Control Denied – The Fragile Art of Existence
Merhaba.
Chuck Schuldiner yapıtlarını dinlemek ve hakkında konuşmak her zaman büyük bir keyif. O yüzden Metalperver’in PATREON‘daki ilk destekçileri arasındaki Eren’den The Fragile Art of Existence incelemesi isteği geldiğine ne kadar sevindiğimi anlatamam. Fakat her geçen gün daha çok ziyaretçi çekmesine rağmen siteye harcanan emeğin karşılığını henüz bulamamış olması motivasyonu düşürüyor biraz. Neyse, uzun lafın kısası bu incelemeyi Eren’e borçluyuz ve uzun süre sonra Chuck konuşma fırsatı yakaladığım için ben de buradan sevgilerimi gönderiyorum kendisine. Siz de inceleme isteklerinde bulunmak, sunulan diğer imkanlardan faydalanmak ve en önemlisi Metalperver’i ayakta tutmak için Patreon’a gelmeyi düşünebilirsiniz, diyerek bu gereksiz uzayan faslı kapatıyorum. Öf kendimden soğudum.
Ne diyorduk? Hah, Chuck. DEATH müziğinin zamanla ne kadar değiştiğini, Chuck’ın yeni şeyler deneyerek sınırları zorlamaktan çekinmeyen bir müzisyen olduğunu biliyoruz. Ancak o aynı zamanda Death’teki vokalinin (birçokları için grubun tek dezavantajı) yetersiz olduğunu düşünüyor, yaptığı melodik ve teknik müziğin daha farklı, daha yetkin bir vokal ile başka bir kimliğe kavuşabileceğini düşünüyordu. Zaten bu yüzden Virtual Insanity demosunu dinledikten sonra Psycho Scream isimli power metal grubunun vokalisti Tim Aymar ile iletişime geçip birlikte bir şeyler yapmak istediğini söyledi (oradaymış gibi). Eh, herhalde kısa bir süre önce Symbolic gibi bir albüm yayımlamış, çoktan efsane statüsüne ulaşmış Death’in esas adamı böyle bir teklif ile geldiğinde Tim Aymar çok düşünmemiştir.
Control Denied ve The Fragile Art of Existence ile ilgili, özellikle de metali yeni keşfettiğim yıllarda çevremde duyduğum yorumlardan aklımda yer etmiş ve çok yanlış olduğunu düşündüğüm bir algı söz konusu: Bu proje, sulandırılmış bir Death varyasyonu veya kimilerinin savunduğu gibi gerçek bir vokalistli Death müziği değil ve Chuck sıkıldığı için değil, zorlayacak yeni sınırlar keşfettiği için yazılmış. En azından oturduğuna inandığım kulağım ve sezgilerim bana böyle olduğunu söylüyor.
Buna karşın Death müziğiyle benzeşiyor tabii ki. Klasik Death armonileri ve Chuck’ın Scream Bloody Gore zamanından bu yana bir hayli ilerleyen gitarıyla artık virtüöz seviyesi numaralarla akıl aldığı bir albüm The Fragile Art of Existence. Kayıtların aceleye gelmesi ve Scott Clendenin’in yetişememesi dolayısıyla projeye dahil olup perdesiz bas gitarıyla her zamanki harikalarını yaratan Steve DiGiorgio ve alan bulduğunda ortalığı dev karıştıran davul üstadı Richard Christy gibi isimleri de denkleme dahil edince kontrolü kaybetmek işten bile değil zaten albümü dinlerken. Buna karşın Chuck Control Denied’da death metal sınırlarının ötesine rahatça geçip progresif metal ile iştigal ederek de heavy olunabileceğini gösteriyor, kendine has biçiminde. Elbette her zaman kullandığı temalar, psikolojik ve sosyal açıdan insanın zaaflarını ele alan sözlerinin etkisi de büyük.
Söz demişken, Tim Aymar’ın zaman zaman Warrel Dane‘i, bazen de Rob Halford‘u anımsatan vokal tarzı ve çok öne çıkmaya çabalamayna performansı, Control Denied’in bir alternatif evren Death’i olduğu yönündeki düşünceleri körüklüyor gerçekten. Believe ve Cut Down gibi şarkılarda neler yapabileceğin iyi gösteriyor ama eminim hangi efektin kullanılacağında, nerede tiz çığlıklara ihtiyaç olduğu konusunda ve karakter noktasında zaten direksiyon Chuck’ta olmuştur yine. Bu arada arka planda Chuck’ın sesini de duyabilirsiniz zaman zaman.
Chuck’ın yaratıcı dehasını herhangi bir tür sınırlandırması olmaksızın deneyimlemek için The Fragile Art of Existence‘dan daha iyi bir seçenek yok elimizde, o nedenle de progresif metal ile arası iyi olan herkesin kol mesafesinde durmalı bana sorarsanız. Her ne kadar şirket zorlamalarıyla (Chuck önce bu albümü yayımlamak isterken şirket önceliği Death albümüne zorluyor; A Moment of Clarity demosunu ve Spirit Crusher‘ın bile aslında bir Control Denied şarkısı olarak tasarlandığını bilmeyenler vardır mutlaka) ve hem bütündeki etkisi hem de bestelerdeki kopukluklarıyla aceleye gelen bir tarafı olduğunu hissettirse de birçok açıdan çok güçlü ve eksiksiz bir albüm The Fragile Art of Existence… Zaten fikirlerinin yavaş yavaş değişmeye başladığını biliyoruz ama eğer Chuck yaşasaydı Control Denied çok farklı bir noktada olacaktı bugün, orası kesin.
Neyse, gideyim de When the Link Become Missing‘in solosunu dinlerken ağzımdan akan salyaları temizleyeyim. Görüşürüz.
Arada böyle köklere dönüp dehaları hatırlamak güzel bir ferahlık getiriyor gerçekten. Her zamanki gibi pırıl pırıl bir kritik olmuş kardeşim, ellerine emeğine sağlık.