Enforced – Kill Grid
Merhaba.
Metalperver takipçisinin aşina olduğuna inandığım Enforced ile beraberiz bugün. 2016’da kurulan grubun ilk albümü At the Walls‘u incelerken belirgin bir potansiyel hissettirdiğinden, ileride yapacakları işlere duyduğum heyecandan söz etmiştim. EP ve demo kayıtlarının yeniden düzenlendiği, aslında yalnızca iki yeni parça bulunan ilk albümün amatör heyecanından sonra grup patladı bir şekilde ve Century Media gibi bir devin kanatları altına girdi. Haliyle beklenti yükseldi ve baskı da arttı. Zaman su gibi akıp gidiyor; göz açıp kapayana kadar geldi işte gelecek ve bakalım yeni albüm Kill Grid ile Enforced seviye atlamayı başarmış mı, yoksa yerinde mi saymış?
Aslına bakarsanız Enforced’un bu tip bir amacı yok gibi pek. 80’lerin sonundan fırlamış canavar gibi bir crossover/thrash metal yapmak haricinde bir şeyle ilgilenmiyor gibiler ve Kill Grid, eğer bu müziğe gönülden bağlıysanız kısa sürede senenin öne çıkanlarından biri olarak hafızanızda yer edecek; bunu şimdiden söyleyebilirim rahatlıkla. Daha önce bu müziğin iyi örneklerini dinlediniz ve sevmediyseniz Enforced’un da fikrinizi değiştirebilecek yeni bir argümanı yok yalznız. Hal böyle olunca da insana söyleyecek çok bir şey kalmıyor tabii; yine de kurcalayalım biraz, elbet çıkar bir şeyler.
Brutal, enerjik thrash kafasının modası hiçbir zaman geçmeyecek herhalde. Bundan altı-yedi sene önce yerel sahnesi dışında pek de adı sanı bilinmeyen POWER TRIP‘in bugün modern gruplar için ne kadar rehber konumda durduğundan, çoğu yolda görse tanımayacak olsa dahi Riley Gale’in vefatıyla bütün metal camiasının nasıl sarsıldığından dahi bu çıkarımı yapabiliriz bence. Kaldı ki bu tür, metalin sonsuz gibi görünen alt türleri arasında en filtresiz, en plansız ve samimi görünenlerinden biri ve haliyle de iyi yapıldığında “işte metal be kardeşim!” gazını sonuna kadar hissettirebiliyor dinleyiciye. Killer Grid de üç aşağı beş yukarı buna oynuyor zaten; nefes aldırmamaya çalışan, hardcore öfkesiyle birleşmiş coşkulu ve hızlı thrash parçalarıyla insanı metal ruhu tarafından yakalamaya çalışıp konuya dışarıdan bakmayı güçleştiriyor.
Son dönemde adını sıkça duyar olduğumuz Arthur Rizk‘in enfes prodüksiyonu eşliğinde, şafak operasyonu düzenler gibi dalıyor içeri Killer Grid. Knox Colby’nin tüm müziği kontrolsüz gösteren çiğ vokalleri sayesinde Enforced’un patlayıcılığı çok yüksek yine ve 80’ler SLAYER‘ı, zaman zaman EXODUS vari teknik numaralar ve belki biraz da EXHORDER ritmikliği derken zaten ilk parçalar direkt vurup geçiyor. Power Trip havasını bestelerde de bulacaksınız illa ki -ki o da aslında yine 80’lere bağlanıyor tabii- ama esas Knox Colby’nin vokali iyice Riley Gale olmuş. Century Media, bayrağı devralacak bir isim arayışında belli ki ve Enforced ile şansını denerken Knox’un vokalinden etkilenmişlerdir mutlaka.
Albüme dönersek bu defa 41 dakikaya çıkmışlar ve şarkılar ilerledikçe zaten retro bir kafanın modern yansıması olduklarından heyecan dozu o kadar da yüksek olmayan besteler giderek monotonlaşmaya başlıyor; fakat demin dediğim gibi Enforced nefes almaya çok izin vermediği için buna takılacak vakit bulur musunuz, emin değilim. Minik minik revizyonist anlar mevcut ve bu sayede tam bir klon gibi tınlamıyor albüm ama yine de dinleyeceğiniz şeyin retroluğu, bir noktada insana “ben bunu dinleyeceğime gidem varam orjinalini dinleyem,” dedirtecek kadar yoğun. O noktada da tercih sizin artık.
Albümün isim parçası, şimdilik açık ara favorim. Yedi dakikası içerisinde yukarıda saydığım isimlere duyduğu saygının haddi hesabı olmamakla birlikte, SLAYER‘ın daha ağır işlerindeki karanlığı, derinliği fazlasıyla hissettirip yine gönülleri çeliyor. Hatta whammy koluna saygısızlık ederek Kerry King’e saygı gösteren canavar sololar bile mevcut. Aynı şekilde Malignance da tam bir SLAYER parçası gibi tınlıyor girişinde ve hiçbir şey için değilse bile, sırf bunun için yine evin içinde koşturtuyor insanı oradan oraya. Curtain Fire ise grubun ilk hiti olabilir gibi geldi bana; tüm kutucukları işaretlemişler resmen. Yetmemiş, şarkının kapanışında da sanki minik bir Power Trip – Executioners’ Tax (Swing of the Axe) sinyali çakmışlar.
İlk albümdeki toyluğu atmış, biraz daha net ve hedefe yönelik bestelerle daha keskin bir gruba dönüşmüş Enforced. Ben biraz daha yaratıcılık ve özgünlük beklediğim için aradığımı tam bulamadım bu defa ama Killer Grid çok iyi albüm, orası kesin. Yine de şirketin de yönlendirmesiyle Enforced bu retro hadiselerin yeni bayrak tutucularından biri olacak gibi ve proje grubu kafasıyla devam edecek, ettirileceklerse ben hızla baymaya başlarım gibi hissediyorum kendilerinden… Knox Colby’nin hardcore ağırlıklı çiğ vokalleri, Slayer liderliğinde 80’lerin 2. yarısını kapsayan hem melodik hem de çiğ gitarlar ve yüksek temposuyla iyi bir crossover/thrash albümü arıyorsanız uzağa gitmenize gerek yok gibi duruyor; Kill Grid‘iniz hayırlı, uğurlu olsun.
İtlik ve serserilik.
Kritikte geçen “işte metal be kardeşim!” duygusunu sonuna kadar hissettirme olayı albümün özeti gibi. Görece ağır başlayıp sonlara doğru iyice artan bir coşku ve yırtıcılık var.
Crossover gazına ihtiyaç duyduğum bir dönemde iyi denk geldi bu albüm.
7. şarkı Hermorrhage’in girişi Kreator – Terrible Certanity’in girişine acayip benziyor. Selam olsun babımda yapılmış bir şeydir belki.
Yeni hiçbir şey vadetmeyen, buna yönelik hiçbir çabası da olmayan; DÜMDÜZ itlik, köpeklik, p.ştluk yapan harika bir grup yani tam olarak ihtiyacım olan şey.