Xentrix – Seven Words
Belli oranda kendimi de katarak söylüyorum, thrash metal denilince ne yazık ki çok küçük bir kesim türün bayrak gruplarının dışındakilerle ilgileniyor. Amerika ve Almanya’dan çıkmış birkaç özel ismin yarattığı dominasyon o kadar görkemli ki mütevazı grupların mücadele etme şansı kalmamış pek. Bu bayrak gruplar arasında bile bir hiyerarşi, dinleyici algısı bakımından bir dengesizlik söz konusu hatta; bugün bile insanlar çıkıp ANTHRAX‘ı, DESTRUCTION‘ı, OVERKILL‘i sorgulayabiliyor sonuçta. Bu dev gruplar bile tartışılabilirken daha geride kalanlar için iş iyice imkansız bir hale geliyor.
Xentrix de belli ölçüde bu durumdan nasibini alanlardan biri. Hiçbir zaman thrash metalde bir marka olarak görülmeyecekler ve suç biraz da kendilerinde tabii ama bence çok daha fazlasını hak ediyorlar. 80’ler sonu/90’lar başında çıkardıkları iki albümle türe önemli katkı veren İngiliz grubun devamlılık ve istikrar konusunda çok büyük sorunları olduğundan bugün sadece thrash metale gerçekten kendini adamış dinleyicilerde bir karşılık bulabiliyorlar belki ama 23 sene sonra tekrar albüm yaptıkları 2019’dan beri çok net bir 2. bahar söz konusu Xentrix kanadında.
Kurucu üyeler Stan Havard ve Dennis Gasser, daha önce Blaze Bayley ile çalışmış gitar-vokal Jay Walsh’a yatıp kalkıp dua etmeli. Birçok eski thrash grubunun vokal konusunda çok zorlandığına şahit olurken, üstelik de esas vokalist re-union sonrasında ayrılmışken Xentrix’in Jay Walsh’u bulması müthiş bir şans. Hem çok net bir thrash gırtlağına sahip Walsh hem de belli ki Xentrix ile bir şeyler kanıtlamak da istiyor; 90’lardan fırlamış gibi tınlayan kirli, çiğ, aç ve tutkulu performansıyla yukarı taşıyor Seven Words‘ü.
Vokalde kafa rahat ettikten sonra gerisi zaten Havard & Gasser ikilisinin tecrübesi ve thrash hakimiyetiyle çözülmüş gibi. Saf oğlu saf bir anlayışla yazılan besteler zaman zaman thrash/heavy arası gidip gelirken nakarat odağı, sırtını Walsh’a dayayan ikili için çok yerinde bir tercih olmuş. Orta tempolu marş vari bestelere güçlü nakaratlar eşlik ediyor. Tam dozunda cıncırılar ve olmazsa olmaz bas gitar ise Andy Sneap prodüksiyonuyla hem sıcak hem de hayli heavy hissettiriyor. Açılış parçası Behind the Walls of Treachery veya ekstra melodik My War, hem nakarat hem gitar dinlemek ve Xentrix’in saf thrash tutkusuna şahit olmak adına iyi örnekler zannımca.
Tümüyle melodik thrash/heavy çizgisinde gidip kabak tadı vermiyor Seven Words. Özellikle kapanış parçası Anything But the Truth‘ta stilistik, ilginç zaman ölçüleri ve bas gitar varyetesiyle et kafalı bir thrash grubundan fazlası olduğunu kanıtlamış Xentrix. Ayrıca ful thrash vitesinde gittiklerinde hala yarışın içinde kalabildiklerini de görüyoruz Seven Words ve Spit Coin gibi parçalarda. 55 yaşına yaklaşan Gasser’in davulda hala eforlu takılabilmesi, Havard’ın -bazıları gibi- her parçaya aynı soloyu yazmaması (ya Hammett gül gibi şarkıyı piç etmemiş mi sizce de?) ve dinamik kalabilmesi kıymetli.
Xentrix, bir işin ilk sahiplerinden birinin yapacağı şekilde o konuda ders veren ve neyin nasıl yapılması gerektiğini gösteren bir albüm yazmış kısacası. Seven Words bir thrash metal klasiği değil tabii ve günün sonunda thrash ile ilişkiniz çok iyi değilse Xentrix sizi türle barıştırabilecek isim değil muhtemelen ama biraz olsun ilginiz varsa 2022’nin en sağlam thrash yapıtlarından birini kaçırmamak için kulak kabartmalısınız mutlaka. Daha önce hiç Xentrix dinlemediyseniz de bu albümle başlayıp oradan ilk iki albüme sıçrayabilir, aradan geçen 35 seneye rağmen grubun o kadar da eskimediğini kendi kulaklarınızla anlayabilirsiniz.