çıkardığı tepeyi aşamıyor kalan üç şarkı. Hooks of Hangar yüksek hızı sayesinde standart bir Funeral Mist hayvanlığı olarak yeterli tahribatı sağlasa da özellikle isim şarkısı düşük temposu ve Arioch’un biraz fazla uzattığını düşündüğüm vokalleriyle kapanışa doğru o vahşi, çiğ coşkuyu bastırıyor biraz. Son sıradaki Into Ashes, Lars’ın neredeyse tek ses gibi çıkan insan üstü hızdaki blast-beat davulculuğu sayesinde silkeleyip kendine getiriyor insanı ama gitar tarafında o da aman aman bir şey sunmuyor aslına bakarsanız. Son bölümüne doğru Lars iyice kendini kaybediyor ve ağır, melodik gitarlar hipnotize edici bir etki yaratıyor gerçi; hakkını vermek gerek.
Günün sonunda Funeral Mist usulü black metal zaten en standart halinde bile birçoklarının ulaşamayacağı bir kalite ve dayak şöleni sunduğundan tüm bunlar kendi içinde yapılan ufak eleştiriler ve şikayetler ama ilk dört parçadaki yaratıcılığı korusaydı Deiform‘u rahatlıkla sene sonu listemin en üst sıralarına alabilirdim galiba, o yüzden biraz buruluyor içim albümün ikinci yarısında. Sözün özü bir Hekatomb değil bence ama her biri birbirinden özel olan Funeral Mist albümlerinin arasında asla sırıtmayan, kendine has bir yer edinmeyi başaran, özel ve değerli bir albüm Deiform. Sene sonu tembelliği etmeyin, mutlaka dinleyin.