Kritik

Blut Aus Nord – Disharmonium: Nahab

Merhaba.

İki adet Blut Aus Nord’a sahip olduğumuz için ne kadar şanslıyız, değil mi? Damdan düşer gibi girdim konuya ama şöyle bir düşününce Vindsval’in BAN’ı, 30 yıla yaklaşan kariyerine sığdırdığı 15 albümde bize şizofrenik bir diskografi ile bambaşka iki kimlik sunuyor. Bir tarafta Memoria Vatusta‘ların başını çektiği, kökleri 90’lara dayanan, melodiyle bütünleşmiş şahane bir atmosferik black metal şöleni, diğer tarafta The Work Which Transforms God (tüm bu shoegaze mevzularında da başı çeken albümlerden biri) ve Disharmonium: Undreamable Abysses gibi şer yuvalarından yükselen, insanı soluduğu havaya lanet ettiren korkunç bir ahenksizlik bulutu. İki yönde de müthiş bir istikrar ve kalite ile ilerleyen grubun yeni serisi Disharmonium, adından da anlaşılacağı üzere dissonant boyutlarda, arka arkaya eklenmiş ürkütücü notaların doğru dizilimleriyle ortaya çıkarılan cehennemi bir atmosfer ile insanı boğmaya odaklanan bir seri. Bunu övmenin, uzun uzadıya anlatmanın kime ne faydası var diye soracaksınız muhtemelen ki haklısınız da, fakat ben bu bokun hastasıyım ve ayrıca ben yanıyorsam siz de yanacaksınız kardeşim.

Undreamable Abysses ile Lovecraftian kabuslar kurgulayan ekibin karanlık, neredeyse elle tutulabilir yoğunluktaki atmosferini sürdürdüğü Nahab, zaman ve düşünceden azade bir yere sürüklüyor insanı. Mental paraliz, sonsuz çoklukların dehşeti, ölü boyutların kraliçeleriyle üçüncü türden yakınlaşmalar ve isimsiz ayinler… İnsanın zamanını, etrafındaki havayı işgal etmek mümkün mü? Blut Aus Nord için bu sorunun cevabı çok açık bir evet. Psikedeli ve Lovecraftian ilhamıyla zihin istilası. Oh ya. Milleti delirte delirte ev araba aldın kendine Vindsval.

Hideous Dream Opus adı verilmiş ara fasıllarında (toplam üç adet bulunuyor) nefeslenmeye müsaade edilmişse de bu geçiş parçalarının uçsuz bucaksız kumullarda kaybolmuş bir bedevinin gördüğü seraplar olduğu anlaşılıyor kısa sürede. Her biri, arkasındaki sonik fırtına öncesinde sessizliğin dehşetini sunuyor. Bu parçaların peşi sıra gelen Mental Paralysis, The Crowning Horror ve The Ultimate Void of Chaos, albümün en gaddar, en yoğun ve saldırgan parçaları. Ekoya gömülü vokaller uzaktan ve derinden yükselen fasit bir çağrının yankısı: Guttural, brutal, derin böğürmeler ile tiz histerik çığlıklar ve bazen de tek zihnin yönettiği bedenlerden yükselen ahenkli bir koro. Müzik ise çoğunlukla boğucu elbette, fakat zaman zaman aldatıcı derecede melodik ve ritmik olabiliyor. The Endless Multitude, Queen of the Dead Dimension veya Nameless Rites gibi şarkılar aklınıza tebelleş olmaya yatkın, hülyalı melodilerle bezeli. Böylesi çarpık, yoğun ve dissonant bir işin derinlerine akılda kalıcı melodiler gömebilmek de ancak Vindsval ayarında ustaların yapabileceği bir şey.

H.P. Lovecraft’ın 1692-1693 yıllarında Amerika’da 200’den fazla insanın cadılıkla yargılanıp 20’den fazlasının idam edildiği The Salem cadı avından esinlenerek kaleme aldığı The Dreams in the Witch House adlı öyküsü (Nahab, Keziah Manson adındaki cadı kadının gizli adı), Blut Aus Nord’un müziğine cuk otursa da albümden keyif almak için ille de Lovecraft ineği olmaya lüzum yok. Zaten çok da meşhur bir hikayesi değil ama bilenler için not düşmüş olalım. Güne yeşil sıvılar tüketip güneşi selamlayarak başlayan hassas zihinlerden değil de pesimizmini kozmik bir boyuta taşıyıp kaotik bir hayal gücüyle birleştirmeye yakın biriyseniz gri bulutlarla kaplı basık bir gününüzü çok daha anlamlı kılabilir Nahab. Özellikle tekrarlı dinlemelerde kendini gösteren dinamiklerde kaybolup gitmeniz çok olası.

Psikedelik, avangart bir labirent Nahab ve birçokları için “dissonant missonant amaan,” deyip geçilecek bir eser. Blut Aus Nord da zaten onları elekten geçirip geri kalanlarla 30 yılı devirmiş, black metal dünyasında kendine saygın ve değerli bir yer edinmeyi başarmış, özel kere özel bir isim. Vindsval kendini günümüz black metal piyasasından uzak hissettiğini söylese de 15. albümünde bile hala bu türe verecek bir şeyleri olduğunu, benzersiz ve tarifsiz atmosferler yaratabileceğini kanıtlıyor. Disharmonium serisi böyle devam ederse Blut Aus Nord diskografisindeki favori dönemim, grubun 25-30. yıl bandına denk gelecek ki bırakın müziği, sırf bunu düşününce bile insan biraz delirecek gibi oluyor.

Büyüksün Blut Aus Nord.

89/100

Yazıyı/albümü değerlendirmek için:

Average rating 5 / 5. 3

Siteye destek olmak için aşağıdaki düğmeye tıklayıp Patreona göz atabilirsiniz👇
Become a patron at Patreon!

Korhan Tok

Üniversiteden sonra metali bırakmadım.

Bir Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.