Thulcandra – A Dying Wish
Merhaba.
Bir-iki gün önce paylaştığım OBSCURA – A Valediction kritiğinde bahsettiğim Steffen Kummerer’in yan grubu Thulcandra ile birlikteyiz. Neredeyse Obscura ile eş zamanlı kurduğu Thulcandra’da melodik black/death metal icra ediyor Steffen ve tıpkı birkaç gün önce inceleyip biraz kızdığım NINKHARSAG gibi, DISSECTION rehberliğinde yapıyor bunu.
Neyse ki Steffen tek başına Ninkharsag’daki herkesten çok daha yaratıcı ve yetenekli olduğundan (niye hala vuruyorum bu adamlara ya ahah) bir Dissection klonu gibi tınlamadan da Dissection vari besteler yazabiliyor. Bundan önceki üç albümde çığır açan, ortalığı ayağa kaldıran işler koymadı belki ortaya ama gönlünü 90’ların İsveçli melodik ve karanlık isimlerine kaptıran dinleyicileri hayli tatmin etmeyi başardı. Son albümünün üzerinden altı yıl geçmiş, Obscura giderek daha büyük ve önemli bir hale gelmişken Thulcandra rafa mı kalkıyor diye düşünmeye başlamıştım ama belli ki Steffen’in Thulcandra heyecanı geçmemiş; A Dying Wish, büyük bir enerji ve tutku ile yazılmış bestelerden oluşan, İsveç melodik black/death metalinin tüm taşlarının doğru yerlere oturtulduğu, güçlü ve keyifli bir albüm.
Dan Swanö prodüksiyonu, soğuğuyla kesen bir kar fırtınası gibi çarpıyor insanın yüzüne. Funeral Pyre‘ın hemen başında yer alan, enfes tonlanmış gitarlar, melankoliyle iç içe geçmiş ve melodik yönü kuvvetli bir albüm ile karşı karşıya olduğumuzu belli ediyor baştan. Şarkının yükünü alıp vitesi blast-beat‘e takarak yola koyulması içinse sadece 30-35 saniye yetiyor. Donuk melodiler, biraz boğuk ve dağınık duyulsa da black metal karakteri açısından müziğe cuk oturan davullar eşliğinde 90’ların mavi-gri tonlu, üzerinde ölülerin yürüdüğü tundralara doğru hareketleniyoruz ufak ufak. Yaklaşık bir saat süren, dondurucu bir yolculuk olacak bu ama bir saygı duruşu, hatta tribute tadındaki bestelerle, İsveç melodik black/death metaline doyuruyor insanı Thulcandra.
Nödtveidt ilhamlı buz tutmuş akorlar, başta insanda Dissection dinleme isteği uyandırsa da aslında bir-iki parça sonra Thulcandra’nın bir kopyadan ziyade bir sonraki olduğu anlaşılıyor bence. Yani Nödtveidt devam etseydi ne olurdu gibi bir noktadan değerlendirildiğinde A Dying Wish çok daha anlamlı ve değerli görünüyor. Steffen’in besteleri ufak öykünmeler dışında kendi başına ayakta durabilecek türden; bir grubun spesifik bir amaçla yola çıkıp belli bir ekol veya grup ekseninde müzik yapmasına alışkın olsak da bu esnada kaynak materyalin dışına çıkıp kendi müziğini yapabilmesi, pek sık gördüğümüz bir şey değil. Elbette Dissection’dan bağımsız düşünemeyiz (Dissection yanı sıra birkaç isim daha sayabiliriz aslında ama zaten onlar da aslında Dissection’dan çıkmış gruplar olduklarından sadece Dissection diyerek geçmek daha kolayıma geliyor) ama Thulcandra müziğinde bundan daha fazlasını duyacağınızı düşünüyorum. The Slivering Silver‘ın başındaki gitarlar bile yeter.
Niyeti baştan belliyken bana da söyleyecek çok bir şey kalmıyor. Bol reverb, bol delay ve soğuk akorlar ile 90’lar İsveç black/death metalini seven herkese tanıdık ve tatmin edici gelebilecek bir albüm A Dying Wish. Steffen’in yaratıcı zekası, Dan Swanö‘nün prodüksiyonu derken sıradan bir klonun ötesine geçmeyi başarmış Thulcandra. Bu kadarı bana yetti, zaten daha fazlasını yapmak gibi bir iddiası olduğunu da düşünmüyorum.
80/100
Metalperver’e destek olmak isterseniz aşağıdaki düğmeye tıklayıp PATREON’da aramıza katılabilirsiniz:
Uzun zamandır bu kadar iyi bir melodik black metal albümü dinlememiştim. Dissection hatırasını bence güzel yaşatmış Steffen. Zaten Obscura ile de gayet leziz işlere imza atmakta.