Phobophilic – Enveloping Absurdity
Merhaba.
Old school death metal fırtınası yavaş yavaş geçiyor mu acaba diye düşünmeye başlamıştım ki Amerikalı Phobophilic, geçtiğimiz haftalarda yayımlanan ilk albümü Enveloping Absurdity‘i suratıma çarparak bu rüzgarın kolay kolay durulmayacağını göstermiş oldu. 2016’da kurulan grup 2019’da ilk EP Undimensional Identities‘ı paylaşmış, Lovecraft hayranlığım dolayısıyla merakımı cezbetmişti zaten; fakat böylesi olgun ve özgüvenli bir albüm yapabileceklerini ummuyordum doğrusu.
Derin koridorlarında, kemik yığınlarının arasından bir sonraki avının kokusunu almaya çalışan habis varlıkların kol gezdiği ölümcül bir mağaranın yapış yapış duvarlarından yankılanarak kulaklara ulaşan lanetli bir death metal yapıyor Phobophilic. Biraz daha somut bir anlatım benimseyecek olursak iç karartıcı atmosferini büyük oranda INCANTATION‘a borçlu gibi hissettiriyor diyebiliriz. Neyse ki bir klon olarak nitelendirilemeyecek kadar kendilik barındırıyor Phobophilic besteleri.
Sırtını tümüyle blast-beat vahşiliğine dayamadan, psikodeli ve düz delilikten ilham bulmuş ilginç pasajlarla zaman zaman akıllara DEMILICH gibi, TIMEGHOUL gibi çatlak isimleri de getiriyor Phobophilic. Kısacası acilen gözlük çerçevelerini değiştirmeleri gereken bu seri katıl kılıklı arkadaşlar ne yaptıklarını iyi biliyorlar ve referans aldıkları, zihnimde canlandırdıkları gruplar death metalin en derin sularında yaşayan, karanlığı kendine dost bilmiş büyük avcılar oldukları için kendilerine şimdiden saygı duymaya başladığımı söyleyebilirim. Zaten çok ters düşmemek lazım böyle adamlarla, neme lazım.
2022 yılının 3. Enantiodromia‘sı ile açılan (bakınız: PANZERFAUST ve DEATHSPELL OMEGA) albüm, ağır toplarından birini en başa koymuş. Hipnotizmanın kucağına bırakıyor şarkı insanı ve özellikle son bölümündeki doom vari break-down, atmosferin oturmasında büyük rol oynuyor. 90’lar death metaline saygı duruşu tadındaki rifler peş peşe sıralanırken Those Which Stare Back ile daha da derine doğru kazmaya başlıyorlar. Progresif/psikodeli etkili anlar ilk olarak bu şarkının uzunca solosunda karşımıza çıkarken Nauseating Despair de benzer bir yapıda ilerliyor. İki şarkı da oradan oraya savrulurken nerede olduğunu, ne olduğunu unutmuyor ki söz konusu bu tarz maceracı death metal işleri olduğunda bazen odaklarını kaybedebiliyor gruplar. Neyse ki Phobophilic her saniye brutal tınlamayı, kasvetli durmayı ve ölüm kokmayı beceriyor. Burada önemli olan rif karakteri; hiç karambol veya kaotik mevzulara girmeden çatır çutur rif basıyor gitar ikilisi.
Tümüyle atmosferik, piyanonun öne çıktığı Individuation sonrasındaysa daha da barzo bir kanala geçip DEAD CONGREGATION vari bir biçimde vitesi beşe, kafayı kurbanına takıyor. Survive in Obscurity‘nin tremolo kazımalar sonrası yine doom ilhamlı düşük/orta tempolu bir çizgiye oturuşu, her defasında suratıma yumruk yemişim gibi hissettiriyor. Son 30 saniyesindeki solosu da ayrı güzel. Galiba favorim Survive in Obscurity ya kabaca. İsim parçası olan epik kapanış da hem death metal, hem doom hem de progresif bazında tatmin edici kesinlikle ama ben bu dört dakikalık çirkinliğe ayrı bir bayıldım.
Akıcı ve tempo değişimleri organik, 38 dakikasının her saniyesini dolu dolu, doom atmosferinde bir death metal arayışındaysanız bu yılın en iyi çıkış albümlerinden biri olan Enveloping Absurdity‘e şans verebilirsiniz. Özgünlükten, yaratıcılıktan bahsedemiyoruz belki ama death metalin klasik dönemlerine öykünerek mağarasından kafasını çıkarmak istemiyor zaten Phobophilic de. Efekte bandırılmış vokallerden, önündeki pedallardan kafasını kaldıramayan gitaristlerden sıkıldığım bir dönemde ilaç gibi geldin Phobophilic, yolun açık olsun.
Yine kaliteli ilk albüm. Doom etkileşimli olan kısımları bile baymıyor, ağır tempolu geçişleri iyi kotarmışlar. Genel olarak Incantation etkisi yoğun olsa da bazı kısımlarda Immolation imzası riffler güzel çeşni katmış.