Impaled Nazarene – Eight Headed Serpent
Merhaba.
Kapak tasarımında grubunun logosunun yarısını gizleyip onun yerine gaz maskesi takmış boynuzlu hayvan kafataslarından oluşan bir tasarımı öne çıkarmak her yiğidin harcı değil ama söz konusu metale ömrünü vermiş, 30. yılını geride bırakmış kült bir isim olduğunda farklı bir özgüven seviyesine ulaşılıyor belli ki. Impaled Nazarene yaklaşık yedi senelik bir aranın ardından, kariyerinin tam 13. stüdyo albümü Eight Headed Serpent ile hala ilk günkü gibi ateşli, tutkulu ve heyecanlı.
90’lardan beri punk, black metal ve thrash üçlüsünden aldığı ilhamla müzik üreten ve çizgisini çok bozmayan Fin topluluk Impaled Nazarene, aslında kült albümler çıkarmasına rağmen black metalin 90’lardan günümüze uzanan büyük isimleri arasında biraz geri planda kalan gruplarından. Bunun sebebiyse grubun kendini çok ciddiye almayan, biraz da punk kültürünün getirmiş olduğu o serseri, umursamaz tavır. Buna karşın müzik, içerik bakımından türün devlerinden aşağı kalır değil ve Eight Headed Serpent da yarım saatlik ideal süresi içerisinde hız, öfke ve biraz da mizah ile serseri black metalinin nasıl olması gerektiğini biz kez daha gösteriyor dinleyicilere.
Hiçbir zaman bitmeyecek birtakım şarlatanlık gösterilerinden alıntıyla açılıyor Goat of Mendes; albüm boyunca düşmeyecek temponun yılların tecrübesiyle nasıl kontrol edildiğini göstermesinin yanı sıra Impaled Nazarene’deki elemanların bir şeylere karşı tepkili olduklarını ve albümün söz açısından nerede konumlanacağını da belli ediyor. Sağda solda paylaşılmamış henüz ama bulabilirseniz sözleri mutlaka takip edin; son şarkı Foucault Pendulum‘u görünce acaba mı demiştim Discord muhabbetlerimizde ama Impaled Nazarene, dünyada ne kadar gerizekalılık varsa hepsine lafını sokuyor çatır çatır ve bu açıdan Eight Headed Serpent gerçekten çok tatmin edici.
Müzik tarafında ise kapanıştaki Foucault Pendulum‘a kadar durmayan ve thrash, punk, black metal üçlüsünün kombinasyonlarıyla ortalığı ateşe veren bir Impaled Nazarene var. MOTÖRHEAD vari bir alkollülük, Shock and Awe gibi, The Nonconformists gibi parçalara ekstra enerji katıyor. Bu parçalar dahil pek çok şarkının farklı bölümlerinde koro vokaller, hep bir ağızdan kontrolsüzce haykırmalar, Octagon Order‘ın sonundaki gibi tiz çığlıklar yerleştirilmiş ki kaydın canlılığını yükseltiyor kesinlikle. Özellikle black metal dozunun arttığı bölümlerdeki azgın, hiddetli müziği de düşününce dakikalar ilerledikçe dahada kan kaynatan, kalp atışı hızlandıran bir etki yaratmaya başlıyor Eight Headed Serpent. Bütün YouTube yorumları ve dış basında gördüğüm incelemelerde MARDUK referansları da verilmiş ki isim parçası Eight Headed Serpent (Viktoria‘ya koysak sırıtmaz) ve Metastasizing and Changing Threat gibi parçalarda Morgan Hakansson’un gitarlarını duymamak zor gerçekten.
PozKes‘lerde de bahsettiğim gibi Impaled Nazarene benim için 90’larda yaptıklarıyla hafızamda yer eden gruplardan biri ve açıkçası son üç-dört albümden toplasanız beş-altı dakika bile yok hatırımda ama Eight Headed Serpent, sanki grubun kendini yeniden keşfi ve 2. baharına girmesini müjdeliyor gibi. Belli ki dünyadaki total salaklığın giderek artması, salgın ve bilimum saçmalık da katalizör işlevi görmüş bu albüm hazırlanırken ve grup 90’lardaki enerjisini, çiğ tutkusunu tekrar yakalamış. Önümüzdeki günlerde, haftalarda, aylarda bir şeylere sinirlendiğimde sık sık Eight Headed Serpent açacağım gibi hissediyorum. Eğer punk ruhlu black metal ile bir sorununuz yoksa size de aynısını yapmanızı öneririm.
Olur da dünyanın geri kalanına yetişebilir ve bu salgın illetinden kurtulabilirsek 2022’de Impaled Nazarene’i İstanbul’da da izleyeceğiz zaten. Gelin; Duality Productions ve Metalperver ile kol kola tepişin!
Metal-archives’da sözler mevcut bazı bölümleri hatalı ama hiç yoktan iyidir, büyük ihtimalle koca yürekli birisi kulaktan çevirerek yazmaya çalıştı. Albümün kafasını yakalamak için bi göz atmakta fayda.