Toundra – Hex
Merhaba.
2018’de yayımlanan Vortex albümünden beri yakın takibimdeki İspanyol enstrümantal post-rock/metal topluluğu Toundra ile birlikteyiz bugün. Vortex kritiği sayesinde ülkemizdeki tanınırlığına katkıda bulunduğumu düşünmekten keyif aldığım grup aslında 2007’den beri aktif ve bugün konuşacağımız Hex, 7. stüdyo albümleri. 2020’de, sessiz dönemin önemli eserlerinden Das Cabinet des Dr. Caligari filmine alternatif bir film müziği tadında, filmle aynı adı taşıyan bir albüm çıkarıp kafa karıştırmışlardı ama nihayet doğru dürüst bir stüdyo albümüyle karşımızdalar tekrar.
Post-metal için %100 doğru olmayacak belki ama özellikle post-rock, rutinleri belli ve açıkçası salt haliyle artık beni biraz sıkmaya başlayan bir müzik. Toundra gibi gruplar ise kalıpları kırmaya çalışmadan da taze bir şeyler sunmayı başardıkları için değerliler benim gözümde. Hex‘i de bu şekilde, grubun durağan bir türde ne gibi yenilikler sunacağını merak eder bir kulakla dinledim ve Vortex‘i bugün bile ayıla bayıla dinleyen biri olarak beklediğimi tam manasıyla buldum mu, emin değilim. Uzun süredir birlikte çalmanın (en yeni eleman 2013’ten beri grupta) getirdiği bir uyumdan, Toundra’nın fabrika ayarı kalitesinden söz edebiliriz elbette ama galiba ortalama üstü bir albümden biraz daha fazlasını bekliyormuşum ben.
Toundra’nın şarkı yazımı ve akıcılık konusunda eline su dökecek grup sayısı az bu türde ve açılıştaki El Odio serisi (üç parça), 22 dakikalık hızlandırılmış bir ders niteliğinde. İlk parçanın 3:20 civarındaki ritim değişikliği, ikinci kısma bağlanırken birbirine eklemlenen bas gitar, davul ve akustik gitar üçlüsünün inşa dersi, üçüncü kısım ile iyice öne çıkan solo gitarın “bana yetişin!” halleri ve üç parçanın birleşip sanki çekip bırakılan oyuncak bir arabaymış gibi dinleyiciyle oynayabilmesine hayran kaldım. Zaman zaman LONG DISTANCE CALLING de böyle enfes besteler çıkarabiliyor ama onlar dışında da kolay kolay başka bir isim gelmiyor aklıma gerçekten. El Odio üçlüsü için şapka çıkarıyorum buradan Toundra’ya. Usted es maravilloso Toundra! Okurlarsa diye şeklimizi koyalım dedim, haha.
Davulcu Alex Pérez’in sazı eline alışıyla (ulan Türkçe) şaha kalkan (iyice sapıttı cümle) Ruinas ise albümün rif rif ilerleyen sert parçalarından biri ve El Odio sonrasındaki favorim. Bundan sonra ise post-metal/rock türünün çıkmazı olan bazı sokaklara Toundra da giriyor ve standart, geride çok bir şey bırakmayan üç parçayla sona eriyor Hex. Saksafonla bile toparlanmayan -her yere de sokmayın artık şunu ya- Watt ve hem tempoyu hem de insanın modunu düşüren, albümün dinamizmini unutturup insanın uykusunu getiren kapanış FIN, Hex ile ilgili en beğenmediğim iki şey sanırım. Kapanışta daha melankolik ve toparlayıcı bir parça seçimini anlıyorum ama kendi içinde giriş-gelişme-sonuç sahibi El Odio serisi varken ve Ruinas ile La Larga Marcha bu kadar tempoluyken baştan sona ağır aksak giden bir parçayla final yapma çabasına hiç gerek yokmuş bence.
Özellikle ilk dört parçasına kefil olduğum, kalan bölümü grup ve tür içerisinde biraz ortalama kalsa da üzmeyecek parçalardan oluşan iyi bir albüm Hex. Enstrümantal post-metal, post-rock taraflarında Toundra her albümüyle daha da söz sahibi bir isme dönüşmeye devam ediyor. 15 yılın ardından, 7. albümünde de hala eskisi kadar yoğun bir duygu, melodi ve ritim bereketine sahip olmaları onları özel kılıyor. Şimdiye kadar hiç dinlemediyseniz Hex iyi bir başlangıç albümü olabilir, çünkü geriye gittikçe daha da iyileriyle karşılaşıp şaşıracağınızı biliyorum.
Ders çalışırken loopa aldım albümü oldukça verimli 2-3 saat geçirdim. Kritiği daha yeni okuyorum ama albüm hakkında hemen hemen aynı şeyleri düşünüyoruz. Ben de El Odio’lar + Ruinas’a aşırı derecede bayılırken ikinci yarıyı özellikle kapanış parçasını oldukça sıkıcı hatta gereksiz buluyorum. Ama El Odio’lar insan işi değil. Anlamına da baktım nefret demekmiş yer yer katılmakla birlikte pek özdeşleştiremedim, daha çok “ceketimi alır giderim” tavrında bir seri.