Pestilence – Exitivm
Merhaba.
Bazısı klasik kabul edilen, dönemin coşkusunu hissettiren ilk iki-üç albümü dışında zerre bilmediğim ve açıkçası bilmek için de bir çaba göstermediğim Hollandalı death metal eskisi Pestilence’ın son 15-20 senedir ne yaptığına dair çok az fikrim var. Biliyorsunuz bazen böyle şeylere sinirlenip neden bu grubu doğru dürüst bilmiyorum ya ben gazıyla yeni albümlere saldırır, kendimi zorlasam da oturur incelerim. Hah işte, Exitivm kritiğinin sebebi de bu tam olarak.
Kariyerinin ikinci yarısında daha progresif ve caz(ımsı) bir death metal ile osdm hayranlarını üzüp yeni nesilleri sevindiren topluluk, son albümü Hadeon ile biraz daha net bir death metale dönüş yapıp eski hayranlarını yeniden Pestilence sancağı altında toplamayı başarmıştı belli ölçüde. Artık ikinci baharda gelen başarının sorumluluğu ağır mı geldi, yoksa başarıyı bölme konusunda sorunlar mı yaşandı bilinmez, 2018 çıkışlı Hadeon kadrosundan geriye bir tek Patrick Mameli kalmış durumda. Bugüne kadar 20’den fazla müzisyenin girip çıktığı Pestilence için bu sürpriz değil belki ama son düzlükte biraz ardını toplamayı başarmışken biraz güvenli oynamak istemiş galiba Mameli; Exitivm, grubun kariyerinin kaba bir özeti şeklinde steril prodüksiyonlu, bilim-kurgu temaslı, yer yer senfonik ve progresif ögelerle süslü olmasına karşın özünde sapına kadar 90’lar death metali anlayışıyla harmanlanmış bir albüm.
Pestilence’a duyduğum ilginin yıllar içerisinde giderek azalmasının temel sebebi, grubun benimsediği modern, steril ve mekanik prodüksiyon tercihleri aslında ve Exitivm de alabildiğine endüstriyel, neredeyse FEAR FACTORY kadar mekanik tınlayan bir iş. Death metal gibi tüm malzemesi çamur, toprak, kemik ve kan gibi organik maddelerden oluşan bir türde bu kadar mekaniklik bana gelmiyor açıkçası. Neyse ki bu defa araya ufak senfoni kırıntıları serpiştirilmiş ve rif tarafında MORBID ANGEL ekolünden gelen bakalım bu tel kopmadan ne kadar bükülecek tarzı gerginlikler sayesinde sevdiğim death metal besteciliğinin sınırları içerisinde kalmış Pestilence. Tabii çorbanın içine atılan kruton gibidir bu kırıntılar; eğer miktarı düzgün ayarlayamaz ve kısa sürede hüpletmezseniz o kıtırlığını kaybedip vıcık vıcık bir şeye dönüşerek çorbanızı bebek mamasına çevirebilir.
Bebek maması kıvamı gerçekten de ii özetliyor bence Exitivm‘i. Özellikle gitar tarafında osdm tınlamak için ekstra bir çaba sarf ediyor gibi ve bu da bana samimiyetsiz geliyor biraz. Albümü her dinleyişimde geriye bir rif kalsın aklımda diye kendimi zorluyorum ama o kadar jenerik ve tanıdık motifler üzerinden ilerliyor ki sona erdiğinde içimde death metalin o devasa albümlerini dinleme isteği uyandırmak dışında bir etki yaratamıyor. Yeni gitarist Rutger van Noordenburg bestelere katkı vermiş mi bilemiyorum ama Patrick Mameli’nin kendini güncellemesi, güncelleyemiyorsa da gruba güncel bir gitarist getirmesi şart gibi. Sırf o tanıdıklığın, nostaljinin ekmeğini yemek için birbirinden kötü ve samimiyetsiz devam filmleri çekilen Hababam Sınıfı serisinin yeni halkası gibi bir gitar işçiliği var Exitivm‘de. Arada bazı sololar sayesinde kısa sekanslar halinde Münir Özkul’u, Halit Akçatepe’yi gösterip ah bee, nostaljisini yaşatıyor belki ama büyük resme bakınca gerçekten çok tatsız ve can sıkıcı.
Covid-19’u inkar eden ve şarkı sözlerini kurcaladığınızda kimi abuk subuk komplo teorilerine haddinden fazla prim veren bir adam olmasından dolayı Patrick Mameli’yi sevmek zaten pek kolay değil ama bu adamın death mtealin standart yürüyüşlerini bir kenara bırakıp caz temelli inşalara giriştiği anlardaki başarısını ve pırıltısını yadsımak doğru olmaz. Mortifervm‘i dinlerken Pestilence’ın neden büyük olduğunu ve caz etkili death (hala biraz da thrash) için neden onlardan daha net bir seçenek bulunmadığını anlıyoruz. Maalesef bu yaratıcılığı albüme yayamıyor Mameli ve standart rifler, thrash tarafına kayıp agresiflik kartını öne süren Sempiternvs veya Internicionem gibi parçalardaki ritmik varyasyon ile göz boyama çabaları, bana biraz ucuz geliyor. Daha sıkıştırılmış, keskin ve mekanik bir şey yaratıp DECAPITATED‘in daha akıllısı (düzenlemeler, VOIVOD vari bilim-kurgu numaraları vs. açısından) olmaya çalışıyor sanki ama bunu gözümüze gözümüze sokmanın neresi akıllıca, pek bilemedim.
Mameli’nin önceki albümlere kıyasla biraz daha yüksek perdeden söylediği, bu sayede albümün biraz daha saldırgan ve kontrolsüz tınlaması, klavyenin bazı şarkılarda (özellikle Internicionem‘in solosu) çok iyi yedirilmesi ve bir de ritme abandığı için bir şekilde akıp gitmeyi başarması dışında Exitivm hakkında pek bir olumlu izlenimim yok kısacası. Exitivm çıkalı üç ay olacak neredeyse; Pestilence gibi kağıt üzerinde çok büyük duran bir ismin yeni albümüyle üç ayda single dışı parçalarda 10k-20k dinlenmelerde kalması bile Exitivm‘i özetliyor, benim çok da bir şey dememe gerek yok gibi.