Kritik

Wolfheart – King of the North

Merhaba.

Melodik death metal türünün en üretken insanı Tuomas Saukkonen, bahçıvanlıktan kalan zamanının tümünü metale ayırıp bizleri kaliteli kış metaline doyurmaya devam ediyor. 2020’de hem WOLFHEART hem de DAWN OF SOLACE ile birer albüm yayımlayan Saukkonen, bunu bir alışkanlığa mı dönüştürecek bilinmez ama geçtiğimiz aylarda incelediğim yeni Dawn of Solace albümü Flames of Perdition üzerine duramayıp bir tane de Wolfheart’tan patlattı yine. Kuzeyin gerçek kralı Saukkonen mi bilmiyorum ama hak iddiasının meşruluğunu tartışacak değilim; adam çalışıyor arkadaşlar.

King of the North, alışagelmiş Wolfheart müziğini farklı bir noktaya taşımak gibi bir derdi olmayan, melodiyle epikliği, agresiflikle soğuk kış atmosferini harmanlayan klasik bir Wolfheart usulü melodik death metal albümü tadında açılıyor. Girişiyle ortamın havasını da belirleyen Skyforger, ana motifiyle hafif bir melankoli verse de Saukkonen toprağı titreten boru brutal vokaliyle devreye girdiğinde, özellikle 5:30 civarı itibariyle çok daha sert ve öfkeli bir şeye dönüşüyor. İskandinavya metaline, AMORPHIS‘e ve Fin mitolojisine aşina isimler Skyforger kelimesine yabancı değillerdir; her bir şarkıda Finlandiya mitolojisinin başka bir hikayesine odaklanıyor Wolfheart ve kaliteli müziğinin yanına epik bir de anlatı ekliyor böylece.

Sözleriyle birlikte daha etkili hale gelse de tek başına müziğiyle de görkemli, epik iş King of the North. KILLSWITCH ENGAGE destekli Ancestor, gruptan alıştığımız canavar blast-beat ritimlerle hiç de banal tınlamayan temiz vokalleri birleştirip epiklik tuşunu spamliyor adeta. Jesse’in kendine has sesi, akılda kalıcı nakarat yazımıyla birleşince albümün yıldızlarından biri çıkmış ortaya. Benzer bir iş birliği durumu Cold Flame parçasında da var; bu defa NILE‘dan tanıdığımız Karl Sanders, atipik bir şekilde vokaliyle destek atıyor Saukkonen tayfasına. Sanders’ı Mısır temasının dışında bir şeyler yaparken görmek/duymak da farklı bir keyif açıkçası. Zaten bütünü bozmadan dinamik kalabilen bestecilik sayesinde yüksek konsantrasyonlu, tekrarlı dinlemelerde baymayan bir eser King of the North; bu tip nokta atışı konuk performanslarla daha da etkileyici bir hale gelmiş.

Dinamizmi besleyen bir başka unsur da Fin mitolojisi. Mitoloji bu kadar işin içinde olunca hafif bir folk metal, hatta power metal havası da otomatikman yansımış bazı şarkılara. Bir orman tanrısının hikayesini anlatan The King‘in klavye/orkestra düzenlemeleri (tüm Saukkonen işlerinde olduğu gibi yine Saku Moilanen’in sorumluluğunda bu departman), hafif kirli fakat brutal olmayan dörtlük vokalleriyle birleşip diğer parçalardan farklı, Amorphis vari bir atmosfer yaratıyor. Headstones da yine arkadaki klavyesinin önünde koral vokal düzenlemeleriyle farklılaşan parçalara örnek verilebilir.

Esaslı bir kralın yapması gerektiği gibi, yönetimin bir denge oyunu olduğunu bilinciyle basit, akılda kalıcı melodilerle yardırmalı dayakşör metal dengesini çok iyi ayarlıyor King of the North. Neredeyse her parça senfonisinin yanına kaotik pasajlar eklemeyi, melodik gitarlarını etli butlu riflerle desteklemeyi ihmal etmiyor; üstelik ne doldurma bir şarkı ne de fazla uzatılmış bir kısım var. Pek çok soloya yer verilmesine karşın hiçbiri akışı bozmuyor. Bir dönem ROTTING CHRIST‘ın tur basçısı olan yeni eleman Vagelis Karzis‘in gitar tarafında ne kadar katkısı olduğunu bilmiyorum ama en azından temiz vokaliyle Wolfheart’ın cephanesine yeni, güçlü bir silah eklemiş. Kapanış parçası Eternal Slumber hem Karzis’in vokalinin etkisini hem de bahsettiğim o dengeli besteciliğin rafine hallerinden birini görmek adına önemli bir şarkı.

Kariyerinin ilk 10 yılında maymun iştahlı gibi devamlı bir yerlere saldırıp kendi sesini arayan Saukkonen, bence Wolfheart ile nihayet müzikal kimliğini oturttu. Kendi kendine yapıştırdığı bir etiket olan winter metal (kış metali) kategorisi altında çok isabetli bir isme sahip debut Winterborn‘dan beri harika işler çıkarıyor Wolfheart ve King of the North da 2022’deki favorilerim arasındaki yerini aldı şimdiden. Hatta bu beste olgunluğu, albüm bütünlüğü, akılda kalıcılık ve türler arası dikişsiz geçişlerle yaratılan dinamizm sayesinde diskografinin en üstlerine yerleştirdiğimi de rahatlıkla söyleyebilirim.

THE HALO EFFECT‘miş, AMON AMARTH‘mış vs. geçiniz arkadaşlar; senenin melodik death metal grubu Wolfheart, albümü de King of the North‘tur. Ellerine sağlık Tuomas Saukkonen.

87/100


Metalperver’de olan bitenden memnunsanız bana yardımcı olabilir, aşağıdaki düğme üzerinden PATREON’a ulaşıp desteğinizi gösterebilirsiniz:

Become a patron at Patreon!

Korhan Tok

Üniversiteden sonra metali bırakmadım.

Bir Yorum Bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.