Kritik

Zørza – Hellven

Merhaba.

2000 ve sonrasında doğanların yavaş yavaş hayata dahil olduğu, ürettiği bir dönemdeyiz. Polonyalı black metal topluluğu Zørza da genç müzisyenlerden oluşan yeni bir ekip. 90’ları, 80’leri yaşamamış ve o dönemden bugüne ilerleme hızını göz önüne aldığımızda o zamanları Zeus’un uçan kuşun ırzına geçtiği, insanların taşı taşa vurarak medeniyet kurduğu antik çağlar sanmaları doğal. Haliyle müziklerine post-black metal etiketi koymalarını çok yadırgamadım. Fakat geçtiğimiz Haziran’da paylaştıkları ilk albümleri Hellven‘i dinledikçe e bu bildiğimiz düz black metal demekten de kendimi alıkoyamıyorum.

Biraz Polonya, biraz Fransa, biraz İskandinavya derken black metalin önde gelen, bilinen pratiklerini tekrarlıyor Zørza. Tekerleği yeniden icat etmeye çalışmadıklarını, önünde post takısı görünce koşarak uzaklaşmaya meyilli dinleyiciler için not düşmüş olalım baştan. Birkaç ufak dokunuş harici anam babam usulü bir black metal icra ediyor, tremolo gitarlar ve blast-beat davullardan pek de şaşmıyorlar. Hellven‘i günümüze biraz daha yakın tutan başlıca unsur, prodüksiyon tarafındaki tercihler ve müzikteki bir-iki ufak dokunuştan fazlası değil aslında.

2024’te vokalist Refur’u kadroya katıp üç kişiye çıksalar da promo fotoğraflarında iki kişi göründükleri, albüm kaydı sırasında bir duo şeklinde takıldıkları için öncelikle olarak Kacper (bas, vokal, söz yazımı) ve Eryk’ten (gitar) bahsedeceğim. Kısa girizgah Western Forest Rites sonrası açılan Night of the Werewolf, Eryk’in ve genel hatlarıyla Zørza’nın şarkı yazımına dair net bir fikir veriyor. Bu parçada olan bitenler, hem müzik hem de atmosfer bakımından albümün özeti gibi. Elbette birisi (mesela ben) Death II‘nin tremolo melodilerini daha çok sevebilir, bir başkası çıkıp Lunacy of Memories‘in fırtına öncesi sessizlik şeklindeki kısmına takılabilir, bir diğeri Danse Macabre‘nin atmosferik havasına tutulabilir. Günün sonunda beste yazımı ve his olarak benzerler ve bu anlamda bütünlüklü, odaklı bir albüm yazmış Eryk, bunu söylemek mümkün.

Kacper’in katkısı ne kadar, tam emin olmamakla birlikte sonradan vokale Refur’un geldiğini varsayarak ancak arka planda kalan ikincil bir performansı olduğunu düşünebiliriz. Bas gitar aman aman öne çıkmadan işine bakıyor ve söz tarafında da dikkat değer bir şey bulamadım. O yüzden direkt yan unsurlara geçelim.

Davulun, özellikle prodüksiyon tarafındaki o dağınık ve seçilemez halleriyle Zørza’nın değerini düşürdüğünü düşünüyorum. Zaten çok tekdüze bir blast-beat performansı var (hi-hat ile şöyle bir-iki değişik accent bile kasmamış eleman. Bazen gitarın arkasında kayboluyor vuruşlar. Umarım tam zamanlı, daha tecrübeli bir davulcu bulabilirler.

Albümün 2. yarısına ulaştığımızda birtakım ilginçliklerle karşılaşıyoruz. Bunların arasından en önemlisi, arka arkaya konulmuş iki enstrümantal parça. Zørza II ve Danse Macabre, 9 dakikaya uzanan enstrümantal bir pasaj ile atmosfer bakımından daha yoğun, insanı kendisiyle başbaşa bırakan bir bölüm sunuyor. Başta anlamsız buluyordum ama tekrarlı dinlemelerde atlama ihtiyacı hissetmedim. Özellikle Danse Macabre, önceki parçalardan farklı pek bir şey sunmasa da akıcı gitarlarıyla sürüklüyor.

Bir diğer ilginçlik veya söz gelimi post çağrışımı yapan hareket ise The Crown of Silver Thorns‘da karşımıza çıkan, albümde konuk olarak yer almış Marcin Wrzesiński’nin gitar solosu. Şarkıya ekstra bir hava kattığı aşikar; bu solo gitar işçiliğinden daha fazla olsa, Zørza’nın kimliğini bulmasına katkıda bulunacak bir hamle olabilirmiş. Grubun sade, basit bir tarzı var ve MGŁA‘nın bile davul süslemeleriyle bu tarzı daha cezbedici kılmaya çalıştığını düşünürsek, dümdüz çalmanın ötesinde bir şeyler şart sanki bu devirde.

Albümün sonuna bir WINDIR yorumu eklenmiş. Enstrümantal parçaları ve bu yorumu çıkarınca elimizde 28-29 dakika malzeme kalıyor. Şarkıyı epey kısatlmış, gövdesini tutmuşlar. Çok gerek var mıydı bilemedim ama bir Windir parçası, bir albümü kapatmak için her zaman çok iyi bir seçenektir.

Hellven, son yıllara damga vuran Polonyalı black metal gruplarının saflarına bir yenisinin daha katıldığını duyurması açısından önemli, fakat şimdiden kabarmış durumdaki 2024 listelerini göz önünde bulundurunca Zørza’nın bu yıla damga vurma ihtimali pek de kuvvetli değil. Kadroyu oturtup biraz daha piştiğinde Zørza da Polonyalı diğer canavarlar gibi her albümünü heyecanla beklediğimiz bir black metal üretimhanesine dönüşür herhalde. Yani. Umarım.

67/100


Yazıyı/albümü değerlendirmek için:

Average rating 3.3 / 5. 4

Siteye destek olmak için aşağıdaki düğmeye tıklayıp Patreona göz atabilirsiniz👇
Become a patron at Patreon!

Korhan Tok

Üniversiteden sonra metali bırakmadım.

Bir Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.