Ghoul – Dungeon Bastards
Merhaba.
Metalperver’in en eski ve uzun soluklu PATREON destekçilerinden Eren Cansunar‘ın isteğiyle, Amerikalı Ghoul’un 2016’da yayımlanan son albümü Dungeon Bastards‘a bakacağız bugün. Eren’e desteği için bir kez daha teşekkür ediyor, sizleri de Metalperver’e destek olup hoşluklarından faydalanmak üzere PATREON‘a davet ediyor ve zindan piçlerine girişiyorum müsaadenizle.
Grubu daha önce hiç dinlemediğim için önce diskografilerini gözden geçirmek istedim ama daha 2002 çıkışlı ilk albümleri We Came for the Dead!!!‘e yaklaşık bir haftamı kaptırınca, daha geniş bir zamande değerlendirmek üzere kenara ayırdım diğer albümleri, çünkü Ghoul tam da sevdiğim türden bir harmanla crossover thrash icra etmekle kalmamış, hem mizahi hem de vahşi bir şekilde kullandığı korku temasıyla da kalbime giden en kestirme yollardan birini keşfetmeyi başarmış. Hardcore punk (grindcore), death metal ve thrash pratiklerinin enfes birlikteliğinden doğan Ghoul’u anlamak için albüm kapağına bakmak yeterli zaten; deli bir bilim adamı, kafasının yerinde kurt kafası bulunan askerler, zebanimsi bir Nazi subayı, zehirli kimyasalların etkisinde kaldığı için fazlaca gelişmiş bir sürüngen, mezarlık taşlarının arasında, topraktan fırlamış cürümüş eller ve dört tane ağzı burnu kanlı figür, tüm bunları birer kukla ustası gibi yönetiyor… Yani, aslında fazla söze gerek yok sanki. Kurguladıkları Creepysylvania evreninin mutant figürleriyle dolu, çılgın bir ortamdayız bugün. Ha bu arada, sınırlı bir versiyonunda albümün yanında Creepsylvania masa üstü oyunu da vermiş Ghoul. Seviyoruz böyle abuklukları.
MACABRE kadar cinai şebeke karakterli ama aynı zamanda kendiyle dalga geçen bir karakter yansıtmasa da Ghoul’un işin gırgırında olduğu belli. Zaten grup elemanları da WOLVES IN THE THRONE ROOM, MORBID ANGEL, IMPALED gibi gruplarda çalmış müzisyenlerden oluşuyor. Müzikal açıdan Maccabre’den CARCASS‘a, EXHUMED‘dan GWAR‘a uzanan bir yelpaze içerisinde benzeştirmelerde bulunmak mümkün. Saçma sapan alter ego karakterlerin maceraları, death/thrash tabanındaki enfes rifler eşliğinde, 30-35 dakika gibi ideal bir sürede gayet keyifli bir vakit geçirtiyor.
Blast-beat ve brutal vokal ile açılan Bringer of War, nakaratında crossover thrash gruplarının o hep bir ağızdan bağırmalı, haykırmalı moduna geçip grubun bakış açısını da özetliyor. Arkasındaki Shred the Dead de benzer şekilde, bu defa tom davulları ve orta tempo groovy rifler ile, yine aynı vokal ikiliğini kullanarak enerjiyi köklüyor. Thrash tarafları biraz zayıf ama neyse ki albüm ilerledikçe o tarafta da doyurucu parçalara denk gelmeye başlıyoruz. Özellikle isim parçası ve son bölümdeki ikili Guitarmageddon (ahah) ve Abominox, thrash/death kombinasyonunu sevenler için kaliteli rifler ve kısa solocuklarla öne çıkıyor.
Şöyle biraz kurcalayınca, Ghoul’u düşüşe geçtiği bir dönemde keşfettiğimi fark ettim. Özellikle ilk albümü kült mertebesine ulaşmış durumdayken Dungeon Bastards‘ın yaklaşık üçte birlik bir bölümünü standart, hatta tekdüze fikirlere sahip olması can sıkıcı. 2014’te gitarist değişikliğine gidilmiş; belki onun da etkisi vardır ama bu haliyle de kendini defalarca dinletmeyi başardı Dungeon Bastards. Vokalin daha scream bölgesinde takıldığı anlarda (Blood and Guts‘ın verse bölümleri mesela) ortaya çıkan Carcass havası, eğlenceli sözler ve enerjik bestelerle zaten hayli tanıdık bir albüme dönüşüyor ve bu tip bir müzikte fuları, gözlüğü bir kenara bırakıp biraları açtığımız için çok da kasmanın alemi yok zaten. Yarım saatte yeterince terletip coşturdu mu? Cevabım kesin bir evet. Cringe yaşatacak kadar laubali veya saçmalıyor mu? O da kesin bir şekilde hayır. Eh, bu da bana yetiyor açıkçası.
Dungeon Bastards vesile olsun; benim gibi siz de Ghoul ile tanışmakta geç kaldıysanız önce bu albüme, oradan grubun geçmişine dalın mutlaka. Hem eğlenceli, hem yetenekli hem de hayli serseri adamlar oldukları belli her hallerinden ve fırsat buldukça dönüp diskografilerini kurcalamaya devam edeceğim bir şekilde.
Bu gruba neden daha once bakmamisim ya! Intro parcasi bile mukemmel acildi. Carcass ve D.R.I.’i inanilmaz iyi harmanlamislar.