Gevurah – Gehinnom
Merhaba.
Kabala’nın en kıymet verilen kitabı Sefer ha-zohar’da geçen bir evren ve yaradılış şemasıdır Sefirot. Yahudi mistisizmi, tanrıdan türeyişin 10 aşamasıyla birlikte tüm varlıkların Sefirot’la uyumlu olduğunu açıklayan bu şemada kabalistik yaşam ağacının 5. sefirası Gevurah, güç ve adalet temsiliyle tanrının -ve insanın- sol eline, yargıya ve sınırlandırmalara, dengeye işaret eder. Örneğin sonsuz bir iyilik eylemi ve yaradılışın ta kendisi Hesed, Gevurah olmadan var olamaz; zira sonsuz sevgi kötüyü görmezden gelir ve dünya günahkarlığın eline düşerdi. Sadece kısıtlama ve yargılamadan ibaret bir yaşam da mümkün olmayacağından, Gevurah’nın da diğer sefirotlara ihtiyacı var tabii.
Kısacası ortalık karışık, o yüzden bir Kanadalı black metal grubu Gevurah’ya dönelim ve ezotreik/teofizik yorumlamaları Kabala’yı derinlemesine bilenlere bırakalım. A.L. ve X.T. rumuzlu iki müzisyen tarafından kurulan Gevurah, ilk olarak 2011’de yayımlanan demo çalışmaları ile piyasaya giriyor ve 2013’teki Necheshirion EP’siyle ben de varım, diyor tabiri caizse. 2016’da çıkan ilk albüm Hallelujah! ise hayli olumlu yorumlar eşliğinde Profound Lore Records‘un umut vadeden isimleri arasına yazdırıyor grubu. Biraz Polonya, biraz Fransa, az buçuk da İzlanda derken black metalin güncel olarak dominant coğrafyalarından topladığı verilerle ortaya tanıdık ama henüz cazibesini yitirmemiş bir black metal koyuyor Gevurah ve geçtiğimiz haftalarda yayımlanan Gehinnom için de hemen hemen aynı tespitte bulunmak mümkün.

Zaman zaman, death metalde görmeye daha çok alışık olduğumuz bir dinamizm ve agresiflik benimseyen davul, Gehinnom‘un en cezbedici tarafı oldu benim için. Aynı zamanda albümdeki en akılda kalıcı riflerden birine sahip açılış parçası At the Orient of Eden‘de, kuduruk ve düşmanca başlayıp 2:35’de karanlığın tonunu epey koyulttukları, DEATHSPELL OMEGA ilhamının günyüzüne (geceardına demek lazım belki de) çıktığı bölüm arasında olan biten dahi X.T.’nin standart bir işimi yapayım kolaycılığında olmadığını anlamak için yeterli. Hem performans hem de kayıt anlamında hayli sıcak davullar, lanetlenmişlerin ahirete düştüklerinde sonsuz ateşlerde yanacağı Hinnom Vadisi’nden ismini alan Gehinnom‘dan aldığım o yanık, o kavruk tadı pekiştiriyor.
“Bu gördükleriniz hikaye, benim esas façam kalbimde,” tadındaki kendini kesmeli klibi sayesinde gruptan da albümden de soğumama sebep olan Blood-Soaked Katabasis bir yana, bence grubun yukarıda bahsettiğim karma black metalini en iyi yansıtan parçalardan biri olan Towards the Shifting Sands, albümün de yıldızı. İlk yarısındaki minimalist, tekrarcı tavır 3. dakika itibariyle uyumsuzluk notalarına bırakırken şarkı da daha mücadeleci bir tecrübeye dönüşüyor. Ağza burna dolan, ayağımızın altından sürekli kayan kumun içinde -ya da insanoğlundan geriye kalanlar diyelim- güç bela nefes alarak ilerlediğimiz bu yolda fiziksel ve mental sınırlarımızı zorlamaya çalışıyor sanki Gevurah; kapanışa doğru düşen tempo ise kimin kazandığı konusunda şüpheye yer bırakmıyor pek.
2. yarıya, daha doğrusu son 20 dakikaya (albüm 46 dakika) geçmeden önceki ara faslı Lv.16:22, yeniden yola koyulabilmek için gerekli bir mola olsa da biraz fazla BEHEMOTH vari takılan Memento Homo… benim için Gehinnom‘un tadını epey bozuyor. İyi bir ritim omurgası olsa da şarkının üzerine akbaba gibi çökmüş bir Nergal imgesini atamıyorum zihnimden. Yine de 3:40’da giren rif ve sonraki blast-beat ile kudurmamak zor tabii; en azından ilk bir-iki dinlemede.
Ölümün ve sonraki dönüşümün tamamlandığı Gloria in Excelsis Deo, et Ira and Homines in Terra adlı hem adı hem kendi uzun (13:08) kapanış parçasıysa bir kez daha Gevurah’nın cehennem tasvirinin orta yerine ışınlayıp nefessiz bırakıyor insanı. Orta tempolu girizgahını uzatıp o grande finale huşusunu oturtmakta zorlanıyor bence ama 5. dakikasından itibaren külhana ateşi basıp cehennemlik bir atmosfer sağlıyor gerçekten. 10. dakikaya kadar durmak bilmeyen davullar, BATUSHKA vari koral bölümler ve kazı ha kazı gitarlar eşliğinde dinamik, modern black metalin görkemli anlarından bazılarını sunuyor Gevurah. Neden sonra yine Behemoth’a bağlayıp öyle bitiriyor albümü ki Polonyalı devin albümlerini ne kadar epik kapattığını bilenler için bu enfes bir haber. Bak, tadında yapınca bir şey demiyoruz işte kardeşim.
İşin aslı, ortalama bir black metal dinleyicisi için Gehinnom‘u gözü kapalı tavsiye edebilirim. Sağını solunu çok kurcalamayı, tüm kılçıkları tek tek temizlemeye çalışanı tatmin etmeyecek şeyler çok belki ama Gevurah’nın black metal anlayışı, black metal seven insan için Gehinnom‘a dair pek çok eleştiriyi geçersiz kılacak kadar sağlam temellere dayanıyor. Tonla grubun arasından sıyrılıp o elit kara birliğin arasına giremedi, her gün açıp dinlediğimiz bir gruba dönüşemedi belki ama birkaç ay sonra lafı geçince iyi hatırlarım gibi geliyor bu albümü.
82/100
