Finntroll – Vredesvävd
Merhaba.
“…Raising a mushroom-cladded middle finger towards lazy rock music…”, yani tembel rock müziğe gösterilen, üzeri mantar bürümüş bir orta parmak… Yaklaşık yedi yıllık bir aradan sonra gelen yeni Finntroll albümü Vredesvävd‘in basın bülteni hayli iddialı, ne dersiniz? Finlandiya’nın köklü blackened folk metal topluluğu Finntroll, bu iddianın altını ne kadar doldurabilmiş bir bakalım:
Pek çokları gibi ben de grubu Nattfödd albümüyle tanıyıp grubun en büyük hiti Trollhammeren sayesinde sevdim. Bunun üzerinden neredeyse on beş yıl geçti ve aslında Metalperver’de ne kadar az folk metal yer aldığını düşününce Finntroll sevgim samimi gelmeyebilir belki ama onların folk metalin içine yedirmeyi başardığı black metal atmosferi, diğerlerinden ayrılmalarını sağlayan önemli bir özellik bana kalırsa ve bu yüzden uzaktan da olsa iyi bir takipçileri olduğumu söyleyebilirim. Kabaca bir miktar ön bilgi vermek gerekirse 2013’te yayımlanan son albüm Blodsvept sonrası kadroda ufak bir değişiklik var ve artık davulda eski NORTHER elemanı Mörkö yer alıyor. Ayrıca folk metal denilince sulu, laubali bir şeyler bekliyorsanız okumaya devam etmenizi şiddetle tavsiye edeceğim, çünkü Finntroll blackened etiketinin hakkını veriyor fazlasıyla. KORPIKLAANI gibi, ALESTORM gibi gruplar ile zerre alakası yok Finntroll’ün.
Beklentiyi yükselten epik bir klasik girizgahın ardından Att Döda Med En Sten‘in suratta patlayan, senfonik black metal seviyesindeki blast-beat açılışıyla, Vredesvävd‘in sıradan bir folk metal albümü olmadığı anlaşılıyor zaten. Grupla ilk albümünü kaydeden davulcu Mörkö, temponun düşmesine izin vermiyor albüm boyunca ve duble yol döşer gibi abanıyor çift pedala. Harika bir akustik girişe sahip Vid Häxans Härd, Mörkö’nün hem azman davulculukta, hem groovy taraflarda hem de yönlendirme konusundaki hünerlerini gösteriyor fazlasıyla. Aynı şekilde grubun dinamik besteciliği ve melodi şovunu görmek adına da albümdeki en güçlü şarkılardan biri.
Melodi demişken, benim gözümde Finntroll’ü Finntroll yapan şey, grubun melodi karakteri kesinlikle. Ormanda yürüyüşe çıkan naif çocuklar hissiyle birlikte, “ulan mal gibi koşturuyoruz etrafta ama başımıza bir şey gelmesin bak,“ tedirginliğini de veriyor sıklıkla. Bu denge ise müziğin ciddiyetini artırıyor fazlasıyla. Albümdeki belki de en yumuşak melodilere sahip Gränars Väg ve insan-troll kardeşliğini kutlayan bol alkollü panayır şarkılarımızdan Stjärnors Mjöd– ki beste açısından da grubun hit parçalarına, klasik folk metal besteciliğine en yakın parçalar bence – bile grubun Trollhammeren zamanlarındaki goygoyculuğunun ne kadar geride kaldığını kanıtlayacak türden. Son dönemde black metal severlerinin ilgisinin yoğunlaştığı …AND OCEANS‘ta da vokal yapan Mathias Lillmåns’in kalın ve agresif vokallerinin katkısı da yadsınamaz bu arada. Özellikle Trollhorn’un klavyesinin öne çıktığı, Mörkö’nün yardırdığı senfonik black metal bölümlerinde patlayıcı bir etki yaratıyor Mathias ve en dans melodilerini bile karanlık taraflara çekebiliyor. Belirli bir seviyeye kadar tabii.
Pek çok folk metal grubunun zirve dönemi hayli kısa ve sonraki düşüşü epey hızlı olurken kariyerinde 23 yılı geride bırakacak Finntroll’ün hala geçerli ve güçlü olması, Vredesvävd gibi bir albümü dinledikten sonra o kadar da şaşırtıcı gelmiyor insana. Onlara da düşman değildim zaten ama eskisinden daha sert, daha karanlık ve daha hızlı bir Finntroll fikri, saf folk metal ile arası çok iyi olmayan bir dinleyici olarak benim rahatlıkla kabul edip bağrıma basabileceğim bir şey. Eminim Vredesvävd‘a buradan vuran, yeterince folk olmadığı için yerenler olacaktır ama folk metal böyle olduğu sürece ben kapımı sivri kulaklı troll kardeşlerime açmaya hazırım her zaman. ENSIFERUM albümü ile birlikte bu yıl folk metali kapsayan işler içinde dinlediğim en sağlam albüm Vredesvävd. Bir şans verin mutlaka.