Kritik

Revocation – Netherheaven

Merhaba.

Metal biraz da çatışma ve kimya işi. Hem doğru kimyayı yakalayacak hem de zaman zaman farklı fikirleri çatıştırıp ortaya yeni bir şeyler çıkaracak, birbirini hem besleyecek hem de yeri geldi mi elinden ekmeğini alacak kişilerin ortaklığına ithiyaç duyuyor. Grup müziğinde vizyon ve beste konusunda tek bir kişinin eline bakmanın iyi bir fikir olmadığını savunan biri olarak monarşinin tek boyutluluk getirdiğine, tek boyutluluğun da zamanla sıkıcılığa sebep olduğuna inanıyorum.

Revocation = David Davidson. Bu, kesin bir gerçek. 2006’da yola çıkan ekipten kalan tek kişi olmasının dışında Revocation’ın yönetiminde de tek sorumlu aynı zamanda. Başta söylediklerimle çelişebilir ama Davidson gibi ne istediğini bilen biri olunca bu tek hükümranlık hali bir avantaja dönüşebiliyor elbette ama tabii bir yandan da grubun sınırlarının keskinleşmesi anlamına da geliyor. Yıllar içerisinde Revocation’ın yaptıklarını, geçirdiği dönüşümü (teknik death metalden thrash metale, sonra tekrar death metale kayacak şekilde) ve tercihlerini düşününce, neden büyük festivallerde veya death/thrash metal konserlerinde Revocation tişörtlü bir kişi bile görmediğimi daha iyi anlıyorum. Saygı duyulan, kendi kitlesi tarafından gözetilen ve desteklenen, ancak ortamlarda çok da akla gelmeyen bir grup Revocation.

Progresif bakış, gitar odaklı ve gitar çalan insana daha çok hitap eden beste anlayışı derken grubun neden daha geniş kitlelere ulaşamadığı sorusunun cevabı kendini belli etmeye başlıyor. David Davidson’ın vizyonu devinim ve dinamizm ilkelerinden, teknikten hiç taviz vermiyor. Her dinleyişte “yahu ne güzel çalıyor adam, ne hoş fikirler bunlar!” diye övdüğüm, fakat dinledikten birkaç hafta, hatta bazen birkaç gün sonra unuttuğum albümler doğuruyor bu vizyon. Diskografinin ortalarına doğru yedi telli gitara geçip işin agresif/brutal tarafını biraz boşlamaya başlayınca iyice ilgimi kaybettiğimi de itiraf edeyim. Neyse ki son dönemde herkes yumuşayıp canlıda insanları çekecek parçalar yazmaya çabalarken Revocation tam tersi istikamete direksiyonu kırıp son sürat yardırmaya başladı. 2018 çıkışlı bir önceki albüm The Outer Ones, fazlasıyla direkt ve sert death metal parçaları barındırmasıyla tekrar cezbetmişti beni. Geçtiğimiz haftalarda yayımlanan Netherheaven‘da benzer sertlikte bir şeyler duymayı umuyordum, fakat bu kadar sağlam bir albüm de beklemiyordum doğrusu.

David’in ilham kuyusu dipsiz ve The Big Four‘dan DEATH‘e, THE BLACK DAHLIA MURDER‘dan ahenksiz black metal gruplarına uzanan bir damardan beslediği Recovation suları çok besleyici. Çok erken kaybettiğimiz TBDM insanı Trevor Strnad’a adanan Netherheaven, hem günahkar hem de teknik ve havalı tınlıyor. Nihilistic Violence gibi death/thrash (DEMOLITION HAMMER‘ı akıllara getiren cinsten) bestelerinin yanına direk Chuck Schuldiner’e saygı duruşu tadındaki Strange and Eternal‘ı koymayı, bu esnada da otoriter ve kasvetli bir atmosfer yaratmayı başarmış David. Bu arada Nihilistic Violence‘ın ICED EARTH insanı Jon Schaffer’in tutuklanmasıyla hafızalarımıza kazınan 2021 Amerika Birleşik Devletleri Kongre Binası baskınından ilham aldığını, sözlerinde Amerika’nın kendi cehennemini yaratmaya doğru ilerlediğinden bahsettiği notunu düşmüş olayım.

Canavar gitar işçiliğine rağmen boynundaki o teknik/progresif fuları kanla, irinle sırılsıklam olmuş desem daha net anlaşılacaktır diye düşünüyorum. Galleries of Morbid Artistry‘in girişiyle 3:00 civarındaki temiz, modern solosu arasındaki tezatlık, kurulan hassas dengeyi gözlemlemek adına iyi bir örnek olabilir. Godforsaken‘ın habis orta temposu 2:55’de ilginç bir şekilde fade-in ile giren gitarlarla iyice karanlık bir yere bağlandığında David “tüm insanlığı kaynayan kan göllerine batırmaktan” söz ediyor mesela. Çek Cumhuriyeti’nden yer alan, insan kemiklerinden oluşan o meşhur kiliseden yola çıkmış. Modern death metal gruplarının birçoğu insanın modunu yükseltecek pozitif mesajlar vermeye çalışırken Revocation’ın old-school kalması takdire değer bence. Diskografinin en karanlık eserlerinden biri, belki de birincisi Netherheaven.

Hala SLAYER vari çatırtılarla dolu partisyonlar barındırsa da açık bir şekilde ağırlık merkezi death metale kaymış durumda. David’in kendi tarzını şeytani bir death metale yedirişini deneyimlemek ilginç olsa da bu tür bir füzyonu kaldıramayacak bünyeler için karmaşık veya kafası karışık gelebilir Netherheaven. Özellikle 2. yarıda TBDM etkisinin artmasıyla birlikte melodik gitarlar öne çıkarken karanlığın tonu da koyulaşıyor. Kapanış parçası Re-Crucified ise hem CANNIBAL CORPSE insanı Corpsegrinder’ın hem de Trevor Strnad’ın varlığıyla bambaşka bir boyutta finale ulaştırıyor albümü. Daha önce bu ikiliyi sahnede görmüş, dinlemiş biri olarak (Cannibal Coprse konserinde birlikte Stripped, Raped and Strangled söylemişlerdi) her dinlediğimde tüylerim diken diken oluyor. Sadece nostaljik/kişisel açıdan kıymetli değil tabii; Dante’nin Cehennemi’nden esinlenen enfes sözlerinden tutun da her dörtlüğü farklı vokalistin söylemesinin getirdiği kaotik dinamizme, David’in gider ayak akıl alan sololarına, black metal seviyesindeki tremolo riflerine kadar her şeyiyle eksiksiz bir parça Re-Crucified.

David Davidson hem hak ettiği değeri görmeyen hem de yazının başındaki fikirlerden yola çıkarak kendi sınırları içerisine hapsolmuş (bunu tercih etmiş) büyük bir müzisyen. Bir metal ve gitar aşığı olduğu çaldığı her saniyeden, her röportajından ve videosundan belli. Ürkütücü, kaotik death metale onun penceresinden bakmak ve aşağıda dönen cehennemi kaosa tanık olmak büyük bir keyif oldu benim için. Sağlıklı dozda ahenksiz/uyumsuzlukla bezeli teknik death/thrash metal… E zaten böylesi zengin bir etiketin altını dolduracak müzisyen sayısı (en azından hayatta olanların) çok değil. Hem size bir şey söyleyeyim mi? Trevor Strnad yaşasaydı Netherheaven‘ı çok beğenirdi ya. Bunun üzerine daha da bir şey söyleyemem.

87/100


Metalperver’e destek olmak için aşağıdaki düğme üzerinden PATREON’a ulaşabilir, aylık abone olabilirsiniz:

Yazıyı/albümü değerlendirmek için:

Average rating 0 / 5. 0

Siteye destek olmak için aşağıdaki düğmeye tıklayıp Patreona göz atabilirsiniz👇
Become a patron at Patreon!

Korhan Tok

Üniversiteden sonra metali bırakmadım.

4 thoughts on “Revocation – Netherheaven

  • duodenum

    Revocation > Existence is Futile = Netherheaven > Deathless > Chaos of Forms > Great is Our Sin > The Outer Ones > Empire of the Obscene

    Yanıtla
  • Senenin en iyi albumlerinden oldugu kesin. Teknik DM ile aram cok iyi olmamasina karsilik bu tarzda sevdigim nadir gruplardan. Her calinan riffin teknik kalitesinden ziyade hissettirdigi onemli. Revocation bu acidan beni tatmin ediyor.

    Yanıtla
  • duodenum

    Decrucified’ı dinlediğimde loopa almadan bırakamıyorum. Albümün sonuna koymaları çok akıllıca olmuş. Başta olsa sadece o şarkıyı dinler loopa alır ve albümün kalanını bitiremezdim.

    Yanıtla
  • duodenum

    Çok büyük icraat.

    Yanıtla

Bir Yorum Bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.