Kritik

Nightrage – Abyss Rising

Merhaba.

Ta 2017’de yazdığım son Nightrage kritiğimde artık bu grup hakkında düşünmek, konuşmak istemediğimden bahsedip melodik death metal çatısı altında ne kadar sıkıcı olunabilirse o kadar sıkıcılaştığından bahsetmiş, Yunan gitarist Marios Iliopoulos’un 2000-2010 arasında -ama en çok da Sweet Vengeance‘ın yüzü suyu hürmetine- yaptığı albümlerle edindiği krediyi tümüyle tükettiğini ilan etmiştim. Nightrage’i çok büyük başlayan, çok şeyler vadeden ama kısa sürede biten problemli bir ilişki gibi, buruk duygularla anıyordum bir süredir ve artık önüme bakmak, gönlümü yeni melodik death metal ihtimallerine açmak istiyordum.

Bir süre öyle de yaptım hatta. 2019’da çıkan Wolf to Man‘i hiç sallamadım mesela; Marios arayınca açmadım ve karşılaştığımızda da bakışlarımı çevirdim. Birkaç sene her şey yolunda gitti. ALLEGAEON, THE HALO EFFECT, HYPERMASS, WOLFHEART, AT THE GATES derken her gün bir başkasıyla günümü gün ettim. Belki Nightrage’in o saf Göteborg tadını vermiyorlardı ama olsundu be… Ne var ki 2021 sonunda Nauseating Oblivion teklisi geldi.

Bu dramatik girişi daha fazla uzatmayacağım; Nauseating Oblivion, İsveç usulü melodik death metali ne kadar çok sevdiğimi, Marios’un bazen bu türde ne kadar güçlü gitarlar yazabildiğini hatırlamamı sağlayıp o eski sevdanın küllerinden yeni bir ateş yaktı tabiri caizse. Yine de direndim ve Abyss Rising‘i mümkün olduğunca uzak tutmaya çalıştım kendimden ama geçen gün Discord’da da tekrar karşılaşınca daha fazla dayanamayıp ilk görüşte yapıştım Marios’un dudakla…Öhöm, gitarına ve işte buradayız.

20 senede 30’dan fazla müzisyenle çalışmasına, yola Century Media gibi bir devle çıkıp giderek daha uyduruk plak şirketlerine düşmesine, bazı albümlerinin -sonuna kadar haklı biçimde- yerden yere vurulmasına rağmen Marios, aşkından vazgeçmiyor. Neredeyse tümüyle sabit bir anlayışla, bazen hayli agresif bazen de metalcore unsurlarının artmasıyla daha yumuş albümler çıkarıyor. Müzisyenlik yetenekleri ve metal aşkı ona sonsuz bir melodi/rif olanağı tanıyor ve o da artık kaliteyi bütüne yayamasa da her seferinde birkaç parçada hedefi on ikiden vurmayı başarıyor. Zaten böyle böyle kopamıyor, numarasını silemiyoruz bir türlü.

Fredrik Nordström‘ün (ilk albümden Insidious‘a kadarki prodüktör) işin mutfağına geri dönüşü, şarkı sürelerindeki bariz kısalma (dört dakikayı aşan sadece tek bir şarkı var) gibi işaretler, daha sert ve direkt bir yapının sinyallerini veriyordu ve Abyss Rising büyük oranda agresif, hızlı bestelere sahip bir albüm. IN FLAMES‘i anımsatan Swallow Me gibi ılık ılık parçalar da var elbette ama Abyss Rising, Nauseating Oblivion, Cursed by the Gift of Sight ve Pest Ridden Tide gibi melodiden taviz vermeden dörtnala koşabilen parçalar, Marios’un ve Nightrage’in bu türde ne kadar tecrübeli, ne kadar kaliteli olduğunu gösteriyor. Marios’un solo işçiliği, çift gitar armonileri ve melodik death metal trafiğini dengeleme konusundaki yeteneği tartışılmaz gerçekten. Tabii bu arada Pest Ridden Tide düpedüz Being Nothing‘in kopyası gibi ama 20 sene aynı müziği yapınca tekrara düşüyordur insan illa ki. İki parçayı arka arkaya dinleyin mutlaka bir.

Melodi, nakarat, düzenleme konuşmanın bir anlamı yok aslında; yıllar önce anayasası değişmez maddelerle sabitlenmiş bir müzikte yepyeni şeyler yapmıyorlar nihayetinde. Sanıyorum Abyss Rising dinlerken benim geldiğim nokta, istikrar ve kalite bakımından suyun üzerinde kalan, bunu da melodik death metal gibi sürdürmesi zor bir türde başaran Marios’a hakkını teslim etmek, bugüne kadar yaşattıkları için teşekkür edip hayatıma devam etmek galiba. Nightrage, bu düz ve saf versiyonu için bitik diyebileceğimiz türde inatla yoluna devam ediyor ama uzun süredir o yol benim yolum değil. “Aman melodik olsun da,” gibi bir duruşunuz varsa Abyss Rising bir süre oyalar belki ama kimseye aman ne olur aç da Abyss Rising dinle diyemem ben.

68/100


Yazıyı/albümü değerlendirmek için:

Average rating 0 / 5. 0

Siteye destek olmak için aşağıdaki düğmeye tıklayıp Patreona göz atabilirsiniz👇
Become a patron at Patreon!

Korhan Tok

Üniversiteden sonra metali bırakmadım.

6 thoughts on “Nightrage – Abyss Rising

  • Bilmiyorum, belki de In Flames’in altin cagini cokca hatirlattigi icin cok sevdim bu albumu. Hani sanki bozmasaymis, Clayman’den sonra cikan album bu olurmus gibi tinliyor. Benim puanim daha yuksek olurdu hatta sene sonu listeme bile aldim 🙂

    Yanıtla
    • Peki önceki bir-iki albüme ne diyorsun? Onlar da girebilmiş miydi listene mesela?

      Yanıtla
      • O zaman sene sonu listesi yapmiyordum sanirim, ama onceki 2 album de gayet basarili. Belki de bu tarz melodeath camurdan olsa dinlerim kafasindayim, bilemiyorum.

        Yanıtla
  • her zamanki gibi çok iyi bir içerik olmuş . son birkaç yıldır tek başınıza nasıl metal gibi derya deniz bir türde içerik üretmeniz çok büyük bir takdir gerektiriyor . ve eğer ikinci bir yazar arıyorsanız dilerseniz iletişime geçelim korhan bey 🙂

    Yanıtla
    • Teşekkür ederim. korhan@metalperver.com‘a, sitede incelemesi olmayan bir albüme dair 500 kelime civarındaki incelemenizi gönderebilirsiniz. Onun üzerinden konuşalım.

      Herkes için geçerli bu durum.

      Yanıtla

Bir Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.