Night Crowned – Hädanfärd
Merhaba.
Covid-19 salgını, farklı biçim ve boyutlarda herkesi etkiledi ve etkilemeye devam ediyor. İsvçeli Night Crowned, 2016’da kurulduğundan beri üzerinde çalıştığı ilk albümü Impius Viam‘ı çıkardıktan sadece bir ay kadar sonra dünyanın uçurumdan aşağı yuvarlanacağını bilseydi herhalde dört sene bekledik, bir yıl daha bekleriz lan ne olacak, derdi. 2 Şubat’ta yayımlanan ilk albüm, salgın çılgınlığına rağmen bir şekilde ses getirmeyi başardı gerçi. Ben fena bir debut değil diye düşünüp üzerine konuşacak çok bir şey bulamadığım için incelemedim ama ekstrem metalin melodik kanadına konuşlanmış dinleyiciler arasında hayli ilgi gördü Impius Viam.
Tabii istediği kadar ilgi görsün, turlayamadıktan sonra albümün anlamı hızla kaybolmaya başlıyor grup için. Night Crowned için de talihsiz bir şekilde bu sağlam ilk albümün ekmeğini yiyemeden salgın vurdu. Neyse ki elemanlarda birikmiş materyal çokmuş -ya da salgın sırasında eve kapanıp beste kasmışlar- ki aradan daha bir buçuk yıl anca geçmesine rağmen yeni albüm Hädanfärd ile bir kez daha denediler şanslarını.
9 Temmuz’da yayımlanan albüme dair çıkışından beri Türkiye’de hiçbir muhabbete denk gelmedim henüz ve bu beni biraz şaşırttı açıkçası. Hem melodik hem de yeterince metal kalmayı başarabilen işlere duyulan yoğun ilgiyi düşününce Hädanfärd‘in üzerine atlanır diye tahmin etmiştim. Kısmetse bu yazıdan sonra artık, diyerek kurcalamaya başlayalım bakalım.
Melodik albümlerin, daha doğrusu öncelikli amacı melodik olmak olan albümlerin belirli bir melodi karakteri oturtup benzer kalıplar üzerinden ilerlediğini görürüz genelde. Night Crowned ise her bir şarkıyı bağımsız düşünüp çeşitlilikten beslenen bir albüm yazmış. Beste ve karakter bakımından zengin bir iş yapmaya çalışınca da parçaların birbirinden kopuk olması riski ortaya çıkar ki o noktada da hayli başarılı duruyor Hädanfärd. Belki iki dakikaya yakın, ara faslı kıvamındaki isim parçası, klasik gitarlı akustik havasıyla albüme derinlik katmak isterken biraz ayrıksı ve abes duruyor diyebilirim ama o da bir gelenektir, görenektir sonuçta; 90’lar ruhunu yaşama ve yaşatma derneğine kabul edilmek için bu tip mevzulara girmek şart olduğundan kabul edilebilir sanki.
Melodik black/death metal sınırlarında gezen müziğin orta yerine temiz vokal gibi, temiz gitar gibi atipik unsurları yerleştirmekten çekinmiyor Night Crowned. Människans Förfall gibi bolca blast-beat ve güçlü dur-kalklar üzerine kurulu agresif bestelerde bile araya bir hoşluk katmayı becermişler. Temiz vokal ve çoğunlukla arka planda kalsa da tam ölçeğin genişlemeye ihtiyaç duyduğu anlarda devreye giren senfonik düzenlemeler ise Hädanfärd‘e dair en sevdiğim hareketler. Tüm bunlar birleşince de takip etmesi kolay ama tahmin edilmesi o kadar da kolay olmayan besteler ve bunun sonucunda da keyifle akıp giden bir albüm çıkmış ortaya. Keşke İsveççe sözlere bu kadar abanılmasa, araya en azından bir-iki tane İngilizce sıkıştırılsaydı yalnız; ne yaparsan yap belli bir mesafeye kadar yakınlık kurabiliyorsun albümle, o açıdan tatsız biraz. Enfes sing-a-long bölümler var ama dilim dönecek derken para karşılığı kulak aparatı dilleyen Amouranth gibi kıvır kıvır bir hal oldu dilim… Bir anda nereden nereye geldi ulan kritik; ben de şaşkınım.
İsveççe sözler ve yekpare bir melodi çatısı kurma inkarı sebebiyle Hädanfärd‘e alışmak için biraz zaman harcamak ve bestelerdeki detayları yakalamak için dikkatli dinlemek gerekiyor. Daha dikkatli bir incelemedeyse bir lokomotif eksikliğiyle birlikte akılda kalıcılık sorunları da göze çarpmaya başlıyor. Gün içerisinde 4-5 tur dinlememe rağmen yemek yaparken, kedi boku temizlerken veya gündelik başka bir iş sırasında albümden bir melodi dönmüyor zihnimde ve bu bir sorun bence.
Bunun dışında bir de davulcu Janne Jaloma’nın karambol davullarına uyuz olduğumu söylemem lazım. Janne bilinen bir davulcu ve özellikle DARK FUNERAL gibi davul açısından talepkar gruplarla çalıp rüştünü ispatlamış bir isim ama ya fazlaca trigger kullanılmış olmasından ya da miks & mastering tarafında çarşı pazarın karışmasından olacak, Hädanfärd‘deki davulları hem yorucu hem de bu yoruculuğun karşılığını veren bir doygunluğa sahip değil. Özellikle ataklar dümdüz gürültü gibi duyuluyor.
Üç aşağı beş yukarı, bu sene dinleyeceğiniz en dolgun, en zengin melodik black/death metal albümlerinden biri Hädanfärd. İlk albümün üzerine, bu kadar kısa sürede bir şeyler koymayı başarmaları da büyük iş. Başta pek sallamamıştım doğrusu ama artık takip listemde daha üst sıralarda Night Crowned; bir sonraki albümde de çizgilerini bozmazlarsa önce plak şirketi değişikliği, sonra daha sağlam prodüksiyon derken çok daha fazla duymaya başarız gibi isimlerini.